Ali Babacan meydan okudu
Abone olBaşbakan Yardımcısı Ali Babacan, kontrolün kendi ellerinde olduğunun altını çizerek komploya dikkat çekti.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'nin siyasi ve
ekonomik istikrarının erozyona uğramasına asla izin
vermeyeceklerini belirterek, bütün bakanların ve kurumların iş
başında olduğunu söyledi.
Babacan, katıldığı bir televizyon programında, gündeme ilişkin
değerlendirmelerde bulundu.
Babacan, son açıklanan verilerle beraber 2013 yılının tümüne
bakıldığında Orta Vadeli Program'da (OVP) yer alan öngörülere
oldukça paralel seyir izlendiğini belirtti. Büyümeyi 2013 yılı için
yüzde 3,6 olarak öngördüklerini hatırlatan Babacan, "Şu anda yüzde
3,6'nın biraz üzerinde bir rakamla 2013'ü tamamlayacağız gibi
görünüyor" ifadesini kullandı.
Bu yıl için de OVP'de büyüme öngörüsünün yüzde 4 olduğunu anımsatan
Babacan, son bir aydır yaşanılan gelişmelerin 2014'ün tümüne makro
dengeler açısından etkisinin ne kadar olacağını şu an için tahmin
etmenin güç olduğunu söyledi. Babacan, özellikle ilk çeyreği
tamamlamadan 2014'ün tümüyle ilgili tahminleri dile getirmenin
doğru olmayacağını vurguladı.
KOMPLOCULARA MEYDAN
OKUDU
Son dönemde yaşanan olayların dozajının artık düştüğünü ifade eden
Babacan, şöyle konuştu:
"Biz de hükümet olarak ciddi adımlar attık. Bu işin
özellikle komplo ve kumpas boyutuyla alakalı hızlı adımlar attık.
Dün TBMM'ye yasa teklifi verildi. Bu teklifte yargının işleyişiyle
alakalı, ya da bu yaşadıklarımızın özellikle komplo boyutuyla
tekrar yaşanmaması için de hızlı adımlar attık, atıyoruz. Hükümet
işinin başındadır. Kontrol bizdedir. Bunlar önemli hususlar. Biz bu
siyasi ve ekonomik istikrarı büyük bir emekle oluşturduk.
İstikrarın kıymetini çok iyi bilen bir ekibiz. Türkiye'nin ne
siyasi, ne ekonomik istikrarının erozyona uğramasına asla izin
vermeyiz. Onun için de ne gerekiyorsa yaparız. Elimizde her türlü
enstrüman ve imkan var. Bütün bakanlarımız ve kurumlarımız işinin
başında. Olayların akışı üzerindeki hakimiyetimiz güçlü ve daha da
güçlenecek. "
2014 yılı için şimdiden bazı tahminlerde bulunmanın güç olduğunu
anlatan Babacan, "Şu anda hükümet politikası olarak resmi duruşumuz
Orta Vadeli Programda ne açıkladıysak o. Onun haricinde herhangi
bir revizyon yapmış değiliz" diye konuştu.
Babacan, bir soru üzerine, gelişmekte olan ülkelerin dünya
ekonomisindeki payının gelişmiş ülkeleri geçtiğini belirterek,
önümüzdeki dönemde de gelişmekte olan ülkelerin ortalama büyüme
hızının gelişmiş ülkelere göre daha yüksek olacağını ifade etti.
Gelişmekte olan ülkeler açısından önümüzdeki dönemde kötü bir tablo
beklemediklerini vurgulayan Babacan, "Dünya ekonomisinin
büyümesinin dinamosu gelişmekte olan ülkeler olacak" dedi.
Gelişmekte olan ülkeler içerisinde cari açığı olan ülkelerin
özellikle ABD merkez bankasının uyguladığı yeni politika duruşundan
bir miktar etkileneceğini belirten Babacan, bunun uyarısını 2013
yılının başında yaptıklarını hatırlattı. Bugün itibariyle bu
sürecin başladığına dikkati çeken Babacan, bundan hazırlığı olan
ülkelerin az, hazırlığı olmayan ülkelerin daha çok etkilendiğini
belirtti.
