Ali Bayramoğlu'ndan kriz uyarısı

Abone ol

Müsiad Başkanı Ali Bayramoğlu 2001 yılında yaşanan krizin çıkış nedenin şimdi de yaşandığına dikkat çekti.

4. Bölge Adana Eczacılar Odası tarafından Bilimsel Eczacılığın 164. yıldönümü dolayısıyla aynı yerde düzenlenen "Türkiye ve Dünyadaki Gelişmeler" konulu söyleşi yapan Ali Bayramoğlu, muhtemel krize temel gerekçe olarak döviz kurundaki gelişmeleri gösterdi. Son günlerde Türk Lirası'nın aşırı değer kazandığı yönünde yapılan değerlendirmelere katılan Bayramoğlu, "Eğer böyle giderse Eylül ayından itibaren bir kriz sinyali ortaya çıkabilir, ekonomik kriz yaşanabilir. Dövizin bu şekilde tutulması kriz için yeterli neden. İthalat artacak, ihracat azalacak. Cari açık fazlalaşarak. 2000 yılındaki kriz de cari açık yüzünden çıkmıştı" diye konuştu. Merkez Bankası'nın para politikalarını beğenmediğini söyleyen Bayramoğlu, döviz kurunun mutlak surette beklenen seviyesine gelmesi gerektiğini savundu. SON 10 YILDA 470 MİLYAR DOLAR FAİZ ÖDENDİ Ali Bayramoğlu, Türkiye'nin borçlanma politikasının yanlış olduğunu savundu. Ülkenin sürekli borç alarak hayatiyetini sürdürmesini isteyenler bulunduğunu ve bu politikanın dış odaklar tarafından yapılandırıldığını öne süren Bayramoğlu, "Son on yılda Türkiye 470 milyar dolar faiz ödedi. Bu rakamın içinde hortumlar, görev zararları da yok. Eğer Türkiye bu parayı reel sektöre aktarılsaydı, bugün kişi başına düşen milli gelir 15 bin dolar GSMH da 1 trilyon dolar olabilirdi. Borçlanma mekanizmasını değiştirmek lazım" açıklamalarında bulundu. EN BÜYÜK SAVAŞ ABD İLE AB ARASINDA OLACAK MÜSİAD Başkanı Bayramoğlu, dünyadaki son gelişmelerle ilgili olarak da ABD ile AB arasında büyük bir ekonomik savaşın çıkabileceği tahmininde bulundu. Dünyada dolaşan para miktarının yüzde 70'nin ABD Doları, yüzde 30'unun eurodan önceki AB ülkelerinin para birimlerinin, ve geriye kalan yüzde 10 kadar da Japon yeni olarak dolaşımda bulunduğuna işaret eden Bayramoğlu, dolaşımda bulunan her paranın ait olduğu ülkeye artı senyoraj katkısı sağladığını belirtti. Dünya ticaretini elinde tutmak isteyen güçler arasında sürekli bir mücadele yaşandığını kaydetti. Dolaşıma çıktığı günden bu tarafa sürekli değer kazanan euro karşısında daha fazla ihracat için doların bilinçli olarak düşürüldüğünü savunan Bayramoğlu, AB'nin de boş durmadığını ifade etti. Bayramoğlu, küçücük ülkelerin bile kolayca AB'ye üye edilmesini, ABD'ye karşı her alanda büyüme azminin ortaya koyulması olarak değerlendirdi. TÜRKİYE'NİN JEOPOLİTİK KONUMUNDAN BAŞKA ÖNEMİ YOK Ali Bayramoğlu, Türkiye ve ekseninde cereyan eden sıcak gelişmelerle ilgili olarak, ABD'nin petrol kaynaklarına sahip olmaya çalıştığını, Irak'tan sonra sıranın ilk olarak Suudi Arabistan'a geleceğini ardından İran ve Suriye'nin de bulunduğunu öne sürdü. Bölgeyi etkisi altına almak isteyen güçlerin özellikle Türkiye'yi zayıf tutma politikası güttüğünü belirten Bayramoğlu, söz konusu politikanın temelinde, dinamik güçlü bir Türkiye'nin bu çıkar çevrelerine zarar verebilir kaygısı yattığını vurguladı. Bayramoğlu, şöyle konuştu: "Türkiye'nin jeopolitik konumundan başka bir özelliği yok. Güçlü bir ekonomisi, gerçek demokrasiye sahip, insan hakları sorunları olmayan bir Türkiye istenmediği için sürekli olarak mikser gibi karıştırıyorlar."

Günün Önemli Haberleri