Son 80 yılın yağmur felaketine verdiğimiz
kurban sayısı şimdilik otuzbir. Köprü altlarına sıkışan tırlar,
arabalar çıkartıldığında sayı daha da artabilir.
“Seferden
dönene kadar idare edin.” diyerek ayda ancak birkaç defa para
bırakabilen ve tüm geçimin bu ayda birkaç defa bırakılabilen
parayla sağlandığı “tırcı aileleri” şimdi ne yapacak...
Hurda fiyatına satılacak olan yüzlerce
aracın, suya karışan milyonlarca kıymetli eşyanın zararını kim
karşılayacak...
İkitelli Basın expres yolu ve çevresi
bundan sonra ne olacak...
Bilmiyorum.
“Dere yatağında oturmanın şöyle şöyle
sakıncaları var” denildiğinde “Ha öyle mi! Hemen boşaltalım o
zaman.” diyecek “bilinçli bir halk” olmadığımız için, ne oraya
işyeri açan müteşebbisi, ne de eskisiyle yenisiyle mevcut ve mazi
yerel ve merkezi yönetimleri de suçla(ya)mıyorum.
Bütün bu hengâmenin arasında beni kahreden
tek bir şey vardı:
Sel sonrası ortalığa saçılan “ganimete”
saldıran “insan!” ların zavallılığı…
Yanlış anlaşılmasın!
Aşağılıklığın en dip noktasındaki
zavallılıktır kastettiğim.
Kahpe, namussuz, şerefsiz ve yavşak bir
zavallılık bu.
Bu kahpeliğin sahibi, her türlü kahpeliğin
de potansiyel adayıdır.
Konteynırlardan, depolardan ortalığa
saçılan porselenleri, beyaz eşyaları, av tüfeklerini hayvani bir
iştahla kaçıranları; az önce çaldığı porselen takımını ayaküstü bir
başkasına para karşılığı kakalamaya çalışanları, çamur içindeki plazma televizyonu koltuğunun
altında evine götürenleri gördükçe kan beynime sıçradı.
İnsan olduğunu iddia eden “hayvandan daha
aşağı” bu yaratıklarla aynı fiziksel özellikleri taşımaktan; onlara
da insan, bana da insan denilmesinden müthiş bir tiksinti
duydum.
İnsana ait olmayan bu “şey” varsa eğer tüm
kutsalından vazgeçsin.
İzlediği dizilerdeki kötülere kızmasın,
iyilere ağlamasın.
Çocuklarına “iyi insan olmayı” öğretmeye
kalkmasın.
Evine giren hırsıza kızmasın.
Ve sakın “Napalım, fakiriz” demesin.
Fakirlik, görmemişlik, açlık hiçbir
kahpeliğin nedeni olamaz.
Kutsal bir ayın atmosferi içinde sizin o
halinizi izleyenler, dua niyetine ne dedi biliyor musunuz?
“Allah belanızı
versin!”