Ali Atıf Hoca kelebek gibi uçuyor
Abone olHürriyet Gazetesi yazarı Ali Atıf Bir bundan böyle Kelebek Eki'nde haftada bir yazı yazacak. Bir spor, sanat, siyaset, edebiyat, tv gibi konularda kalem oynatacak
Hürriyet Gazetesi yazarı Ali Atıf Bir, bundan böyle Kelebek
Eki'nde haftalık yazılarıyla okurların karşısına çıkacak. Bir
bugünkü yazısında okurlarına "Merhaba" derken
köşesinde işleyeceği konu başlıklarını okurlarıyla paylaştı:
- Bugün Kelebek’te ilk yazım. Bugünden başlayarak her perşembe,
Kelebek’te birlikteyiz. Bugünkü yazılara bakıp ‘Aman biz siyasetten
bıktık, siyaset yazıp duracak galiba’ duygusuna kapılmayın.
Bu köşede her şey olacak.. Spor, sanat, edebiyat, siyaset,
televizyon, sinema, aşk, çoluk, çocuk, ‘trendly&friendly’ her
şey. Kelebek’te gözüme ne takılırsa, gönlümden ne geçerse
yazacağım. Kelebek’te yazan diğer köşe yazarı yarışmacı
arkadaşlarıma başarılar diliyorum. Hoş geldim.
Yılbaşı gecesi üç kanal
Yılbaşı gecesi Tam 12’de üç kanalda yılbaşı kutlanmadı. Samanyolu,
Kanal 7 ve Flash TV. Kanal 7’de dini içerikli bir film vardı.
Samanyolu’nda dizi, Flash TV’de ise ‘Yılbaşını kutlamak dinen caiz
mi değil mi?’ diye tartışılıyordu... Şimdi bu üç kanalın tavrına
‘program çoğulculuğu’ olarak bakabilir misiniz? Hayır.
Bu üç kanalın yaptığı kamplaştırma ve kutuplaştırma çabasından
başka bir şey değil. Çünkü yeni bir yıla girmek için insanın
mutlaka ‘Hıristiyan’ olması gerekmiyor. Yeni yıla kutlamayla girmek
istemeyebilirsiniz ama ‘alternatif’ üretip işi siyasi
kutuplaştırmaya dönüştürmenin de alemi yok.
Bu üç kanalın yılbaşındaki tavırlarının Türkiye’nin siyasi hoşgörü
zeminine vereceği zarar, ‘He is a Lady’ yarışmasının Türk
erkeklerine vereceği zarardan daha fazla. RTÜK ‘He is a Lady’yi
yayından kaldıracağının sinyallerini veriyorsa, bu üç kanalı da
uyarmalıdır. Nokta.
DSP: Demode Sol Parti
Rahşan Ecevit’in ‘AB’ye gireceğiz derken din elden gidiyor’
açıklamasını bizim gazetede okuyunca oturduğum koltuktan az daha
yere düşüyordum.
Bu açıklamayı okuyunca MHP yanlısı Orta Doğu gazetesinin 18
Aralık’ta attığı başlık aklıma geldi: Şerefsizler! İki açıklamayı
da ortak kılan bir şey var, ‘siyasi yelpazenin uçlarında
dolaşmak.’
Orta Doğu gazetesini anlarım, siyasi görevine ve konumuna uygun
olarak ‘Şerefsizler!’den başka bir başlık atması beklenemezdi. Ya
Rahşan Ecevit’in ‘din tüccarlığına soyunması?’
‘Sol’ gibi bir konumda değişimi ıskalayıp ‘demode’ kalanların,
varlıklarını sürdürebilmek için radikal düşüncelere sığınmaları çok
normal değil mi? Normal. O halde niye şaşırıyorum ki... Kendini
yenileyemeyenlere Ecevitler’in düştüğü durum ders olsun.
Yine Tatlıses yazdım
İbrahim Tatlıses’in Türk toplumu için nasıl yanlış bir ‘rol modeli’
olduğunu yaza yaza bilgisayarımın tuşlarında tüy bitti. Türkiye’de
hálá büyük bir erkek çoğunluk kadını alınır satılır, istenirse
hükmedilir, yeri geldiğinde de dövülür meta olarak görüyor. Bu
düşüncenin de en büyük pekiştiricisi İbrahim Tatlıses!
Bu gerçeği görmek için insanın İletişim Fakültesi mezunu olması ya
da sosyolog olması gerekmiyor. Azıcık okuması yazması olan
çevresine baksın, İbrahim Tatlıses’in yaptıklarını izlesin, o neler
yapıyor, nasıl algılanıyor, görsün yeter!
