Ali Babacan S&P'yı çıkıştı
Abone olUluslararası derecelendirme kuruluşu S&P'nin Türkiye'nin notunu kırması Başbakan Yardımcısı Babacan'ın gündeminde.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, S&P'ye "Kredi derecelendirme
sistemlerinin adil bir şekilde düzeltilmeli ki ülke
değerlendirmeleri nesnel bir şekilde
gerçekleştirilebilsin" diyerek tepki gösterdi.
Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Bakanlar Konseyi
toplantısında bir konuşma yapan Babacan, OECD'nin kurulduğu günden
bu yana küresel ekonominin gelişiminde kritik rol oynadığını
belirterek, "OECD çalışmaları ve normları, etkin ekonomik ve sosyal
politikaların gelişiminde ve güçlendirilmesinde önemli bir rol
oynadı" dedi.
Babacan, "Şu an küresel ekonomi, birbirleriyle ilişki ve çok
boyutlu zorluklarla karşı karşıya bulunmakta. Bu zorluklar karar
almayı veya bir mutabakat sağlamayı zorlaştırmaktadır. Bugün için
ihtiyaç duyduğumuz konu, ulusal çıkarları, küresel çıkarlarla
uzlaştıracak, sosyal ve ekonomik çıkarları bağdaştıracak
politikalar belirlemektir" şeklinde konuştu.
Bu politikaların belirlenmesinde OECD'nin önemli bir platform
görevi üstlendiğini kaydeden Babacan, "Kriz ekonomik faaliyetlerin
ciddi bir şekilde düşmesine yol açarken, bazı bankaların ve
ülkelerin iflaslarına, borsalarda ciddi çalkantılara yol açtı. Bu
gelişmeler çoğu ülkelerin gelişmelerine ters etki yarattı"
ifadesini kullandı" değerlendirmesinde bulundu.
"AŞIRI HARCAMA VE BORÇLANMALAR SÜRDÜRÜLEBİLİR
DEĞİL"
Babacan, kriz sonrasında ekonomilerin yavaş bir şekilde
toparlandığnı ifade ederek, krize yönelik kısa vadeli çözümlerin,
uzun vadede çözümü tehlikeye atabileceğini dile getirdi.
"Birçok ülkede ulusal birikime kıyasla yapılan aşırı harcama ve
borçlanmalar sürdürülebilir değil ve gelecek için ciddi riskler
ortaya çıkarmıştır" diyen Babacan, küresel krizin istihdama darbe
indirdiğini belirtti.
İstihdamda kriz öncesi rakamlara dönebilmek için 2015 yılına kadar
her yıl 21 milyon kişiye iş imkanı sunulması gerektiğine dikkat
çeken Babacan, Pratik liderlerin doğru dengeyi ve adaleti
bulmasının bugünkü ve gelecek nesiller için çok önemli olduğunu
kaydederek, "Merkez bankalarının faaliyetleri, mali önlemleri ve
yapısal reformları etkileyecektir. Hükümetler, merkez bankalarının
ortaya çıkardığı fırsatları iyi kullanmalıdır" dedi.
Babacan, "Günümüzün tamamıyla bütünleşmiş dünyasında krizin bulaşma
etkisi çok daha yaygın bir şekilde telaffuz edilmektedir. Daha
tutarlı parasal, ticari ve finansal politikalar ile açıklığı,
adaleti ve eşitliği kapsamlı olmayı garanti altına almalıdır ki
dünyadaki güven yeniden kazanılabilsin. Kredi derecelendirme
sistemleri adil bir şekilde düzeltilmeli ki ülke değerlendirmeleri
nesnel bir şekilde gerçekleştirilebilsin" şeklinde konuştu.
"KRİZİN MERKEZ ÜSSÜ AVRO BÖLGESİ"
Çoğu analistlerin Avro Bölgesi'ni krizin merkez üssü olarak
adlandırdığını belirten Babacan, Avrupalı yetkililerin attıkları
bazı adımların, mali piyasalardaki gerginliği hafifletmeye yönelik
doğru adımlar olduğunu kaydetti.
