Ali Babacan olayının perde arkası!
Abone olHürriyet gazetesi yazarı Taha Akyol, Ali Babacan'ın görevine devam etme kararının perde arkasını yazdı.
İNTERNETHABER.COM
Recep Tayyip Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesinin ardında yeni
kurulacak hükümette Ali Babacan'ın yer alıp almayacağı merak konusu
olmuştu.
Hürriyet yazarı Taha Akyol, yeni hükümeti kuracak olan
Ahmet Davutoğlu'nun Ali Babacan'ı görevine devam etmesi için ikna
ettiğini yazdı. Akyol, Ali Babacan'ın neden bu kadar önemli
olduğunu da net bir şekilde ortaya koydu.
Taha Akyol'un bugünkü yazısı şöyle:
ALİ BABACAN DAHA GÜÇLÜ YER
ALACAK
Yeni kabinede en çok merak edilen konu, ekonomi yönetimi... Ali
Babacan ve arkadaşları devam mı edecek, ayrılacaklar
mı? Ali Babacan yeni kabinede görev alacak, hem de Erdoğan
kabinelerinde
olduğundan daha güçlü olarak.
Daha güçlü diyorum, çünkü Babacan’sız bir ekonomi yönetiminin nasıl
güvensizlik yaratacağını herkes piyasa işaretleriyle gördü.
Babacan’ın göreve devam edeceği yolundaki haberler piyasaların
ateşini düşürdü. Ekonominin komplo teorileriyle, hamasetle
yönetilemeyeceği bir kere daha kanıtlandı.
BABACAN KABİNEYE GİRMEK
İSTEMİYORDU
Aslında Babacan kabineye girmek istemiyordu, bunu çok yakın
çevresine söylemişti de... Fakat kendisi gibi “kuralcı” bir
isim, Ahmet Davutoğlu başbakan olarak belirince, onun
ısrarıyla görevi kabul etti. Yeni hükümetin
ekonomik programında da malum popülizmi değil, Babacan’ın
ekonomik rasyonalizmini
göreceğiz.
Babacan kırgınlıklarını, şikâyetlerini hiçbir zaman dışavurmadı
fakat bunlar aşağı yukarı biliniyor. Bazen o noktaya geldi ki,
tarihe not düşer gibi uyarılarda bulundu.
Ekonomi yazarlarına şöyle seslendi mesela:
“Şahsi siyasi istikbal için ya da partilerin siyasi istikbali için
memleketi maceraya sürükleme çabaları olabilir... Doğru
politikalara destek, ama macera arayışına, ülkemizi riske
sokacak yaklaşımlara ihtiyatlı, tedbirli durmak, ona göre
yaklaşımda bulunmak önemli.” (22 Haziran)
UCUZ PARA POPÜLİZMİNE
DİRENDİ
Babacan’ın sözlerinin anlamı açık; “faiz lobisi” paranoyasıyla
Merkez Bankası’na yapılan baskılara karşı göğüs geriyor,
ekonomik dengeleri bozacak “ucuz para” popülizmine
direniyordu.
Son aylardaki konuşmalarına bakın, Babacan, Merkez Bankası’nın
bağımsızlığını savunmaktadır. Dahası, “10 bin dolara geldik,
üstüne çıkamıyoruz” diyerek, geçici istihdam ve oy getiren AVM
türü yatırımlar yerine kaynakların teknolojiye yöneltilmesini
istemektedir. (24 Temmuz)
BABACAN ÇOK ÖNEMLİ
ÇÜNKÜ
İktidar partisinde elbette birçok ekonomist var. Ali Babacan’ın
niye bu kadar önemli olduğunu çok iyi düşünmek gerekir. Onun
böylesine önemli olmasını sağlayan faktör, sadece ekonomi
bilgisi değildir. Belki daha önemlisi Babacan’ın devlet
yönetiminde “kuralların, kurumların, teamüllerin, şeffaflığın,
rasyonelliğin” önemini çok iyi bilmesi ve uygulamasıdır.
Babacan’ın demagoji yaptığı, ölçüsüz
siyasi polemiklere girdiği, kuralları zorladığı, komplo teorileri
ürettiği hiç
görülmemiştir.
Onun için sözlerine güvenilir. Fakat iktidar cenahından
Babacan’a “Paralel yapıya yardım ediyor” diye saldıranlar bile
oldu! Çok şükür, aklıselim ağır bastı, Babacan yine ekonominin
başında olacak.
SAĞCI, SOLCU FARK ETMEZ, SAHİP
ÇIKILMALI
Descartes, rasyonalizmin kurucu kitabı sayılan “Metot Üzerine
Konuşma”yı 1637’de yazmıştı. Dilimize çevrilme tarihi,
1895’tir! İki yüz elli yıl sonra! Tercümeyi yapan İbrahim
Ethem Mesut Bey, otuz üç yıl sonra, 1928’de ikinci
baskısı yapıldığında “şiir ve hayalle ilgisi olmayan böyle bir
kitabın ikinci baskısı yapıldığı için Türkiye’nin geleceğine
umutla bakıyorum” diye yazmıştı.
Fakat hâlâ siyasette hamaset bizleri soğukkanlı düşüncelerden daha
fazla etkilemiyor mu? İşte bu sebepten, “kurallar,
kurumlar, teamüller, rasyonellik, şeffaflık” gibi değerleri
önemsemeliyiz, sahip çıkmalıyız. Devlet makinesinin
düzgün işlemesinde bu değerler şarttır.
Bu değerleri temsil eden devlet adamlarına ve politikacılara, sağcı
solcu fark etmez, sahip çıkmalıyız. Babacan’ın görevine devam
edecek olmasına ben bu açıdan da sevindim.
Soru: Faiz, Kanuni Sultan Süleyman zamanında Osmanlı’da ne kadardı,
kapitalist
Avrupa’da ne kadardı? Cevap yarın.