Ali Babacan açıkladı Millet İttifakı içinde yer alacak mı AK Parti'den 30 vekil mi geçiyor?
Abone olDEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, CHP ve İYİ Parti'nin başını çektiği 'Millet İttifakı'nın içinde yer alıp almayacakları sorusuna ilk kez cevap verdi. 'Pelikan yapılanması' iddiaları için de Babacan, "Türkiye adına hicap duyuyorum. Türkiye trollerle yönetilmeyi hak etmiyor" dedi.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, son dönemde gündeme
ilişkin muhalefetinin dozunu giderek artırmaya başladı. İçişleri
Bakanı Süleyman Soylu'nun istifası için "Sorumluluğu
buharlaştırma operasyonu" diyen Babacan, 'Pelikan' adıyla bilinen
yapılanmaya ilişkin soruya da, "Bugün adı Pelikan, yarın Balıkçıl
olur, öbür gün Turna olur. Nasıl bu tür uygulamaların içine
girebiliyorlar, açıkçası hem üzülüyorum, hem de Türkiye adına hicap
duyuyorum. Türkiye trollerle yönetilmeyi hak etmiyor" ifadelerini
kullandı. İnfaz yasası için "içimi burktu" diyen Ali Babacan,
"2023 hedefleri" için ise "Artık hayal" dedi. Babacan, Merkez
Bankası'nın karşılıksız para bastığını da savundu. İşte Babacan'ın
Cumhuriyet'e verdiği röportajdan bazı bölümler...
Cumhurbaşkanlığı sistemi: Bakın ne diyorlardı “Koalisyon dönemi bitecek”… Ne bitmesi ittifak dönemi başladı. Basın önemli ölçüde sınırlandırıldığı ve özgürlüğü olmadığı için tutarlılık testi de yapamıyor. Şunu da vurgulamam gerekir ki, bütün suçu sisteme yüklememek lazım. Bu sistem değişmeden önce de Türkiye’de yönetim tarzı oldukça otoriterleşmişti.
Sokağa çıkma yasağı: “İktidar sokağa çıkma yasağını uygulayamıyor, çünkü ekonomi buna izin vermiyor”… Öncelikle bu çok yanlış bir argüman. Bunun hükümet tarafından ifade edilebilmesi akıllara durgunluk veriyor. Önce can mı mal mı derken, önce mal gibi bir durum ortaya çıkıyor. İnsanların sağlığını korumak esastır, ekonomi bir araçtır. Amaç olamaz…
Berat Albayrak'ın Maliye Bakanlığı: Bugün birisi, yarın başkası olur. Kişilerin önemi yok. Zaten tek bir karar alma merci var. Problemi bazen sistemde, bazen kişilerde arıyoruz ama Türkiye’nin yönetim üslubu sorunu var. Ehliyet ve liyakat aramayan bir yönetim tarzı var. Gerçek değil ‘görüntüde sadakat’ aranıyor ve böyle kişilerden dar bir kadro oluşturuluyor. Hakikate değil kişilere sadakat gösterenler aranıyor. Aslolan hakikate sadakattir. Bu kadar büyük ülkenin bu şekilde yönetilmesi çok zor.
IMF'den borç alınır mı: Türkiye’ye bir
şekilde kaynak lazım. Çünkü içerideki kaynaklar önemli ölçüde
tüketildi maalesef. Hâlâ israfı önleyip kaynak yaratılabilir. (...)
Son bir ay içinde 100 ülke uluslararası kuruluşlardan destek
talebinde bulundu. Ve biz zamanında çok katkı verdik, bu
kuruluşların hızlı ve kolay devreye sokulan yardım mekanizmalarını
oluşturduk. Türkiye’nin bunları kullanma hakkı var. Yüzde 1 faizle
şartsız hem de… Piyasaya gidip yüzde 7 faiz ödeyene kadar, bu
kuruluşlardan yüzde birle alabiliriz. (Neden almıyoruz?) Son
yıllarda o kadar çok yabancı düşmanlığı, o kadar çok Batı
düşmanlığı yapıldı ki hükümetin siyaseti dar bir köşeye sıkıştı. U
dönüşü yapıp buraya yönelir mi, ihtimal vermiyorum.
Türk lirası üretilmeye başlandı zaten: Türk lirası üretilmeye başlandı zaten. Hiç olmadık yöntemler uygulanıyor. Bankalar ellerindeki konut kredileri, ellerindeki herhangi bir varlığa dayalı menkul kıymetleri Merkez Bankası’na koyup, Merkez Bankası’ndan para çekebiliyor. Merkez Bankası o Türk Lirası’nı nereden buluyor? (...) Merkez Bankası şu anda Türk Lirası üretmeye başladı. Fakat bunun miktarı ne olacak, orta vadeli bir programla nasıl normale dönecek, bu acil olarak açıklanmazsa Merkez Bankası’nın bugünkü politikası size yüksek kur ve enflasyon olarak geri döner.
