Ali Bardakoğlu'ndan bomba dindarlık açıklaması
Abone olHürriyet Gazetesi'nden Ahmet Hakan'a konuşan Diyanet İşleri Eski Başkanı Ali Bardakoğlu dindarlıkta ilerleme olmadığını aksine gerileme olduğunu söyledi.
Ahmet Hakan'ın Hürriyet Gazetesi'nde
yaptığı Çarşamba Sohbetleri'nin konuğu Diyanet İşleri Eski Başkanı
Ali Bardakoğlu'ydu. Ali Bardakoğlu son dönemde sıkça tartışılan
İslamofobi ve dindarlık tartışmaları ile ilgili çarpıcı
açıklamalarda bulundu.
"Türkiye dindarlaşıyor mu?" sorusuna
"Türkiye'nin giderek dindarlaştığı tezi doğru
değil. Şekil ve sembolleri ölçü alırsak, bolca kullanılan
dini kelime ve kavramları ölçü alırsak ilk bakışta dindarlaşma
artıyor zannederiz. Çok gerilere gittiğimizi
söyleyebilirim" diyerek cevap verdi.
Türkiye ve İslam ülkelerinin hızlı bir şekilde dünyevileştiğini
ifade eden Bardakoğlu, dini cemaat ve tarikatların,
bugün itibariyle dünyevi oluşumlar olduğunu, din adına
topladıklarıyla dünyaya yatırım yaptıklarını söyledi.
Bardakoğlu, bunun nedenini ise şöyle açıklıyor:
"İslami zihin, bugün Kuran'ın inşa ettiği süreci
tersine döndürdü. Yani akide (inanç) ve ahlak sona, muamelat
(uygulamalar) başa alındı. Neden? Çünkü dünya, dinin önüne geçti.
Böyle olunca da kul ile Allah ilişkisi de bozuldu, insanın insan
ile ilişkisi de."
İSLAMOFOBİ KONUSUNDA ASIL SORUN İSLAM
ENTELEKTÜELLERİNDE
Ali Bardakoğlu İslamofobi konusunda İslam entelektüellerine
sorumluluk yükleyerek konuyu şöyle özetliyor: İslamofobi'nin
Müslümanlar aleyhinde gelişmesinde İslam adına fotoğraf verenlerin
çok büyük rolü ve sorumluluğu var. Ama asıl sorun İslam
entelektüellerinde.
İki nedenden dolayı...
BİR: Bir kısmı böyle sorunlu bir kitle yetiştirdiği için...
İKİ: Bir kısmı da sustuğu için... Ne çıktı buradan? Akla ve
ahlaka uygun düşünen, insanlığı geliştirici değer ve aksiyon üreten
insan yerine, duygularıyla davranan, değer aşındıran
reaksiyoner insanlar çıktı. Böyle bir modelin insanlık
vicdanında sevimli görünmesi mümkün mü?
Suç ve sorumluluğu bir tarafa yığmak hakkaniyete uymaz. Ötekinden
kaynaklanan sorunlar da
elbette var. Ama bize düşen öncelikli olarak kendi sorumluluğumuzu
yerine getirmektir.