Alevilik okul kitaplarına giriyor
Abone olAlevilik önümüzdeki yıl ders kitaplarına giriyor. Derslerde Hz. Muhammed'in kızı Hz. Fatıma ve Hacı Bektaş-ı Veli ile çeşitli bilgilere yer verilecek. İşte müfredatın tamamı
Alevilik, 2005-2006 eğitim-öğretim yılında Din Kültürü ve Ahlak
Bilgisi ders kitaplarına giriyor. Toplam 19 sayfadan oluşan
'Alevilik fasikülü', lise eğitiminin 4 yıla çıkarılmasını öngören
proje dikkate alınarak 4 bölüm halinde hazırlandı. Alevilik ders
konuları, Talim ve Terbiye Kurulu'nun incelemesinden sonra Milli
Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik'in imzasına sunulacak. Lise 1.sınıfın
müfredatına Alevilik ile bağlantılı iki ünite eklenirken, bu
ünitelerde Hz.Muhammed'in kızı Hz.Fatıma ve Hacı Bektaş-ı Veli ile
bilgilere yer verildi. Lise 2.sınıf müfredatına giren iki ünitede
ise Hacı Bektaş-ı Veli'nin Tanrı anlayışı ile Hz. Ali'nin örnek
şahsiyeti ve ibadetlere verdiği önem işlendi. Lise 3.sınıf
müfredatında Alevi-Bektaşi kültüründeki Hz.Muhammed sevgisine
yönelik nitelemeler ve şiirlerden örnekler verildi. Lise 4.sınıf
müfredatında ise Alevilik ve Bektaşilik düşüncesinin tarihi ve
dayandığı temel ilkeler 'İslam Düşüncesinde Tasavvufi Yorumlar'
başlığı altında anlatıldı. Örnek şahsiyet Hz. Ali Lise 2
müfredatında yer alan "Hz.Ali'nin örnek şahsiyeti ve ibadetlere
verdiği önem" adlı okuma parçasında, Hz.Ali'nin hayatı Hz.Muhammed
ile ilişkilendirilerek anlatıldı. Hz.Muhammed'in ismi yerine
'Hz.Peygamber' ifadesinin tercih edildiği okuma parçasında
Hz.Ali'nin kişilik özellikleri övülürken, "Sevgili Peygamberimiz
onun ilmi ile ilgili şöyle demiştir: 'Ey Ali ben ilmin şehriyim,
sen ise onun kapısısın' sözüne yer verildi. Hz.Ali'nin Kur-an'ı
Kerim ayetlerinin tamamını ezbere bildiği aktarılırken, onun Kur-an
hakkında söylediği şu sözlere değinildi: "Allah'ın kitabına
sarılın, sağlam ip, apaçık ışık, fayda veren şifa, susuzları
kandıran su odur" "Kur-an'ı öğrenin. O sözlerin en güzelidir.
