Ali Erbaş: Filistin'i ve Kudüs'ü işgal bütün yeryüzünde kaos çıkarmaktır
Abone olDiyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Uluslararası Kudüs ve Mescid-i Aksa Sempozyumu’nda yaptığı konuşmasında, “Bugün Mescid-i Aksa, sistematik saldırılarla karşı karşıyadır. Filistin’i ve Kudüs’ü işgal etmek, aslında sadece bu bölgede değil, bütün yeryüzünde kaos çıkarmaktır” dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Hac ve Umre
Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından Türkiye Diyanet Vakfı (TDV)
Konferans Salonu’nda düzenlenen ‘‘Uluslararası Kudüs ve Mescid-i
Aksa Sempozyumu’’nun açılış programına katıldı. Kur’an-ı Kerim
Tilaveti ile başlayan program sempozyum tanıtım videosunun
izlenilmesiyle devam etti. Programa Filistin Kudüs İşleri Bakanı
Fadı Arafat Saleem, Filistin Devlet Başkanı Dini Başdanışmanı
Mahmoud Al-Habbash, Filistin'in Ankara Büyükelçisi Faed Mustafa ve
pek çok davetli ile Diyanet İşleri Başkanlığı personeli katıldı.
Sempozyumun açılış konuşmasını yapan Başkan Erbaş, Kudüs’ün
insanlık ve Müslümanlar için önemine değinerek, Filistin ve Kudüs’ü
işgal etmeyi bütün yeryüzünde kaos çıkarmak olarak niteledi.
“Çeşitli baskı ve uygulamalarla Müslümanlar şehri terk
etmeye zorlanmaktadır”
Kudüs’ün Müslümanların idaresi altında altın çağ yaşayan barış ve
huzur şehri olduğunu, 1. Dünya Savaşı’ndan sonra bu özelliğini
kaybettiğini hatırlatan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kudüs’ün
acının ve gözyaşının merkezi haline geldiğini belirterek, “Bugün
Kudüs maalesef yine işgal ve zulümle anılır olmuştur. Kudüs’ün
kutsiyetine ihanet edilmiştir. Yine acının, sıkıntının, gözyaşının
merkezi haline gelmiştir. İşgal edilen Filistin topraklarında,
Kudüs’ün kadim değerlerle bağları kopartılmaya çalışılmaktadır.
Tarihi mekanları tarumar edilmektedir. Yerli halkın tüm imkanlarına
el konulmaktadır. Çeşitli baskı ve uygulamalarla Müslümanlar şehri
terk etmeye zorlanmaktadır. Her türlü hak ve özgürlükten mahrum
bırakılmaktadır Müslümanlar” dedi.
“Bugün Mescid-i Aksa, sistematik saldırılarla karşı
karşıyadır”
Filistin’i ve Kudüs’ü işgal etmeyi bütün yeryüzünde kaos çıkarmak
olarak kaydeden Başkan Erbaş, Kudüs’ten Müslümanları çıkarmanın tüm
insanlığın hukukunu tanımamak olduğunu anlatarak, “Filistinli
Müslümanların evleri yıkılıp, işyerleri kapatılmakta, tarım
arazileri işgalciler tarafından yakılmaktadır. Bugün Mescid-i Aksa,
sistematik saldırılarla karşı karşıyadır. Filistin’i ve Kudüs’ü
işgal etmek, aslında sadece bu bölgede değil, bütün yeryüzünde kaos
çıkarmaktır. Kargaşayı körüklemek, savaştan beslenmektir. Kudüs
gibi tarih boyunca insanlığı kucaklayan bir şehirden Müslümanları
çıkarmaya çalışmak, aslında tüm insanlığın hukukunu tanımamaktır.
Barışı, huzuru ve insanlığı katletmektir. Bunun için, Kudüs’ün
esaretini meşrulaştıracak her söylem, vicdana, varoluşa, tarih ve
kültüre karşı işlenmiş bir insanlık suçudur” diye konuştu.
“Kudüs özgür oluncaya kadar hiçbir çalışma yeterli
olmayacaktır”
İslam coğrafyasının güçlerini birleştirdiğinde üstesinden
gelemeyeceği hiçbir sorunun olmayacağını vurgulayan Diyanet İşleri
Başkanı Erbaş, Kudüs özgür oluncaya kadar hiçbir çalışmanın
yetmeyeceğini hatırlattı. Erbaş, Kudüs’ün sıradan bir toprak
parçası olmadığının altını çizerek, “Kudüs, İslam’ın yurdudur.
İslam medeniyetinin tarihsel bilgi ve değerler hafızasıdır. Kudüs,
sıradan bir toprak parçası değildir. Kudüs ve Mescid-i Aksa, bize
Peygamberimizin emanetidir. Emanete sahip çıkmak imanımızın
gereğidir. Kudüs Müslümanların ve insanlığın önünde bir vicdan,
hukuk ve ahlak imtihanıdır. Kudüs bizi vahdete ve her alanda
birlikte çalışmaya davet ediyor. Dolayısıyla tüm İslam dünyasında
bütün mümin yürekleri birleştirecek çalışmalara hız vermeliyiz.
Kudüs bilincini en güçlü hale getirmeliyiz. Bilmeliyiz ki Kudüs
özgür oluncaya kadar hiçbir çalışma yeterli olmayacaktır. İslam
coğrafyası olarak güçlerimizi birleştirdiğimizde, bu gücün farkına
vardığımızda ve kendimize güvendiğimizde üstesinden gelemeyeceğimiz
hiçbir sorun yoktur” ifadelerini kullandı.
“Bizler her daim Filistin halkının yanında olduk ve
olmaya da devam edeceğiz”
Başkan Erbaş, şöyle devam etti:
“Bugün birileri mazlum ve Müslüman coğrafyaları sömürdüğü için
zengin olmuştur. Bu coğrafyaların insanları arasına fitne ve
tefrika tohumları ekip vekalet savaşları çıkardıkları için
ikballerini tahkim etmektedirler. Öyle ise yapılacak en önemli şey
bu coğrafyalara beraberce sahip çıkmaktır. Güçlü ve müreffeh bir
İslam dünyası sadece Müslümanların değil aynı zamanda bütün
insanlığın huzur ve güvenini de temin edecek; hak, hukuk, adalet,
emniyet arayan insanlığın vicdanı ve umudu olacaktır. Bizler dün
olduğu gibi bugün de hakkın, haklının ve mazlumun yanında olmaya,
zalimin ise karşısında durmaya devam edeceğiz. Mazlumlara umut
olmaya her zaman olduğu gibi devam edeceğiz. Bizler her daim
Filistin halkının yanında olduk ve olmaya da devam edeceğiz.”