Önümüzdeki dönemde cari açığın finansmanında maliyetlerin bir
miktar daha yüksek olacağını çünkü likiditenin eskisi kadar bol
olmayacağını anlatan Babacan, "Yani bir felake senaryoları asla
çizmemek lazım. Ama gerçekleri de görmek lazım" ifadesini
kullandı.
Babacan, 2014 yılı öngördükleri tedbirlerin büyük bir kısmını şu an
itibariyle uygulayama başladıklarını, ihtiyatlı duruşu önümüzdeki
dönemde de sürdüreceklerini kaydetti.
Büyümenin kaynağının yatırım, üretim ve ihracat olmasını
istediklerini ifade eden Babacan, tamamen iç tüketime dayanan bir
büyüme modeliyle Türkiye'nin geleceğinin parlak olmayacağını
bildirdi. Babacan, "2014 yılının Türkiye için iyi bir yıl olacağını
bekliyoruz" dedi.
- "Fitch'in Kasım ayı ile ilgili yapılan analizi eksik
buldum"
Fitch Ratings'in Türkiye açıklamasındaki bankacılık sektörüne
ilişkin yapılan değerlendirmelerin sorulması üzerine Babacan, Kasım
ayı ile ilgili yapılan analizi eksik bulduğunu söyledi.
Türkiye'de kredi hacminin çok hızlı arttığına işaret eden Babacan,
bankaların takipte olan alacaklarında bir önceki seneye göre
artışın olduğunu ancak toplam kredi hacminin de bir o kadar
arttığını ifade etti. Babacan, Türkiye'de tüm bankacılık sisteminde
şu anda takibe geçen alacakların toplam alacaklara oranının yüzde
2,7 olduğunu belirterek, bunun dünyadaki en düşük oranlardan biri
olduğunu ifade etti.
Türkiye ile ilgili analizleri yaparken dikkat etmek gerektiğini
vurgulayan Babacan, "Negatif, olumsuz haberleri cımbızlayıp ön
palana çıkarma, özellikle uluslarararası basında bu aralar daha
yaygın. Örneğin, bugün Sanayi Üretim Endeksi iyi mi çıktı? Yarın
uluslararası basına bakın, bir tane haber göremeyeceksiniz bununla
ilgili. Eğer düşüş olsaydı, mutlaka bir iki yerde işlenecekti.
Dolayısıyla böyle bir ortamdayız ama önemli değil. Bizim için asıl
olan basının ne işlediğinden öte, yatırımcıların neye baktığı çok
daha önemli. Çünkü onlar kuşkusuz basını izliyor ama kendileri de
analiz yapıyorlar" diye konuştu.
- "Net anlamda Türkiye'den bir çıkış, kaçış
yok"
Başbakan Yardımcısı Babacan, 17 Aralık'tan bu yana çok enteresan
gelişmelerin olduğunu belirterek, hisse senedi piyasasında, tüm o
"gürültülü ortamda" 26 Aralık'a kadar toplam 300 milyon dolarlık
net hisse senedi satıldığını söyledi. Babacan, buna karşın 27
Aralık'tan bu yana tekrar 270 milyon dolarlık alışın yapıldığına
dikkati çekerek, "Yani 17 Aralık operasyonundan bugüne kadarki
sürece baktığımız zaman hisse senedi piyasasına giren çıkan aşağı
yukarı başa baş. Nette sadece bir 30 milyon dolarlık çıkış
görüyoruz. Bu kadar gürültü, bu kadar hareketlenme ama asıl sermaye
hareketlerinde ne olmuş diye baktığınızda tablo bu" dedi.
