Ali Babacan söz verdi
Abone olBaşbakan Yardımcısı Ali Babacan, 2014 Mart ayında yapılacak yerel seçimler için bütçeden taviz vermeyecekleri taahhüdünde bulundu.
Ali Babacan, “Cari açığımız çok, bir de buna bütçe açığı
eklenirse finansal ve ekonomik istikrar zarar görür.”
dedi.
Başbakan Yardımcısı Babacan ve Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, 4.
İstanbul Finans Zirvesi’ne (IFS-İstanbul Finance Summit) konuk
oldu. 18-19 Eylül tarihlerini kapsayan zirveye; Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankası (TCMB) Başkanı Erdem Başçı, Borsa İstanbul (BIST)
Başkanı İbrahim Turhan, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı
Mehmet Büyükekşi ve Halkbank Genel Müdürü Süleyman Aslan da
katıldı.
‘Kalıcı Büyümenin Finansmanı’ konulu zirvede ekonomiyi yorumlayan
Ali Babacan, 22 Mayıs’tan bu yana gelişmekte olan ülkelerde sınırlı
bir sermaye çıkışı görüldüğünü aktardı. Bu durumun varlıkların
yeniden fiyatlanması olarak algılandığına temas eden Babacan, “Faiz
oranlarının artacağı bir döneme giriyoruz. Bono, tahvil, kur ve
hisse senedi fiyatları yeni bir denge arıyor. Yani olan bitenler
sürpriz değil. Çünkü bu dönem dünyada toparlanmanın başladığı,
merkez bankalarının uygulamalarını değiştirdiği bir dönem."
ifadelerini kullandı.
SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK ÖNEMLİ
Şu aşamada büyümenin niteliğinin önemli olduğunu vurgulayan
Babacan, şöyle devam etti:
“Nicelik, yani hangi ülkenin yüzde kaç büyüyeceği kadar nitelik de
dikkat edilmesi gereken bir konu. Tek ekonomik verilere, rakamlara
baktığımızda büyüme bize pek detay vermiyor. Örneğin yüzde 3, yüzde
5 ve yüzde 7 büyüyen 3 ülke var. Yüzde 7 büyüyen ülke, ‘başarılı,
ne iyi halde’ diyebiliyor muyuz? Burada finansal, sosyal ve
çevresel sürdürülebilirlik önemli. Kimilerince ‘bu sene güçlü
büyüyeyim, istihdam ile ilgili iyi veriler alayım da gelecek sene
kim öle kim kala’ denilebiliyor. İşte burada sürdürülebilirlik göz
önünde bulundurulmuyor. Evet, büyümenin dayanakları mühim. Büyüme
kamu harcamalarından mı, özel sektörden mi geliyor; tüketimlerden
mi, yatırımlardan mı geliyor? Büyüme ülkenin kendi kaynaklarına mı,
dış finansmana mı dayanıyor? Büyümeye uyumlu kamu borçları, şirket
borçları, hane halkı borçları ne durumda; nereye gidiyor? İşte bu
sorulara cevap vermek, bu konulara dikkat etmek gerekiyor. Aksi
takdirde finansal risklerle karşı karşıya kalınabilir.”
Babacan, Türkiye’nin tüketime değil, üretime dayalı; iç talebe
değil dış talebe dayalı bir büyümeden yana olduğunu dile getirdi.
Kamu, finans kurumları ve hane halkı bilançolarının önemini anlatan
Başbakan Yardımcısı, “Yoksa büyümenin faturasını gelecek nesillere
borç olarak bırakmamalıyız. Yani ‘anı kurtaralım, sonra Kim öle kim
kala’ dememeliyiz." uyarılarında bulundu.
Ali Babacan, büyümenin yanında refah seviyesinin artması; eğitim,
adalet ve sosyal güvenlik gibi alanların reforma tabi tutulması;
çevreye duyarlı olunması gerektiğini ifade etti. Türkiye’nin
reformlar ve tedbirler ile 2008 bunalımından korunduğunu belirten
Babacan, şunları kaydetti:
“Tabii, bütçe disiplinimiz devam ediyor, devam edecek. Seçim
geliyor, birilerince ‘hükümet kesenin ağzını açacak’ yorumu
yapılıyor. İlk seçimimiz değil ki bu, biz çok seçime girdik.
Hiçbirinde disiplinden taviz vermedik. Bu tavrımız aynen devam
edecek. Cari açığımız çok, buna bir de bütçe açığı eklenirse
finansal ve ekonomik istikrar zarar görür.”
Türkiye’nin bu sene ilk çeyrekte yüzde 2,9, ikinci çeyrekte yüzde
4,4 büyüdüğünden söz eden Babacan, “Rakamlar sene sonu hedefleri
ile uyumlu. Tablo fena değil ancak büyüme kalitesi ile ilgili
kaygılar var. Bu anlamda yoğun çabalar ortaya koymalıyız.” dedi ve
ekonominin bütün aktörlerini giderlerini bütçelerine göre
ayarlamaya davet etti.
Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) 3-4 sene içinde tahvil geri
alımlarını sınırlayıp sonlandıracağını bildiren Babacan, bunun
ekonomide toparlanmanın, normale dönüşün işareti olduğunu
vurguladı.
İstanbul’un ticari konumuna da değinen Babacan, şehrin rekabet
gücünü artırmak, finansal konumunu kuvvetlendirme gayretine
girdiklerini sözlerine ekledi.
BIST Başkanı İbrahim Turhan ise konuşmasında, kurumsal yatırım ve
yatırımcının adedinin artırılması temennisinde bulundu. Turhan,
“Stabil, tahmin edilebilir ortamı en çok aşırı dalgalanma etkiler.
Bunu önleyecek en önemli unsur kurumsal yatırımcı tabanının
genişlemesidir. Türkiye’de toplam kurumsal yatırım portfyünün milli
gelire oranı yüzde 4. Bu oran Avrupa Birliği’nde yüzde 50. Onun
için bundan böyle temel hedefimiz kurumsal yatırım ve kurumsal
yatırımcı tabanının genişletmek olacak.” açıklamalarını yaptı.
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi, ihracatçının finansmana ihtiyacının
yüzde 45’i bulduğunu duyurdu. Finansman taleplerinin karşlanması
ile istihdamın artacağını, cari açığın ineceğini savundu.