Bununla birlikte bu çabaların ek adımlarla desteklenmesinin çok
önemli olduğunun altını çizen Babacan, "Bu ek adımlarla bankacılık
sektörünün gücü verimli bir şekilde korunabilir. Kimi avro
ülkelerinin problemleri çok daha derin, bu sebeple daha tutarlı ve
derin eylemler gerekmektedir" dedi.
Sözkonusu yapısal reformların etkin bir şekilde uygulanmaması
durumunda, bunun küresel ekonomilerde bir kısır döngüye yol
açabileceğini ifade eden Babacan, "Avrupalılar için bu yılki
anahtar kelime 'uygulama' olacaktır" ifadesini kullandı.
Ülkelerin gerekli adımları attığı bir dönemde, Avro Bölgesi
içerisindeki birliğin giderek önemli hale geleceğini belirten
Babacan, "Mevcut konjonktürde yavaş global toparlanma
gerçekleşirken, potansiyel büyümenin kötüleşmesi, işsizlik
rakamlarının yüksek seyretmesi ve artmış olan gelir eşitsizliği
sebebiyle daha kapsamlı bir büyüme yaklaşımının oluşturulması
gerektiğini söyledi.
Babacan, ''Dolayısıyla OECD girişimlerini, ekonomik zorluklara
karşı yeni yaklaşımları, farklı boyutlarla istikrarı ele almayı,
sürdürebilirliği, fırsat eşitliğini ve büyüme faktörlerini
destekliyoruz. Makroekonomik politikalar için sınırlı hareket alanı
olduğu için bu zorlukları kontrol altına almak daha da zor
olabilir'' dedi.
"İSTİHDAM OLUŞTURMA KÜRESEL TOPARLANMA İÇİN ESAS FAKTÖR
OLMALIDIR"
"İstihdam oluşturma küresel toparlanma için esas faktör olmalıdır"
diyen Babacan, uzun vadede istihdama odaklanılmasının büyük önem
taşıdığını, kadınların işgücüne katılımının çok önemli olduğunu
söyledi.
Döngüsel işsizliğin kalıcı olmamasının sağlanması gerektiğini, bu
nedenle yetenek, kabiliyet ve eğitime yatırımın çok büyük önem
taşıdığını ifade eden Babacan, cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele
için girişimcilik ve eğitimin desteklenmesi gerektiğini
belirtti.
Son yarım yüzyıl içinde global genişlemenin özellikle ticaret ve
ekonomiyi çok etkilediğine işaret eden Babacan, bunun
rekabet, inovasyon ve yetenek ekonomisini, kaynakların daha verimli
kullanılmasını beraberinde getirdiğini, dolayısıyla önümüzdeki
dönemlerde ticaret meselelerine ve hizmet alanlarına yoğunlaşmak
gerektiğini, Türkiye'nin OECD'nin ticaret alanındaki çalışmalarını
memnuniyetle karşıladığını kaydetti.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, mevcut global koşullarda korumacı
önlemlerin giderek arttığının da farkında olunması gerektiğinin
altını çizerek, korumacılıktan her şekilde kaçınılması gerektiğini
söyledi.
Global ekonomik toparlanmayı güçlü ve daha sürdürülebilir yapmak
adına finansal sistemin gücünü artırmanın olmazsa olmaz bir koşul
olduğunu ifade eden Babacan, ekonomik reformların etkisinin
finansal kuruluşların güçlü olması halinde artacağını, mevcut ülke
problemlerinin finansal kuruluşlar üzerinde çok ciddi bir yük
oluşturduğunu, bu ülkelerdeki zayıf finansal kuruluşların
güçlenmesi ve kayba dayanıklı olma kapasitelerini artırmaları
gerektiğini söyledi.