Alexander Sörloth: Doğru zamanda doğru yerdeyim
Abone olTrabzonspor'un golcü oyuncusu Alexander Sörloth, bordo-mavili takıma doğru zamanda geldiğini söyleyerek, "Eğer Türkiye’ye 1-2 yıl önce gelmiş olsaydım ve şu anki tecrübelerime sahip olmadan Trabzonspor’da oynuyor olsaydım belki de benden beklenen performansı gösteremeyecektim" dedi.
Süper Lig'de geride kalan 13 haftada attığı 8 golle gol krallığı
yarışında iddialı bir duruma gelen bordo-mavili takımın golcü
oyuncusu Alexander Sörloth, Trabzonspor Dergisi'ne röportaj verdi.
Norveçli oyuncu, bordo-mavili kulüple ilk temasının Temmuz
aylarında olduğunu belirterek, "Filip Novak sayesinde kulüp
hakkında bilgi edinmiştim. Novak ile sürekli iletişim halindeydik.
Büyük ve iyi bir kulüpte oynamak istiyordum. Dolayısıyla bu
şartları oluşturan Trabzonspor olduğu için de transfer sürecim
hızlıca gelişmiş oldu" ifadelerini kullandı.
"Babam çok olumlu ve istekli davrandı"
1993-1994 sezonunda Bursaspor forması giyen babası Goran
Sörlorth’un transferine olumlu yaklaştığını belirten Sörloth,
"Babam her zaman çok olumlu düşünüyor ve transferime hep pozitif
yaklaşıyordu. Tabii ki onun Türkiye’de oynadığı yılların üzerinden
çok zaman geçti ve futbol dünyasında çok şey değişti. Artık her şey
çok profesyonel ilerliyor. Ancak Trabzonspor benimle ilk
ilgilendiği ve transfer görüşmeleri başladığı günden itibaren babam
çok olumlu ve istekli davrandı" diye konuştu.
"Süper Ligi tercih etmemde sebep
Trabzonspor"
Süper Ligi tercih etmesindeki faktörlerin başında Trabzonspor
isminin geldiğini dile getiren başarılı futbolcu, "Özellikle
Trabzonspor’u tercih etmemde öne çıkan iki sebep olduğunu
söyleyebilirim. Süper Lig’in çok çekişmeli ve zor bir lig olduğunu
biliyordum. Ayrıca sezon sonunda UEFA Avrupa Ligi’nde ve
Şampiyonlar Ligi’nde mücadele etme şansınız oluyor. Bu liglerde
kendinizi gösterme şansı bulmak da tercih etmemde öncelikli
sebeplerden biriydi. Bir diğeri ise Trabzonspor’un çok iyi bir
takıma sahip olup, her zaman zirveye oynayan ve zirveyi hedefleyen
bir kulüp olmasıydı. Bulunduğu ligde üst sıraları hedefleyen ve
başarıya koşan bir takım olması benim açımdan Trabzonspor’u çok
cazip kıldı" şeklinde konuştu.
"Kaliteli oyunculara sahibiz"
Takım olarak kaliteli oyunculara sahip olduklarının altını çizen
golcü oyuncu, "Bununla ilgili olarak ilk antrenmanımı hatırlıyorum.
Trabzonspor’a geldiğimde seviyenin hangi düzeyde olduğunu tam
olarak bilmiyordum. Antrenman sahasına çıktım ve gerçekten çok
etkilendim. Arkadaşlarımızın hepsi üst düzeyde ve çok
yetenekliydiler. Ligin geneline veya bireysel olarak futbolculara
baktığımda da çok iyi ve çok kaliteli oyuncular olduğunu gördüm.
Etkilendiğimi söyleyebilirim" açıklamasında bulundu.
"Aldığım süre performansımı artırdı"
Trabzonspor'a transfer olmasıyla daha çok süre almaya başladığını
söyleyen Sörloth, "Performansımdaki bu yükselişi oyun içerisinde
aldığım süreye de bağlayabilirsiniz. Tabii ki burada çok süre
alıyorum ve teknik ekibimizden de çok büyük bir destek görüyorum.
Beni oynamam için teşvik ediyorlar, performansımın yükselmesi için
konuşmalar yapıyoruz. Ancak bunun yanı sıra Trabzonspor ile Crystal
Palace’ı karşılaştırdığınız zaman Cyrstal Palace ilk önceliği ligde
kalmak ve bir alt lige düşmemek olan bir takımdı. Trabzonspor ise
her zaman mücadele etmeyi ve zirveyi hedefleyen bir takım. Burada
daha fazla şans bulabiliyorsunuz, performansımdaki değişimi de
bununla açıklayabilirim" dedi.