Hükümlerini belleyin. Çünkü o belleyiş gönüllerin ilkbaharıdır." 4
sayfalık okuma parçasında ayrıca, Hz.Ali'nin Hz.Peygamber'den 586
hadis rivayet ettiği kaydedilirken, günlük ibadetler konusunda son
derece titiz ve takva sahibi olduğuna dikkat çekildi. Ehl-i Beyt
sevgisi Alevilik inancının tanımı ve özelliklerine ise lise 3.sınıf
müfredatında girildi. "Kültürümüzde Ehl-i Beyt Sevgisi" başlığı
altında Alevilik için 'daha çok sufi ve mistik bir kalıp içerisinde
şekillenen sözlü kültürün din anlayışını temsil etmektedir"
denildi. Alevi-Bektaşi inancının özünü Hz.Ali ve Ehl-i Beyt
sevgisinin oluşturduğu belirtilerek, sözlükte 'ev halkı' anlamına
gelen Ehl-i Beyt'in Alevilik'te 'Hz.Peygamber'in evi ve ailesi için
kullanıldığı' kaydedildi. Hz.Peygamber, Hz.Fatıma, Hz.Ali, Hz.Hasan
ve Hz.Hüseyin'den oluşan Ehl-i Beyt'e sadece Alevi-Bektaşiler
arasında değil, bütün müslümanlar arasında saygı duyulduğu
anlatıldı. Alevi-Bektaşilere göre Hz.Peygamber'in ümmetini Ehl-i
Beyt'ten en sevdiği Hz.Ali'ye emanet ettiği, Aleviliğin Ehl-i
Beyt'e olan sevginin bir simgesi olduğu söylenirken, Ehl-i Beyt
sevgisinin 'birleştirici' yönüne vurgu yapıldı. Okuma parçasında
"Böyle bir Ehl-i Beyt sevgisi aslında ayrılığın değil, birleşmenin,
yetmiş iki milleti bir görmenin, dostluğun, haksızlığa karşı
çıkmanın ve mazlumun yanında yer almanın sembolüdür" ifadesi yer
aldı. 'Kızılbaş' kavramı Lise 4.sınıfta "Alevilik-Bektaşilik
Düşüncesi", İslam Düşüncesinde bir tasavvufi yorum olarak
anlatıldı. Alevi'nin Arapça bir kelime olduğu ve sözlükte Ali'ye
mensup, Ali taraftarı, Ali'yi seven, sayan ve ona bağlı olan,
Ali'ye ait ve Ali'nin soyundan gelen anlamlarında kullanıldığı
kaydedildi. Buna karşılık tasavvufta "tarikat silsilesi Hz.Ali
kanalıyla Hz.Peygamber'e ulaşan tarikatlara Alevi denildiği"
belirtilirken, Kızılbaşlık kavramına da açıklık getirildi.
Anadolu'da konar-göçer hayatı yaşayan ve yarı yerleşik hayata geçen
bazı Türk boylarına, Şah İsmail'in yanında yer almaları dolayısıyla
önceleri Kızılbaş kavramı kullanıldığı aktarılırken şöyle denildi:
"Ancak Bektaşi, Kızılbaş, Tahtacı, Kalenderi, Hurufi, Işıklar,
Haydari, Babai ve diğer gruplar için 19.asırdan itibaren genel
anlamda Alevilik kullanılmaya başlanmıştır." Bektaşilik bir tarikat
Hacı Bektaş-ı Veli, lise 1.sınıf müfredatında "Ahmet Yesevi'nin
halifelerinden Lokman Perende tarafından yetiştirilen ve İslam'ı
yaymak üzere Anadolu'ya gönderilmiş" bir Yesevi dervişi olarak
nitelendi. Hacı Bektaş-ı Veli'nin Suluca Karacahöyük'te bir tekke
kurarak hayatını Anadolu'nun Türkleşmesine ve İslamlaşmasına
adadığı, bu ocakta yetiştirdiği yüzlerce öğrencinin Anadolu ve
Balkanların İslamlaşmasında büyük rol oynadığı belirtildi. Lise
2.sınıfta Hacı Bektaş-ı Veli'nin 'Makalat' eserindeki Tanrı
anlayışına değinilirken eserden "Şimdi biliniz ki, Allah'ın
birliğine inanmak, onun buyruğunu tutmak, sakının dediğinden
sakınmak imandandır" alıntısı yapıldı. 4.sınıf müfredatında yer
alan "İslam Düşüncesinde Tasavvufi Yorumlar" ünitesinde, Bektaşilik
"Hacı Bektaşı Veli'nin tasavvufi fikirleri çerçevesinde teşekkül
etmiş bir tarikat" olarak tanımlandı. Bektaşilik'in kuruluşundan
birkaç asır sonra Anadolu'da ve Rumeli'nde yayılan büyük
tarikatlardan birisi haline geldiği ifade edildi. Haber: Aslıhan
Altay Karataş Kaynak: Yenişafak