Ali Talip Özdemir'i aldatmışlar
Abone olDünden Bugüne Tercüman'a konuşan ANAP eski Genel Başkanı Ali Talip Özdemir partisinin içine düştüğü durumla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı.
Göreve, büyük bir heyecan ve umutla gelen Ali Talip Özdemir, bir
senenin sonunda kelimenin tam anlamıyla "pes etti". Nesrin Nas'ın
yeni genel başkan seçildiği ANAP Kongresi'nin öncesi ve sonrasında,
Özdemir'in açıklamaları ve partide yaşananlarla ilgili birçok haber
yapıldı. O sıcak günlerin ardından, Ali Talip Özdemir son bir yılda
yaşadıklarını bir kez daha anlattı. Özdemir'in genel başkanlık
tecrübesine ilişkin sözlerinin satır araları dikkatli okunduğunda,
Türkiye'nin bir "siyaset gerçeği ve dersi" çıkıyor ortaya. İlk
başlık, ekonomik durum ve yaşananlar. Ali Talip Özdemir anlatıyor:
"Bu göreve gelirken bana (para var) denildi, (hazine yardımı
gelecek) denildi, daha birçok şey söylendi. Ama koltuğa oturduğumda
partinin kasasının bomboş olduğunu gördüm. Geldiğim günden itibaren
ödemelere kişisel olarak başladım. Bu bir yılı, maddi-manevi
tamamen kendi gücümle götürdüm." - Sayın Özdemir, bu konuyu biraz
daha detaylandıralım. Çünkü bu bir siyaset gerçeği ya da dersi
niteliğinde... Ben bu konuda yeni bir polemik başlasın istemiyorum.
ANAP benim partim. Çok da iyi ve medeni bir örnek teşkil edecek
şekilde ayrıldım görevimden. - Ama bu sizin tamamen yanıltılmanız
demek olmuyor mu? Size tam olarak ne söylenmişti ve bu tabloyu
söyleyenler kimlerdi? - Eski yönetim, devralınacak maddi durumla
ilgili olarak, bana kasada 2 trilyon lira para olduğunu söylemişti.
Ama kimse, borçlar ve bekleyen ödemelerden bahsetmemişti. Bunlar
ortaya çıkınca, değil kasada para olması, biz borçlu çıktık. Siz
göreve talip olmadan önce, ekonomik durumu kontrol etmeyi
düşünmediniz mi? Bunu kim düşünür. Güvendim tabii kiÖ Ayrıca
düşünün, çok büyük miktarda hazine yardımı almış bir parti. Koskoca
ANAP'ın parası olmayacağı kimin aklına gelirdi ki? Ama tekrar
ediyorum, yeni bir tartışma ortamı oluşmasını kesinlikle istemem.
Bunlar yaşandı ve o dönem kapandı. - Siz, görev sürenizde kendi
cebinizden ne kadar para harcamak zorunda kaldınız? - O rakamı net
olarak hiç söylemedim, söylemeyeceğim deÖ Ama çok ciddi
sıkıntılarla karşı karşıya kaldım. Büyük bir zorlukla geçti bu bir
yıl. - Böyle devam etse sizin açınızdan bir yıkım mı olacaktı yani?
- Devam etsem, ekonomik olarak kişisel açıdan tam bir yıkım
olacaktı. Bu bir "nefes" meselesi. Nereye kadar dayanabilirsiniz?