Döviz kurları neden yükseliyor?: E tabii. Merkez Bankası Türk Lirası üretiyor ve karşılığında döviz kaynağı yok. Türk Lirası’nı bollaştırıyorsunuz, ürün bollaşıyor. Ama karşılığı yok. Bu paranın değerinin düşmemesinin imkânı yok. (Ne yapmak gerek?) Hemen bunu bir döviz kaynağıyla dengelemeniz lazım. En azından bunu ne zaman ve nasıl normalleştireceğinizi, normal dönemde bunu yemin billah yapmayacağınızı piyasalara ve kamuoyuna açıklamanız lazım.
İnfaz yasası içimi burktu: Bu infaz yasası gerçekten içimi burktu. Evrensel hukuk ilkelerine, eşitlik ilkesine, adalet ilkesine aykırı. İki siyasi parti tamamen selektif olarak “Kimi serbest bırakalım, kimi bırakmayalım” diye oturup, karar verdiler. Meclis’teki sistemi zorlanarak çıkarıldı. Toplumdaki adalet hissini yaralayan bir durum. Çok yazık. Adına infaz düzenlemesi denmiş olsa da bu düzenleme ile aslında dar bir çevre kendi perspektifinden bir af çıkarmış oldu.
Türkiye trollerle yönetilmeyi hak etmiyor: (Pelikan yapılanması için “yeni nesil paralel yapı” deniyor. Ne düşünüyorsunuz bu yapıyla ilgili?) Bugün adı Pelikan, yarın Balıkçıl olur, öbür gün Turna olur. Bu tür yapılara müsamaha eden, destekleyen kişilerin önce kendini sorgulaması lazım. (...) Ben olsam ahlak dışı bir siyaset yapmaktansa gidip başka iş yaparım. Ne düşünüyorsanız, çıkın açıkça konuşun. Birilerinin böyle organize, başka isimler üzerinden, sanki toplumda böyle bir kanaat varmış havası oluşturarak toplumu aldatma, işi olduğundan farklı gösterme çabasını nasıl oluyor da siyasi ahlak içinde değerlendirebiliyorlar, nasıl bu tür uygulamaların içine girebiliyorlar, açıkçası hem üzülüyorum, hem de Türkiye adına hicap duyuyorum. Türkiye trollerle yönetilmeyi hak etmiyor.
Süleyman Solyu'nun istifası: Kendi içlerindeki olayları, çekişmeleri bilemem. Ben sadece olayı dışarıdan izleyen birisi olarak, o hafta sonu yaşananları, toplum üzerindeki etkisini değerlendirebilirim. (...) Sonuçta kim kar etti, kim zarar etti? Bir de burada büyük bir sorumluluk var. Bu sorumluluk kimin üzerinde kaldı? Buharlaştı gitti. Sorumluluğu buharlaştırma operasyonu. Türkiye böyle yönetilmeyi hak etmiyor.
2023 hedefi artık hayal: 2011-2012 yılında açıklamıştık. (...) Ehliyet, liyakat, istişare olsaydı, insan haklarının iyileştiği ve herkesin Türkiye için çalıştığı doğru politikalar uygulansaydı bu rakamları yakalardık. O dönemde memleket sevdası vardı. Başarının sebebi unutuldu. Başarıyı oluşturan temel ilkeler teker teker devre dışı kaldı. 2023 hedefi artık hayal.
AK Parti'den 30 vekil mi geçecek?: Diğer siyasi partilerin mensuplarından bize açıkcası ciddi bir ilgi var. Fakat biz kuruluş aşamasında bir prensip kararı aldık, bizlerle temas edenlere de “Yeni bir başlangıç yapıyoruz, transferlerle kurulan bir parti olmak istemiyoruz” dedik. (...) Bizim aradığımız kriterler belli. İyi insan olsun, bir de işinde iyi olsun. Bu bir gönül işi. Birlikte çalışacağımız insanların memleket derdi olması lazım. Diğer siyasi partilerin mensubu olup da bu ülkenin geleceğini DEVA Partisi’nde gören herkese kapımız açık. Eski siyasi hastalıklara kapılmak istemiyoruz.
Millet ittifakında yer alır mısınız?: Farazi konuşmak doğru değil. Bizim amacımız farklı kesimlerin üzerinde ittifak ettiği bir siyasi parti olmak. Çıkarken bir ittifakın parçası olarak çıkmayı doğru bulmuyorum.