"Gollerimle ve asistlerimle takıma katkı sağlamak
istiyorum"
2019-2020 futbol sezonundaki hedefleriyle ilgili olarak ise
Alexander Sörloth, "Açıkçası medya ile olan konuşmalarımızda bu tür
soruların cevabı olarak hep belirli bir rakam veya skor hedefi
duymak istediklerini biliyorum. Ancak ben hiçbir zaman kendime
böyle bir rakam hedefi koymadım. Tek hedefim üst düzey performans
gösterebilmek ve takım arkadaşlarıma yardımcı olabilmek. Gollerim
ve asistlerimle takıma katkı sağlayabiliyorsam zaten bireysel
olarak hedeflerimi gerçekleştirmiş oluyorum. Ama dediğim gibi
hayatım boyunca asla rakamsal olarak kendime bir hedef koymadım"
ifadelerini kullandı.
"Ünal Karaman tam aradığım bir teknik adam"
Teknik Direktör Ünal Karaman ve teknik heyetle iyi bir ilişkisi
olduğunu da belirten 24 yaşındaki futbolcu, "Ünal Karaman gerçekten
çok iyi bir antrenör. Ofansif futbol oynatmaya çalışıyor,
dolayısıyla bu yönüyle de benim tam aradığım antrenör olduğunu
söyleyebilirim. Bazen kazandığımız maçlardan sonra bile iyi
performans göstermediysek soyunma odasına gelerek kazandığımızı
ancak iyi oynamadığımızı, beklenen performansın altında kaldığımızı
söyler. Bu da bizi çok etkiliyor. Bu yönüyle gerçekçi bir antrenör
Ünal Karaman. Ayrıca; takımımızı gerçekten ateşleyen ve diri
tutmaya çalışan bir yönü de var" diye konuştu.
"Coşkulu bir atmosfere sahibiz"
Taraftarların oluşturduğu atmosferle ilgili olarak ise Sörloth,
şunları söyledi:
"Futbolun içinde bulunduğum, futbolun bir parçası olduğum andan
beri gördüğüm en iyi ve coşkulu atmosferin Trabzon’da olduğunu
söyleyebilirim. En iyi taraftar grubu Trabzon’da var. Burada
taraftarımızın önünde oynadığımız Sparta Prag karşılaşmasında
atmosfer o kadar inanılmazdı ki birden kalp atışlarımı hızlandı.
Devre arasında vücuduma heyecandan kramplar girmeye başlamıştı.
Alışık olmadığınız bir durum ve ister istemez insanın vücudunda
heyecan yaratıyor. Ben de o maçta bunun karşılığını vermeye
çalışmıştım. Futbol hayatım boyunca gördüğüm gerçekten en iyi
atmosferdi."
"Türkiye'deki futbol tarzını seviyorum"
Türkiye'ye gelen yabancı oyuncuların sertlikten şikayet etmeleriyle
ilgili olarak de Norveçli oyuncu, "Açıkçası benim tam olarak
aradığım durum. Türkiye’deki futbol tarzını seviyorum. Maç
içerisinde defans oyuncularıyla mücadele etmek hoşuma gidiyor. Oyun
içinde fiziksel gücünü kullanabilmeyi seven bir oyuncuyum. Maç
içerisinde atak - defans pozisyonları sıkça yaşanıyor ve ben de bu
sayede fiziksel özelliklerimi kullanabileceğimi düşünüyorum. Bu
anlamda Süper Lig’in bana tam olarak uyan bir lig olduğunu
söyleyebilirim. Kendini güç olarak geliştirebileceğin bir ülke
burası. Başakşehir maçında attığım gol öncesi, bir pozisyonda rakip
takımın defans oyuncusu benim baldırıma doğru arkadan bir tekme
atmıştı, ben de çok sinirlenmiştim bu tekmeye. Maç içinde bu gibi
şeyler çok yapılıyor. Belki de bu siniri gol atabilmek adına bir
hırsa dönüştürdüm. Bu tür golleri, son saniye gollerini her zaman
atamazsınız. Bu çok sık yaşanan bir durum değildir. O kızgınlığı,
motivasyona dönüştürebildiğim için çok memnunum. Zaten o golü
attıktan sonra inanılmaz bir mutluluk ve inanılmaz bir heyecan oldu
hepimizde" dedi.
