Internet Haber Mobil Uygulama
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
Internet Haber mobil uygulamasını denediniz mi?
AK Parti'nin 3 dönem kuralına her zaman karşı çıkanlardan biri
oldum. Partinin 13 yıllık hafızasının 3 dönem kuralıyla beraber
adeta resetlenecek olması beni oldum olası ürküttüğü için bu kurala
karşı çıktım.
Ancak geçen zaman zarfında "Bazı isimler"in 3
dönem kuralına takılmasına sevindim desem yalan olmaz.
Çünkü kimin makam için, kimin dava için mücadele ettiğine şahit
oldum.
Aday gösterilmeyenlerden bazılarının AK Parti'de hiç makam mevki
sahibi olmamış gibi sırra kadem bastığına tanıklık ettim.
Kimi kitap yazıp, "Paralel yapı var diyemem"
diyerek partisini, liderini ve davasını ayaklar altına almaya
çalışan kesimlere sahip çıktı. Kimi ise yeniden makam verilmedi
diye, "Benden sonrası tufan" türünden hareketlerde
bulundu.
Onları anlamasına anladım da parti içinde "Abi"
sıfatıyla hürmet gören bazı isimlerin yaptığı açıklamalara bir
türlü anlam veremiyorum.
Beni takip eden kardeşlerim sözlerimi törpüleyemediğimi,
gördüğümü olduğu gibi anlattığımı iyi bilir. Bu nedenle isim
vererek beni bu anlamda büyük hayal kırıklığına uğratan isimleri
sayacağım.
Şunu açık açık ifade edeyim ki Bülent Arınç'ın 7 Haziran seçimleri
öncesinde hırsına ve nefsine yenik düşerek önce Cumhurbaşkanı
Erdoğan, ardından da Melih Gökçek hakkında söyledikleri AK Parti'ye
7 düvelin veremediği zararı verdi.
Bir başka deyişle muhalefetin 13 yılda yapamadığını Bülent Arınç 13
dakikalık konuşmasıyla yaptı. Cemaatin yapıştıramadığı
"Hırsız" damgasını da bir iki cümlesiyle kendisi
AK Parti'nin siciline ekleyiverdi.
Aradan aylar geçmesine rağmen bugün toplumun neredeyse tamamı,
"Melih Gökçek Ankara'yı parsel parsel sattı"
sözünü AK Parti'ye oy isteyen tabandaki partililerin yüzüne
haykırıyor. Bu sözlerin AK Parti'ye 2 puana malolduğunu gerek
kamuoyu anketleri gerekse parti tabanında çalışan herkes açık açık
dile getiriyor.
Aynı Bülent Arınç bundan bir süre önce "Bir gerekçe bulsam
da AK Parti'ye çaksam" diye kıvranan Aydın Doğan'ın
televizyonuna çıkarak bu kez yeni bir depreme neden oldu.
"Anlattıklarım bu kadarla kalsın!" şeklindeki
imalı sözler, "Birilerine sevgim azalmış olabilir"
türünden şifreli mesajlar bir haftadır Doğan Grubu ve paralel
yapının yayın organları tarafından tepe tepe kullanılıyor.
İki seçim ve iki seçimin hemen arefesinde bu tür açıklamaların
yapılması. Tabandaki herkes bu tür açıklamaların partiye verdiği
zararı görüp yaşadıkça isyan ediyor.
Seçmeni isyan ettiren sadece Arınç değil...
İki gün önce partide en az Bülent Arınç kadar ağırlığı olan
Mehmet Ali Şahin bir açıklama yaptı. Günlerdir çalmadık kapı
bırakmayan, gecesini gündüzüne katarak çalışan partili çalışanları
adeta can evinden vuran bir açıklama hem de...
Bir toplantıda "Eğer sandıktan 7 Haziran sonuçlarına benzer
bir sonuç çıkarsa korkarım yeniden seçim konuşulmaya
başlanacak" dedi. 13 yıldır seçimlerden bıkan halka bunu
söyledi.
1 Kasım seçimleriyle ilgili açıklanan anket sonuçları, "AK
Parti'nin iktidara gelmesi büyük olasılık" derken bu
açıklamayı yapmak, partinin alt tabanında hayal edilemeyecek ölçüde
bir hüsrana neden oldu. Çünkü tamamı partinin tek başına iktidara
geleceğini söyleyerek ve topluma bunları anlatarak çalıştılar.
Bu açıklama onların yaptığı çalışmalara darbedir. Bu açıklama
onların şevkini kırmaktan, umudunu yitirmelerinden başka işe
yaramadı.
Yazık değil mi ya!
Dikkat ediyorum da Başbakan Davutoğlu artık mesaisini bu tür
açıklamalara açıklama getirmeye çalışarak zaman geçiriyor.
Şimdi yeni bir vekil çıkmış, "1 Kasım'dan sonra bazı
gazeteler ve yazarlardan hesap sorulacak" diyor. Sözde AK
Parti'yi savunan bazı yazarlar da ondan feyz alarak, "O
şirketede de el konulacak, bu gazeteye de el konulacak"
diyerek topluma korku pompalıyor.
Ne tuhaftır ki bu isimlerin hepsi yaptıkları bu yıkıcı
açıklamaların AK Parti'ye yarayacağına inanıyor.
Beyler!
Bu açıklamalar size göre bal kaymak ama toplumda bunun nasıl bir
etki bıraktığını sokaktaki insanlara sorun. Sayenizde Erdoğan'a
"diktatör" deniliyor, sayenizde bu dava büyük
zarar görüyor.
Birileri IŞİD'i AK Parti'nin kurup desteklediğini söylerken gıkınız
çıkmaz. Birileri Erdoğan'a küfür hakarette sınır tanımazken tek
kelime etmezsiniz. Ama mesele en gereksiz konulara gelince sizi
susturabilene aşkolsun.
Allah aşkına siz konuşmayın!
Bir susun peygamber aşkına!