Döviz piyasasına ilişkin de bilgi veren Babacan, burada da yıl
sonuna kadar yaklaşık 400 milyon dolarlık çıkışın olduğunu ancak 3
Ocak'ta 215 milyon dolarlık, 6 Ocak'ta 2 milyon dolar, 7 Ocak'ta
ise 411 milyon dolarlık girişin olduğunu bildirdi. Babacan, "Yine
17 Aralık sürecinin başından bugüne kadar baktığımızda döviz
piyasasına net 184 milyon dolar yabancıların girişi var. Tüm bu
piyasa, sermaye hareketlerine baktığımızda net anlamda Türkiye'den
bir çıkış, kaçış yok" değerlendirmesinde bulundu.
- Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, İran devletinin Halk
Bankasında hesapları bulunduğunu ve Türkiye'nin İran'dan aldığı
petrol ve gazın bedelini bu hesaplara yatırdığını belirterek, "Halk
Bankamız bu fonksiyonunu yerine getirmeye devam edecek" dedi.
Babacan, Habertürk-Bloomberg HT ortak yayınında gündeme ilişkin
değerlendirmelerde bulundu.
Şangay Beşlisinin AB'ye alternatif bir yapı olmadığını belirten
Babacan, Şangay Beşlisinin öncelikle güvenlik amacıyla kurulan daha
sonra ekonomik unsurların da ağırlık kazanmaya başladığı bir yapı
olduğunu söyledi. Türkiye'nin, bölgesel ya da küresel pek çok
uluslararası yapılanmanın ya içinde olduğunu ya da bir şekilde
ortaklık ilişkisi kurduğunu kaydeden Babacan, Türkiye'nin Afrika
Birliği'nin de stratejik ortağı olduğunu ifade etti. Babacan,
Türkiye'nin söz konusu ilişkiler içinde olmasının oradaki hukuk
anlayışını, demokrasi anlayışını referans alması anlamına
gelmediğini belirterek, "Oralarda da birlikler vardır, ekonomik
bakış açıları vardır. Türkiye o yapının içinde de olmalıdır. Bütün
bunlar Türkiye'nin dış politika ufkunu genişleten unsurlardır, asla
AB'nin bir alternatifi değildir" dedi.
- "Bankacılık sistemimiz hızlı büyüyor"
Türkiye'de döviz mevduatının arttığına ilişkin olarak Babacan,
Türkiye'nin bankacılık sisteminin ve toplam mevduatların hızlı
büyüdüğünü vurguladı. Babacan, aynı dönemdeki TL mevduatta artış
olduğuna dikkati çekerek şöyle konuştu:
"Türkiye'de Fed'in açıklamalarından sonra bizim reel sektörümüz,
şirketlerimiz bir miktar döviz alımlarını öne çektiler. Biz bunu
gözlemliyoruz. Dışarıya döviz borcu olan şirketler yapıyor. Bu da
tamamen konjonktür gereği kendi kararları. Ama Türkiye'deki toplam
mevduat yapısına, TL, döviz yapısına baktığımızda asla öyle bir
kayış, böyle ciddi bir trend yok.
Türkiye, gerçekten 2013 Mayıs ayına kadar bütün dünyada övgüyle söz
edilen, parlayan yıldız, yere göğe sığdırılamayan, demokraside de
ekonomide de örnek gösterilen bir ülke. Birden orada renk döndü,
bunun sebebi sadece sansasyon arayışı olabilir. Biraz da böyle
görmek lazım. Şu da var; içeride olsun, dışarıda olsun, Türkiye'nin
başarılarından rahatsız olanlar var. Türkiye'nin başarısı,
bazılarının çıkarlarına gelmeyebiliyor ya da AK Parti iktidarının
başarısı içeride ve dışarıda rahatsızlıklar oluşturabiliyor.
Başarısız olmamız için çaba gösteriliyor. Bu her ülkede
vardır."
- "Yolsuzluklar konusunda asla taviz ve tolerans
göstermeyeceğiz"
AK Parti'nin, kurulduğunda hangi noktadaysa bugün de aynı noktada
olduğunu vurgulayan Babacan, Türkiye için ideallerin, hedeflerinin
bulunduğunu söyledi. Bu kadar büyük partide, hatası olanların da
çıkabileceğini belirten Babacan, "Onu da mutlaka hatası olanın
karşılığını göreceği şekilde mekanizmalar oluşturarak, özellikle
yolsuzluklar konusunda asla taviz ve tolerans göstermeden, yolumuza
devam edeceğiz. Varsa hatası olan o da mutlaka cezasını çekecek.