"Doğru zamanda ve doğru yerdeyim"
Şu an iyi bir seviyede olduğuna inandığını sözlerine ekleyen
Sörloth, "Şu an iyi bir seviyede olduğumu düşünüyorum. Tabii ki
bundan çok daha iyi de olabilirim. Eğer Türkiye’ye 1-2 yıl önce
gelmiş olsaydım ve şu anki tecrübelerime sahip olmadan
Trabzonspor’da oynuyor olsaydım belki de benden beklenen
performansı gösteremeyecektim. Daha kötü sonuçlar ortaya
çıkabilecekti. Bunu aslında tam olarak bilemeyiz tabii ki de.
Futbol çok büyük bir iş ve bu büyük camiada tecrübe sahibi olmanız,
neler yaptığınızı bilmeniz gerekir. Sürekli bunun bilincinde
olmanız gerekiyor. Dolayısıyla Türkiye’ye şu an gelmiş olduğum için
mutluyum. Daha erken gelmiş olsaydım belki sıkıntılar
yaşayabilirdim. Doğru zamanda ve doğru yerdeyim. Daha doğru olması
için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışacağım. Bundan
vazgeçmeyeceğim" şeklinde konuştu.
Babası ile Teknik Direktör Ünal Karaman'ın 1993-94 sezonunda
karşılıklı oynamalarıyla ilgili olarak ise Sörloth, şu ifadelere
yer verdi:
"Türkiye konusunda babamla sohbet ettik. Onunla yaptığımız
konuşmalarda, maçları-kişileri çok fazla hatırlamadığını
söylemişti. Ama Ünal Karaman bir gün bana, babama karşı oynadığını
ve onu hatırladığını söyledi. Daha sonra babam da araştırmış ve o
günleri hatırladı. İkisi de benzer özellikler taşıyan futbolcular.
İkisi de çok uzun boylu değil ama çok güçlü ve yetenekli
oyunculardı. Sanıyorum ki ikisi o dönemde bolca ikili mücadeleye
girmişlerdir."
"Umarım tur atlayan taraf oluruz"
Norveç’in 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası elemelerindeki şansını da
değerlendiren bordo-mavili oyuncu, "Uluslar Ligi’nden, Euro 2020’ye
katılabilmek için yarı finalde Sırbistan ile karşılaşacağız.
Sırbistan’ın da ne kadar güçlü bir takım olduğunu biliyoruz. Biz
ise genç oyunculardan kurulu iyi bir takımız. Hepsi üst düzey
seviyede ve kaliteli oyuncular. Önemli bir şansımız var ama
rakibimiz de güçlü. Umarım tur atlayan taraf biz oluruz"
açıklamalarını yaptı.
"Onlarca kişi içeri girip fotoğraf çektirmek
istedi"
Trabzon'daki yaşantısını da anlatan Sörloth, şöyle konuştu:
"Trabzon’daki insanların gerçekten dost canlısı insanlar olduğunu
söylemeliyim. Bana yaklaşmaları her zaman çok olumlu. Genelde evden
çıkmayı çok tercih eden biri değilim. Evde vakit geçirmeyi, konsol
oyunları oynamayı seviyorum. Çıktığım zamanlarda ise yemek yemek
için restoranlara gidiyorum. Bu sürede sokakta kimi görürsem
göreyim bana karşı ilgilerini ve sevgilerini hemen hissediyorum.
Beni kendilerinden biri gibi görmeleri çok hoşuma gidiyor. İlk
geldiğim günlerde bir TV almak için teknoloji mağazasına gitmiştim.
Televizyonu satın aldıktan sonra bir taraftarımız benimle fotoğraf
çekilmek istediğini söyledi. Birlikte fotoğraf çekildik. Sanırım
bir grup konuşmasında bu fotoğrafı yayınladı. Sonrasında bir anda,
hiç beklemediğim bir anda yaklaşık 50 kişi birden mağazanın içine
doluşmaya başladı ve benimle fotoğraf çekilmeye çalıştılar. Sağ
olsun mağazanın yetkilileri yardımcı olmasalar arabaya binip, evime
gidebilmem bile mümkün değildi. Çünkü bir anda onlarca kişi içeriye
girerek fotoğraf çektirmek istediler. İnanılmazdı."