Maddi-manevi benim nefesim, ancak bu kadarına yetti. Hazine
yardımını alabileceğimiz düşüncesi vardı. Yüzde 7'lik barajın yüzde
5'e düşmesi konusunda son olarak Başbakan ile de konuştum ve bunun
da olamayacağını gördüm. Son dönemde bu konuyu Merkez Karar Yönetim
Kurulu'nda (MKYK) arkadaşlarıma da açtım. Ama baktım ki özellikle
maddi konularda elini taşın altına sokan kimse yok. Benim öyle
sağdan soldan para isteyecek halim de yoktu. - Yani kişisel olarak
ekonomik bir yıkımın eşiğinden döndünüz, öyle mi? - Gerçekten çok
yoruldum. Her açıda... "Yolsuzluk" yaftasının bedeli Ali Talip
Özdemir, maddi durumun yanı sıra, ANAP'ı daha iyi günlere
ulaştırmasının mümkün olmadığını görmesinde etkili olan diğer
faktörleri, "parti içinde hedeflenen havanın yakalanamaması ve
merkez sağda yeni bir oluşum için sarfedilen çabaların sonuçsuz
kalması" olarak sıralıyor. Ama tabii en önemlisi (belki de temel
nokta) ANAP isminin, "yolsuzluklarla özdeş" olarak algılanması... -
Sayın Özdemir, partinin imajının nasıl bir etkisi oldu sizin pes
etmenizde? - Bakın ben hala ANAP'ın bir marka olduğunu düşünüyorum.
Ama konjonktür eski günlere dönüşe müsait değildi. Birçok çevre ile
görüşmelerim oldu. Medya ve kamuoyu desteğinin yeni bir ivmeye
müsait olmadığını gördüm. - Daha açık sorayımÖ Partinin adının
yolsuzluklarla özdeşleşmiş olması karşınıza neler çıkardı? - Tabii,
her gittiğimiz yerde en çok gündeme gelen konu buydu. Hükümet,
basın, kamuoyuÖ Her tarafta söylenen, karşımıza çıkan buydu.
Partililer de, bu imajdan nasıl kurtulabileceğimizi soruyorlardı
hep. Ama şunu da söyleyeyim; ben bunun cevabını veriyordum. Bir
bilgi, belge varsa biz de veririz, gereği yapılsın isteriz.
Yolsuzluk gibi bir konuyu savunur duruma düşmemiz beklenemez. Ama
diğer taraftan, bu konu bir siyasi malzeme olarak kullanılmasın
diyoruz. Bu bir siyasi linçe dönüştürülmesin. </>- Pekiyi
bundan sonra neler olur? Nesrin Nas, neler yapabilir? - Bakın
Nesrin Hanım'ın neler yapabileceğini bekleyip göreceğiz ama şu
kadarını söyleyebilirim, benim dönemimdeki özellikle ekonomik
konulardaki sıkıntıyı beraber yaşadık. Kendisi de MKYK üyemizdi.
Dolayısıyla o da biliyor neyin ne olduğunu. Ben geldiğimde
bilmiyordum ama kendisi biliyor. Yani bu şartları görerek geldi.
Dolayısıyla demek ki, güvendikleri bir kaynak var diye düşünüyorum.
Bir bildikleri var ki, bu göreve talip oldular. Ben buna parti
adına sevinirim. - Nesrin Nas'ın genel başkanlığıyla birlikte,
siyasi kulislerde, bu gelişmenin Mesut Yılmaz'ın dönüş sürecinin
başlangıcı olduğu konuşulmaya başlandı. Sizce de öyle mi? - Mesut
Bey bu saatten sonra döner mi, dönerse ne olur, nasıl olur bunları
şimdiden bilemem. Bunları ayrıca tartışmak lazım. Ama ben bu
konuda, somut bir şey görmedim, duymadım. Bazı arkadaşlar Mesut
Bey'in kendilerini aradığından vs. bahsediyorlar fakat bence bu
konu bir tevatür olarak dolaşıyor gündemde. - Sizce döner mi Mesut
Yılmaz? - Şimdi yaşanan bir soruşturma süreci var. Yüce Divan'a
gitme durumu olursa ve Mesut bey aklanırsa o zaman bazı şeyler
yaşanabilir. Yani bir iade-i itibar durumunda ben kendisinin dönüş
hakkı olacağını düşünüyorum.