Ali Can okulsuz kaldı...
Abone olBir gün, bacakları tutmuyan Ali Can'ın derste tuvaleti geldi. Utancından bunu söyleyemedi ve Ali Can okulsuz kaldı.
Bir anne, fiziksel engelli oğlunu bir buçuk yıldır her gün okula
kucağında taşıyordu. 11 yaşındaki oğlu dersteyken bahçede teneffüsü
bekliyor, zil çalınca, bütün çocuklar koşuştururken sıradan
kalkamayan oğlunu kucaklayıp ihtiyaçlarını gideriyor, yemeğini
veriyordu. Amacı, oğluna bacaklarını kullanamadığını en az şekilde
hissettirmekti.
Ama bir gün derste oğlunun tuvaleti geldi. Öğretmenine
söyleyemeyecek kadar çekingendi. Tuvaletini tutamadı. Bir gün sonra
müdür anneyi çağırdı. Diğer velilerin rahatsız olduğunu, oğlunu
okula getirmemesini istedi. Özveriyle okuttuğu oğlu, artık
okulsuzdu. Binlerce fiziksel engelli gibi eve hapsediliyordu.
Dört yaşında hastalandı
Mustafa-Necmiye Varış çifti 12 yıl önce evlendi. Kütahya'dan
İstanbul'a göç etmişlerdi. Pek çok hemşerileri gibi Göztepe'deki
apartmanlarda kapıcı olarak çalışıyorlardı. Evliliğin birinci
yılında, ilk çocukları Ali Can doğdu.
Üç yıl sonra İsmail, beş yıl sonra da Özcan. Ali Can dört yaşına
gelince yürüyüşünde sorun başladı. Adımını düzgün atamıyor, çömelip
kalkarken, merdiven çıkarken zorlanıyordu. Doktorlar, bir kas
hastalığı yaşadığını ve zamanla yürüme kabiliyetini yitireceğini
söyledi. Ali Can, büyüdükçe yürümekte daha da zorlanıyordu.
İlk yıl idare ediyordu
Kendi ihtiyaçlarını görebilecek durumdayken Göztepe'deki Yeşil
Bahar İlköğretim Okulu'na başladı. Maddi durumu onlardan çok daha
iyi ailelerin oturduğu bir semtteydiler. Okuldaki velilerin çoğunun
geliri de onlardan fazlaydı. Okulun olanakları da iyiydi. Sürekli
tedaviyle uğraşıldığı için Ali Can, birinci sınıfta kaldı.
Ali Can, ikinci sınıf öğrencisiyken de evine 200 metre uzaklıktaki
okula, annesinin elinden tutarak gidebiliyordu. Ancak bir buçuk yıl
önce, son adımını attı.
Küçük Ali Can, bir daha bacaklarını kullanamayacaktı. Doktorlar,
yapılabilecek bir şey olmadığını söyledi. Anne Varış, oğlunun
okumasını istiyordu. Eve hapsolmasına izin vermeyecekti.
Her gün okulda
Anne Varış bir apartmanın bodrum katındaki tek oda evlerinden,
oğlunu kucağında taşıyarak çıkıyor ve okula kadar götürüyordu.
Oğlunu, sınıfına çıkarıyor, sırasına oturtuyordu. Ders başlarken
okuldan ayrılıyor, teneffüs zili çalmadan da dönüyordu.
Necmiye hanım, zilin çalmasını sınıfın kapısı önünde, elinde
yemekle bekliyordu. Oğlunu tuvalete götürüyor, bahçeye çıkarıyordu.
Diğer oğlu İsmail de aynı okulda birinci sınıfa gidiyordu.
Anne Varış'ın çabasını gören bir velinin tekerlekli sandalye
vermesinden sonra yaşamları biraz daha kolaylaşmıştı. Okul önüne
kadar tekerlekli sandalyeyle gidiyorlar, daha sonra anne, oğlunu
sınıfa kucağında çıkarıyordu.
'Yılın annesi' seçtiler
23 Nisan etkinliğinde Necmiye Varış'ın oğlunu okutma çabası, 'yılın
annesi' seçilerek ödüllendirildi. Anneye bir teşekkür belgesi
verildi. Ancak kısa süre içinde her şey değişecekti. Anne Varış,
bazı velilerin
'olumsuz bakışlarını' üzerinde hissediyordu.
Anne Necmiye Varış'ın anlatımına göre, oğlu Ali Can'ı okuldan
mahrum bırakan olaylar şöyle gelişti: 2003'ün son haftasında Ali
Can sınıftaydı. Durumu nedeniyle içekapanık bir çocuktu,
çekingendi. Tuvaleti geldi. Öğretmenine söyleyemedi. Ali Can,
dersin bitmesine kadar da dayanamadı.