Star yöneticilerinin bu gerçeği görmedikleri çok açık. Aldılar yine
İbrahim Tatlıses’i yılbaşında, baş tacı yaptılar. Tatlıses de
onların yüzünü kara çıkarmadı, Star’ı o gece en çok izlenen kanal
yaptı. Ne oldu? ‘İbrahim Tatlıses’i Star’laştırarak Star
yöneticileri büyüdüler mi? Hiç mi akıllarına ‘Ben ne yapıyorum ya?’
sorusu takılmadı. İnsanın içinde bir televizyon kanalını yönetirken
hiç mi sosyal sorumluluk kırıntısı kalmıyor acaba?
Keşke elimizde bir sosyal sorumluluk ölçüm cihazı olsa da,
televizyon kanallarını yöneteceklerin sorumluluk hissetme
derecelerini bu ölçüm cihazı ile ölçebilsek... Sizce hangi
televizyon kanalının yöneticileri yeterli puanı alabilirler?
Star’cıların yılbaşı gecesi için alamayacakları ortada...
Türkiye’yi türbandan Tayyip Bey kurtarabilir
Şu günlerde benim çevremde en çok tartışılan konu şu: Tayyip
Erdoğan eşi Emine Hanım’dan başını açmasını rica edip, bir
‘devrime’ öncülük yapabilir mi?
Sanıldığının aksine ‘Erdoğan bunu hayatta yapamaz’ diyenler
çoğunlukta değil. Özellikle AB üyeliği için Başbakan Tayyip
Erdoğan’ın verdiği mücadeleyi ‘samimi’ kabul edip, ‘isterse uygun
ikna taktiklerini bulur ve yapar’ diyenlerin sayısı artıyor.
‘Keşke yapsa!’ diyenler ise mutlak çoğunluk. Benim çevremde
tabii... Dost sohbetinde konuşurken... Düşünüyorum da gerçekten
keşke yapsa! Türkiye’de siyaset nasıl darmadağın olur değil mi?
Tayyip Erdoğan’a mı ne olur? Uçar...
Aşağı tüküren bıyık
Rahşan Ecevit’in ‘Din Elden Gidiyor’ açıklamasına AKP’li dışişleri
bakanımız Abdullah Gül ‘Onların zamanında kuran kursları kapatıldı,
imam hatipler kapatıldı, İslamiyeti koruyan ve kollayan kurumlar
kapatıldı, ne konuşuyorlar’ gibilerinden yanıt verdi.
Buna ‘boş bulunmak’ ya da ‘kendi ağzıyla yakalanmak’ demezler mi?
Demek AKP imam hatipleri İslamiyeti koruyan ve kollayan kurumlar
olarak görüyor.
Hani imam hatipler sadece imam yetiştirmek için açılıyordu? Sizi
gidi sizi... Türkiye’de Müslümanlığı da, Museviliği de,
Hıristiyanlığı da korumak için ‘okullara’ gereksinim duyulmadığını
bir öğrenseniz siz de rahat edeceksiniz, Türkiye de...
Türk halkının siz isteseniz de istemeseniz de yüzü batıya dönük.
Dini hoşgörüsü de atalarından geliyor. Onlara önderlik ederken
içten olun... İçten olmayan liderler bir gün gelir
yakalanırlar!
Garipsedim
Emrah benim için hálá ‘Küçük Emrah’... Arabeskle yola çıktığı için
de içinde hafif ‘kıroluğu’ barındırıyor. Bir dizi tanıtımında onu
bir kızımıza yumulurken gördüm, biraz garipsedim. Diyeceksiniz ki
arabeskçiler, içinde ‘kıroluğu’ barındıranlar öpüşmez mi? Ne
bileyim, gördüğüm öpüşme biraz sevgi dolu bir öpüşme sahnesiydi,
garipsedim işte...
Digitürk’e dikkat...
Digitürk’ün 900 bin abonesi var. Ve ilk on kanalı kendi sinema
kanallarına ayırıyor. Show, Kanal D, ATV, Star, TRT 1 sonra yer
alıyor. Yani bu kanallara ulaşmak için önce sinema kanallarını
geçmek zorundasınız. Eğer ilginizi bir film çekerse takılır kalır,
diğer kanallara bakmayabilirsiniz. Bu ne demek? Gerçek izlenme
kaybı demek. Belki şu anda kimse ‘AGB’ ölçümlerinde görünmüyor diye
umursamıyor ama 900 bin abonenin satın alma gücünü bir düşünün.
Bilmem anlatabildim mi? (Not: İsteyen olursa ne dediğimi daha açık
yazabilirim).
Yazı: Ali Atıf Bir
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr