Allah bunun neresinde?
Abone olTBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Günümüzde hâlâ ‘Sünni-Şii’ diye insanlar birbirine kurşun sıkıyor. Irak’ta, Suriye’de nerede İslam toplumu varsa ...
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Günümüzde hâlâ ‘Sünni-Şii’ diye
insanlar birbirine kurşun sıkıyor. Irak’ta, Suriye’de nerede İslam
toplumu varsa ‘Allahuekber’ diyerek kan dökülmeye devam ediliyor.
Allah bu kanın neresindedir" dedi.
TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Arena Mega Gösteri Merkezi’nde düzenlenen
Evrensel Aşura Matem Merasimi’ne katıldı. Törende konuşan Cemil
Çiçek Muharrem ayının Müslümanlar açısından pek çok ilkin
gerçekleştiği bir rahmet ayı olduğunu belirterek, “Muharrem ayı
barış ve bereket ayıdır, matem ayıdır, ibret ayıdır. Savaşmanın ve
kan dökmenin yasaklandığı bir aydır. Yani bu ay küslerin barışması,
kırgınlıkların affedilmesi için fırsat ayıdır” dedi.
Günümüz İslam dünyasının Muharrem ayının anlamı ve mesajından
uzakta olduğunu söyleyen Çiçek, “Kan dökülmeye devam ediyor
yüreklerimiz yanıyor. İslam adına işlenen cinayetlerle tüm
Müslümanlar töhmet alında bırakılıyor. İşlenen cinayetlerle
İslam’ın sevgi ve hoşgörü mesajı perdeleniyor. Bunun ilk örneği
Fırat nehri kıyısında Peygamberimizin sevgili torunu Hz. Hüseyin’in
Kerbela’da şehit edilmiştir. Hz. Hüseyin efendimizin şahadeti
yüreğimizi yakan faciadır. Ona indirilen kılıç darbeleri
Peygamberimize indirilmiştir, Hz. Ali’ye indirilmiştir. Hakikatin
ipine tutunan ve zorbalığa boyun eğmeyen Hz. Hüseyin, kendi
şahadetiyle bizlere ‘hakkı üstün tutmak için gerekirse öl’
demiştir. O hakkı üstün tutmak için kendini feda etmiştir. Doğru
dururken haklı dururken iyi dururken kim kötülerle beraber olmak
ister. Hz. Hüseyin dururken kim Yezidlerle beraber olmak ister.
Kerbela’da sadece bizler için değil, insanı insan yapan tüm
değerler için kendini feda etmiştir. Ne mutlu onun yolundan gidene
ve onu rehber edinip hakkı üstün tutana” diye konuştu.
"ÖLEN ‘ALLAHUEKBER’ DİYOR, ÖLDÜREN ‘ALLAHUEKBER’ DİYOR"
Hz. Hüseyin’in Müslümanlara bıraktığı mesajı anlamayan insanların
olduğunu görmekten büyük üzüntü duyduğunu söyleyen Cemil Çiçek,
“Günümüzde hâlâ ‘Sünni’ ‘Şii’ diye insanlar birbirine kurşun
sıkıyor. Irak’ta, Suriye’de nerede İslam toplumu varsa
‘Allahuekber’ diyerek kan dökülmeye devam ediliyor. Allah bu kanın
neresindedir. Ölen ‘Allahuekber’ diyor, öldüren de ‘Allahuekber’
diyor. Bu nasıl bir İslam anlayışıdır. Ama bu Müslümanların eline
silahlar başkası tutuşturuyor. Kerbela katliamı ile birlikte İslam
tarihinde kötü bir çığır açılmıştır. İnancından dolayı inansalar
şiddet uygulanmasının anlaşılır tarafı yoktur. Bizler ‘bir insanı
öldüren bütün insanlığı öldürmüş’ diye inanırız. Savunmasız
günahsız masum kişilerin öldürülmesini asla kabul etmiyoruz”
şeklinde konuştu.
Türk milletinin Kerbela hadisesi karşısında tarafının net bir
şekilde seçtiğinin altının çizen Çiçek, “Bu topraklarda Yezid
zihniyetinde olan bir Müslüman yoktur, olamaz. Bunun en samimi
göstergesi şudur. Hepimizin evinde bir Ali, Hasan, Hüseyin, Zeynep,
Zehra var. Şu ana kadar Yezid ismine ben hiçbir yerde rastlamadım.
Dolayısıyla bu millet tarafının seçmiş nerede durduğunu tarihen de
göstermiştir” ifadelerini kullandı.
"AYRIŞMAYA FIRSAT VERMEMELİYİZ"
TBMM Başkanı Çiçek, Müslümanları birbirine düşürmek için oynanan
oyunların farkında olmak gerektiğini vurgulayarak şunları
söyledi:
“Bir olursak iri ve diri oluruz. Bugün bizi birbirimize düşürmek
için oynanan oyunların farkında olmalıyız. Tarih boyunca uğrunda
cefa çekilen Alevi-Sünni ayrışmasına fırsat vermemeliyiz Aramızda
kin ve nefret tohumları ekmek isteyenlere karşı şüphe ile
bakmalıyız. Daha demokratik bir ülkede yaşamayı istemek takdirle
karşılanacak bir tutumdur. Ülkemiz haklar ve özgürlükler bağlamında
belli bir olgunluğa doğru ilerlemekte. Farkı inançlar gruplarının
talepleri daha fazla geciktirilmeden birlikte uzlaşarak
çözülmelidir. Tarih boyunca bizi içten içen kemiren iki fitne
olmuştur. Mezhepçilik ve Etnikçilik. Ortak değerlerimiz yerine
doğuştan özelliklere üstün arama hastalığı yaygınlaşmakta. Bizler
son derece dikkatli ve uyanık olmalıyız. Başkalarının planlarını
parçası olmak yerin kendi planlarını yapmalıyız.”
(İHA)