İsviçre’de yasaklar masaya yatırıldı. Sonuç genel itibarıyla
şöyle aslında; sorumluluk bireye aittir.
Federal Meclis derki: Gençlerin alkol tüketiminden ebeveynler
sorumlu. Çocuklarına abartılı harçlık vermesinler. Bir kaç istisnai
durumdan dolayı tüm halkı cezalandırmayız.
Gençler alkol konusunda sorumluluklarını bilmeli, teşvik
edilmeli ama genel bir yasak getirilmemeli.
Meclisten çok karşıt görüşler çıktı, ama yasak kabul
edilmedi…
Sonuçta; Hükümet ve Senato, İsviçre’nin alkol cenneti olacağı
öngörüsüne karşı, aşırı alkol tüketimini önlemek için 22.00 – 06.00
saatleri arasında alkol satış yasağına; "hayır" dedi.
Bu kararda, sonuçtan detaya gidecek olursak, alkol yasağına
‘hayır’ kararının çıkması, ‘ekonomiye büyük müdahale’ ve ‘piyasanın
bozulması’ en büyük sebep/sonuç ilişkisi diyebiliriz.
Bu karar çok şaşırtıcı bir karar olmamakla beraber, sorumluluğun
aileye ve gençlerin kendi seçimlerine bırakılması, yani esas
yetkinin kişinin kendi kararına bırakılması ana okulundan itibaren
çocuğa entegre edilen eğitim sisteminin önemli bir parçası. Karar
ve yetki kişisel sorumluluk olarak öğretiliyor. Ana okulundan
itibaren, sorun/çözüm içselleştirilip, çözüm ve karar yetkisi
bireyselleştiriliyor.
Yasakların cezbi ilkesinden hareket edersek, İsviçre’deki eğitim
sistemi tamamdır...
Alkol almak isteyen kişinin engellenemeyeceği ve alkol
kullanımını azaltmayacağı için yan etkilerinde oluşacak zararlar
mübahtır.
Ülkemizde, alkolün belirli saatlerde satışının yasaklanması ve
bundan doğacak zararlar günlerce yazıldı/çizildi. Eklemek istediğim
hiç bi’şey yok.
Burada mühim olan ve dikkat çeken ayrıntı şudur: Bir Avrupa
ülkesinde anaokulundan itibaren çocuğa karar verme yetkisi
verilirken, ülkemizde bir çok kararın, bırakın aileyi devlet
tarafından sınırlandırma noktasına gelmesi düşündürücüdür…
Fotoğrafa daha geniş bakalım;
İsviçre’de alkol ve uyuşturucu kullanımında bireysel özgürlük
göze alınırken, ülkemizde karar yetkisi devletindir.
İsviçre’de alkol ve uyuşturucu kullanımı had safhada olup ‘alkol
cenneti’ olarak anılırken, ülkemizde alkol kullanımı sanıldığı gibi
yüksek değildir.
Peki... Alkol ve uyuşturucu kullanımı, bir kişisel tercih olup,
gencin tekeline bırakıldığı için mi, tüketim oranı bu kadar
yüksektir?
Ve; ülkemizde kişisel tercih olmayıp, belirli yasaklardan dolayı
mı tüketim çok yüksek değildir?
Hayır!
Ülkemizde alkolün Avrupa ülkelerinden daha az tüketiliyor olması
sadece din faktöründendir.
Dinimizde ‘Alkol’ ‘günah’ olduğundan, tüketim alt
sıralardadır.
Sonuç şu ki; yasakların hiçbir etkisi yoktur.
Türkiye’nin de % 90’ı Hristiyan olsaydı, emin olun Avrupa’yı
açık ara geçerdik.
Ve ve ve … yasaklar her zaman cezbedicidir.
Ve yine…yasaklar yıkılmak içindir.