Ali Kırca'yı Star'a götüren dosya
Abone olAyşenur Arslan, anılarını Radikal'de anlatmaya devam ediyor. Aslan, bu kez atv'de yaşadığı sıkıntıları ve Ali Kırca'yı Star'a mahkum eden o gizli dosyayı anlatıyor.
... Radikal'in Pazar ilavesi 'İki'de, ''Medyanın yakın tarihi''
adlı sayfada anılarını anlatan Ayşenur Arslan, ATV'de yaşadıkları
tatsız bir olaydan ve Ali Kırca'nın Star'a gidişinde ana etken olan
bir dosyadan bahsediyor ama bu dosyanın içeriği hakkında bilgi
vermiyor... Susurluk'taki o malum ve meşhur kazayı, sevgili Mahmut
Övür haber vermişti. Övür sonraları çok önemli bir katkıda daha
bulunmuştu. Abdullah Çatlı ile özel timciler arasındaki ilişkiyi
kanıtlayan bir kaset getirmişti. Bir düğünde çekilmiş görüntüler
vardı kasette. Ancak düğün sahibi 'Drej' lakabıyla bilinen Ali
Yasak olunca, olay bambaşka bir boyut kazandı. Görüntüler
yayınlanıp, Övür de canlı yayında kimin kim olduğunu anlatınca
kıyamet koptu. Ben de Drej Aliysem Övür ardından hemen odama geldi.
''Drej Ali telefon etti, buraya geliyormuş. Ali Kırca, davetsiz
konuğumuz için, ''Aman buraya getirmeyin'' dediği için spor
servisinde kabul ettik. Tabancası belindeydi. Mahmut Övür, Ferhat
Boratav ve ben, havayı yumuşatmaya çalıştık. Ama o çay içmeye
gelmemişti. Arada bir, ''yengeye (yani bana) şükret'' diyordu.
Giderken tehdit etti: Ben de Drej Aliysem, bunun hesabı sorulur.
Ardından, Mahmut Övür, evinin önünde silahlı saldırıya uğramış ve
ağır yaralamıştı. Geriye sayım ATV2000 binasından böyle anılar
bırakarak ayrıldık. Çocukluğunun geçtiği evi terk etmek zorunda
kalan insanların duygularıyla Nişantaşı'na taşındık. Ama Nişantaşı
keyfi uzun sürmedi. 27 Ekim 2000 tarihinde 'bomba' patladı. Etibank
TMSF'ye devredilmişti. Kararın anlamı açıktı. Sabah/ATV için geriye
sayım başlamıştı. Gelişmenin ilk etkisi ödemelere ilişkindi.
Maaşlarımızı alamıyorduk. Bir süre sonra ay atlamaya başlamıştı.
Bir akşamki bültenimizin ilk haberi, Dinç Bilgin'in, ''Ceketimi
alıp gidiyorum'' olmuştu. Ciner ve Karamehmet Ardından patronun
kabul salonunda bir toplantı yapıldı. Önceden aşina olduğumuz
Turgay Ciner, o gün pek çoğumuzun ilk kez gördüğü M. Emin
Karamehmet. O salonun daha önce tanık olmadığı kalabalık
toplantıda, ''Merak etmeyin, maaşlarınızı alacaksınız. ATV ve Sabah
eski gücüne kavuşarak yoluna devam edecek...'' Ne yazık ki öyle
olmadı. Biz yine maaşlarımızı alamıyorduk. 2000 yılı hem Türkiye,
hem de bizim için kara bir tabloyla gelmişti. Dinç Bilgin:
Dönüyorum Bir gün Dinç Bilgin bizi davet etti, Ali Kırca'yla evine
gittik. Kaynak sorununu hallettim, dönüyorum'' dedi. Nitekim
Bilgin, o akşam Nişantaşı'ndaki binaya döndü. Ancak halledilmesini
beklediği her ne idiyse, bir türlü olmadı. Ali Kırca Star'a gidiyor
Derken, 21 Mart 2001 Çarşamba günü, internet sitelerine, hayatımıza
fırtına gibi giren bir haber düştü: ''Ali Kırca Star'a gidiyor...''
1974 yılından beri en yakın arkadaşlarından biriyim. 94'ten beri de
yardımcısı, sağ kolu, sol gözü vs v.... Benim haberim olmadığına
göre bu, bir dedikodudan öte gidemezdi. Bunun rahatlığıyla girdim
Ali Kırca'nın odasına: ''İnternet siteleri seni yine biryerlere
göndermiş şekerim!'' Hiç beklemediğim bir yanıt almıştım: ''Ya
evet, Cem Uzan ısrarla çağırıyor...'' Star içimize sinmiyor Doğrusu
Star'ı içeriden tanıdığım için, gitmeyi hiç mi hiç istemiyordum.
Ülker Pınarbaşı ve Baki Şehirlioğlu da aynı görüşteydi. Ali Kırca,
''Haklısınız, benim de içime sinmiyor'' dedi. Cem Uzan bizzat
aramıştı ve gitmese ayıp olacağını söyledi. ''Hayır cevabını
kendisiyle görüştüğümde veririm'' dedi. Zafer Mutlu bana, Ali Kırca
için, ''Söyle şu adama gitmesin'' diyordu. Zafer'e, ''Merak etme,
bir yere gitmiyoruz'' dedim. Uzan önüme öyle dosyalar koydu ki!!!
23 Mart günü bizi odasında topladı ve ''ATV'de kalıyoruz'' dedi. 24
Mart Cumartesi akşamı gelen telefona, işte bu yüzden hiç alışık
değildim. Ali Kırca Cem Uzan'la görüşmesinin ardından arıyor ve
''Evet'' dediğini söylüyordu. ''Peki neden Ali? Hani
gitmeyecektik???'' ''Cem Uzan önüme öyle dosyalar koydu ki. Sana
sonra anlatırım ama şu kadarını söyleyeyim, bizim orada bir gün
daha kalmamamız lazım. Yani şimdi Star'a gidiyoruz.'' dedi Hüngür
hüngür ağladım 25 Mart Pazar günü Star'a gittik, el sıkıştık. Ali-
Ayşenur-Baki üçlüsüyle, bazı editör arkadaşlarımızı ve bir grup
muhabir ve kameraman, masamızı topladık. 26 Mart günü Dinç ve Önay
Bilgin'le vedalaşırken, hüngür hüngür ağladım. Güzel bir rüyanın
sonuna gelmiştik. Vefa sınavını aşamayan dostluklar 8 yıldır deli
gibi titizlenerek, hayatımızdan çalma pahasına çalışarak, bir marka
haline getirdiğimiz ATV Haber'e veda ediyorduk. Yani evimizi terk
ediyor ve kim bilir, bizi nelerin beklediği bir yolculuğa
çıkıyorduk. Bir daha hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktı. Nitekim
olmadı da. Habercilik de. Vefa sınavını aşamayan dostluklar
da...