Ali ve Nino büyük bir aşk hikayesi. Hazar denizi'nin kıyısında Bakü'de Asya ile Avrupa, Müslümanlık ile Hıristiyanlık, doğu ile batı iç içe ama karşı karşıya yaşamaktadır. Yüzü Doğu'ya dönük olan Ali Han Şirvanşir ile Avrupalı duyarlılığına sahip olan Nino Kipiani okul yıllarında birbirlerine âşık olurlar. Bu imkânsız aşkı yaşatabilmek, doğu ile batı arasındaki sınırı kaldırmak kadar zordur. Birinci dünya savaşı ve Rus devrimi boyunca, Azerbaycan'ın da bağımsızlık savaşı verdiği bu Kaotik ortamda Ali, Asyalı atalarının inançlarıyla Nino'ya olan bağlılığı arasında bir seçim yapmak zorunda kalır. Binbir gece masalları tadındaki bu kitabın günışığına çıkışı en az ali ve Nino'nun öyküsü kadar gizemli ve ilgi çekicidir. Bakü'de doğup avrupa'da yaşayan Lev Nussimbaum ile Avusturyalı barones Elfriede ehrenfels'in 'kurban said' imzasını kullanarak birlikte yazdıkları tahmin edilen romanın hangi bölümlerinin kimin kaleminden çıktığı yanıtlanamayan bir soru olarak kalmıştır. Bakü'ye gidenlerin mutlaka gördüğü devasa heykeller sürekli hareket halindeler. Birbirlerinin içinden geçerek ayrılan ve tekrar takrar birleşen heykel Ali ve Nino'un aşkını anlatıyor.