Ama öte yandan hükümete kasıtlı olarak planlanmış bir komplo varsa,
bu komployu hazırlayanlarla ilgili tedbirlerimizi almak zorundayız"
diye konuştu.
- "Enflasyonu etkileyecek en önemli unsur"
Babacan, enflasyonun bu yıl ne olacağı konusunda bir şey söylemek
için erken olduğunu ifade etti. Bu sene enflasyonu etkileyecek en
önemli unsurun kur olduğunu belirten Babacan, kurun nerede dengeye
ulaşacağını bugün için bilmenin çok zor olduğunu kaydetti. Çok sığ
işlemlerle döviz kurunun inip çıktığını anlatan Babacan, öncelikle
döviz kurunun nerede istikrara ulaşacağını görmek gerektiğini dile
getirdi. TL'deki her yüzde 10'luk değer kaybının enflasyonu yüzde
1,5 artırdığını ifade eden Babacan, kurun nerede oluşacağını
görmeden bu yılın enflasyonu ile ilgili bir şey söylememek
gerektiğinin altını çizdi.
- Merkez Bankasının bağımsızlığına vurgu
Babacan, Hükümetin çok sağlam bir bütçe ortaya koymasının, mali
disipline dikkat edilmesinin, son dönemde aldığı makro ihtiyatı
tedbirlerin, Merkez Bankasının elini rahatlattığını belirterek,
Merkez Bankasının bütün tabloya bakarak bağımsızlığı çerçevesinde
ne gerekiyorsa onu yapacağını kaydetti. Babacan, "Merkez Bankası,
'şunu yapmalı, bunu yapmalı' gibi bazı önerilerde bulunmak bizim
için doğru olmaz, bağımsızlığa yakışmaz, nihai karar verici burada
Para Politikası Kurulu'dur" dedi.
Son dönemde Merkez Bankasının bağımsızlığıyla ilgili algıda bazı
problemler bulunduğuna işaret eden Babacan, Merkez Bankası
kararlarını kendisinin basından öğrendiğini söyledi. TÜİK'te de
benzer durumun söz konusu olduğunu ifade eden Babacan, TÜİK, Merkez
Bankası gibi kuruluşların bağımsızlığına özen göstermek
gerektiğinin altını çizdi.
Başbakan Yardımcısı Babacan, kontrol ve dengelerin olmadığı bir
ekonomi yönetiminde mutlaka sıkıntıların olacağını belirtti.
- "Halk Bankası, İran'la ticarete aracılık yapmaya devam
edecek"
Halk Bankasının, İran'la ticarete hala aracılık yapıp yapmadığı
sorusu üzerine de Babacan, Halk Bankasının, Türkiye'nin petrol
ürünleri ve gaz alımında bedellerinin ödenmesinde kullanılan bir
banka olduğunu söyledi. Babacan, şöyle konuştu:
"İran devletinin Halk Bankasında hesapları var. Biz İran'dan
aldığımız petrol ve gazın bedelini bu hesaplara yatırıyoruz. Ondan
sonra para trafiğinin yönetimi tamamen İran'ın elinde, çünkü
onların parası. Halk Bankamız bu fonksiyonunu yerine getirmeye
devam edecek.
Öte yandan Irak'la yapılan bu yeni petrol anlaşmasında, Kuzey
Irak'tan alınan petrol bedellerinin hangi bankaya yatırılması
konusunda görüşmeler yapıldı. Bu görüşmeler sonucunda bizim
ısrarımız bunun tamamen Halk Bankası üzerinden olması. Karşı
taraftan birkaç gün bazı farklı fikirler doğdu ama 'biz bunu
alıyoruz, parasını da buraya yatırıyoruz' diyoruz."