'Oğlunu okuldan al'
Anne Varış, ertesi gün oğlunu sıraya oturturken, sınıf öğretmeni,
okul müdürü Ömer Perçin'in kendisini beklediğini söyledi. Varış,
müdürün odasına gitti. Müdür Perçin, diğer velilerin istemediği
gerekçesiyle anne Varış'tan, oğlunu bir daha okula getirmemesini
istedi. Çocuğunu başka bir okula götürmesi için gerekli evrakı
verecekti. Müdür, "Engelliler için özel okullar var, oraya götür"
dedi.
Ali Can'ın zihinsel engeli yoktu. Dersleri çok iyi değildi ancak
okuma ve yazmayı iyi öğrenmişti. Evine yakın ve arkadaşları olan bu
okulda okumak onun hakkıydı. Anne Varış, müdürün söylediklerinden
sonra da Ali Can'ı üç gün okula götürdü. Ancak bazı velilerin
tepkisini hissediyordu.
Anne Necmiye Varış, bir gün çocuklarını okula bırakmış çıkarken,
tepkili velilerden biri, müdürün onu çağırdığını söyledi. Odada
müdür Perçin, Ali Can'ın öğretmeni ve müdür yardımcısı vardı.
'Ayda bir gelsin, yeter'
Müdür, anne Varış'a, "Sana çocuğu okula getirmemeni söyledim. Niye
hâlâ getiriyorsun" diye çıkıştı. Anne, oğlunun en azından üçüncü
sınıfı bitirmesini istedi. Ama müdür kabul etmedi. Ayda bir Ali
Can'ı okula getirirse, sınıfı geçireceklerini söyledi. Ama anne
Varış'a göre, Ali Can'ın hiçbir şey öğrenmeden okulu bitirmesinin
bir anlamı yoktu. Müdür yardımcısı gülerek, "O ayda bir gelsin. Ben
onu mühendis bile yaparım" diyordu. Yılın annesi, çaresizdi.
Artık eve mahkûm
O günden sonra Ali Can hiç okula gitmedi. Annesinin çıkardığı kısa
geziler dışında bütün gün evdeydi. İki kardeşi dışında arkadaşı
yoktu. Annesi, küçük kardeşi İsmail'e ders çalıştırmasını isteyerek
oğlunun öğrendiklerini unutmamasını sağlamaya çalıştı.
İlkokul mezunu olan anne, Ali Can'a bildiklerini de anlattı. Ama
okuldan uzaklaşan Ali Can agresifleşmişti. Uyumsuz davranıyordu.
Daha çok içine kapandı. Resim yapmayı çok seviyordu. Yoksul tek oda
evlerinin duvarlarını resimlerle doldurdu. Annesi havanın güzel
olduğu zamanlar, Ali Can'ı pencere önüne serdiği halının üzerine
oturtuyordu. Ali Can, orada sokağın bakkalı ile şakalaşarak vakit
geçiriyordu.
Ali Can, yaklaşık bir buçuk ay okula hiç gitmedi. Bir hafta önce
annesi küçük kardeşini almaya okula giderken, onu da yanında
götürdü. Sınıfın penceresinden Ali Can'ı gören arkadaşlarının hepsi
ona seslendi, el salladı. Onu yanlarına çağırdılar. Sınıf
arkadaşları ile hiç sorunu yoktu Ali Can'ın. Arkadaşları onu
seviyordu. Ama büyüklerin dünyasında anlaşılmaz bir sevgisizlik
vardı.
Müdür: Velilerin isteği
Yeşil Bahar İlköğretim Okulu Müdürü Ömer Perçin, Ali Can'ın okula
gelmesini istemediği iddialarını yalanladı. Çocukları Ali Can ile
aynı sınıfı paylaşan velilerin şikâyetçi olduğunu ileri süren
Perçin, kendini şöyle savundu:
"Bütün velilerin isteklerini göz önüne almak zorundayız. Bazı
veliler çocuklarının kötü etkilendiğini düşünüyor. Diğer çocukları
da düşünmek zorundayız. Bir kişi yüzünden bütün bir ders
yapılamıyor. Ama biz anneye Ali Can'ı okula getirmemesini
söylemedik, tedbir almasını istedik. Bunlar kapıcı bir aile. Anne
çocuğu okula bırakıp çalışmak istiyor. Biz çocuğunu okulda
beklemesini istedik."
Kaynak : Radikal