ALEVİLİK ders kitaplarına giriyor
Abone olMilli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, Aleviliğe ayna tutacaklarını söyledi!
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, 2006-2007 eğitim öğretim
yılında liselerde müfredata girecek olan Alevilik'i, kademeli
olarak ilköğretim müfredatı kapsamına da alacaklarını belirtti.
Bakan Çelik, "İlköğretim okullarındaki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
ders kitaplarına Alevilik kademeli bir şekilde girecek" dedi.
Bazı inceleme ve ziyaretlerde bulunmak üzere bugün Van'a gelen
Milli Eğitim Bakanı Çelik, İstasyon Mahallesi'nde bulunan baba
evinde İHA muhabirine açıklamalarda bulundu. Bir Alevi vatandaşın,
çocuğunun Alevilik'in yer almadığı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Dersi'ne girmemesi için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne (AİHM)
yaptığı başvuru sonucu meselenin görüşülmeye değer bulunduğunu
kaydeden Bakan Çelik, bu konuda alınmış bir karar ve kesinleşmiş
bir hükmün söz konusu olmadığını söyledi. Gazetelerde bu konuyla
ilgili çıkan haberlerin gerçeği yansıtmadığını da ifade eden Bakan
Çelik, konuyu görüşülmeye değer bulan AİHM'in Ekim ayında
Alevilik'i masaya yatıracağını kaydetti.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi'nin zorlu ders olarak
okutulmasının şu an yürürlükte olan Anayasa'nın bir emri olduğunu
aktaran Bakan Çelik, dolayısıyla 'Sünniler okuyacak, Aleviler
okumayacak' diye bir şeyin söz konusu olmadığını belirtti. Bütün
Aleviler için de bugünkü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin
mecburi olduğunu hatırlatan Bakan Çelik, "Bunun altını çizmek
istiyorum. Herkes şunu bilsin. Bugünkü ders, eskiden okutulan Din
Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi değildir. Adı üzerinde 'Din Kültürü
ve Ahlak Bilgisi'dir. Aleviler de, Türkiye'de yaşayan bütün diğer
vatandaşlar gibi bu ülkenin birinci sınıf vatandaşlarıdır. Biz
Alevilik'i İslam kültür ve medeniyetinin içerisinden çıkmış, dinin
farklı bir yorumlanma biçimi olarak değerlendiriyoruz. İslamiyet'in
dışında bir Alevilik anlayışı Türkiye'de mevcut değildir. Birileri
kendilerini böyle tanımlıyorsa onlar Alevi değildir" dedi.
2006-2007 eğitim-öğretim yılı içerisinde Alevilik'i ders
kitaplarına aldıklarını kaydeden Bakan Çelik, lise ders kitaplarına
konunun hali hazırda girmiş olduğunu söyledi. Talim Terbiye
Kurulu'nda bu konunun ele alındığını anlatan Bakan Çelik, 2.5
yıldan beri hazırlık yaptıklarını da söyleyerek, "Birilerinin
telkiniyle, dayatmasıyla veya söylemesiyle değil. 59. Cumhuriyet
Hükümeti olan AK Parti, bunun böyle olması gerektiği için
kendiliğinden buna karar vermiştir. Ben bunu Başbakan ile
paylaştım. Hükümet olarak buna karar verdik ve Alevilik nedir, ne
değildir? Bunun çocuklarımıza öğretmek zorundayız. Alevi olmayan
çocukların da bunu bilmesi lazım. Çünkü Türkiye'de Aleviler
hakkında çok yanlış bilgiler var. Alevilik ile ilgili onları
rencide eden, onları rahatsız eden çok nahoş bazı şeyler
söyleniyor. Dolayısıyla Alevi olsun olmasın, eğer Alevilik
Türkiye'nin ve dünyanın bir gerçeğiyse Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
Dersi'nde çocukların bunu da bilmesi lazım. Bu açıdan yeni
eğitim-öğretim yılında liselerde Alevilik konusu müfredata
girmiştir. Altını çizeyim, bunu kademeli olarak aşağılara da
indireceğiz. Yani ilköğretim okullarındaki Din Kültürü ve Ahlak
Bilgisi kitaplarına da yine Alevilik kademeli bir şekilde girecek"
ifadelerini kullandı.
"BİZ ALEVİLİK'E AYNA TUTUYORUZ"
Ahlakın evrensel kuralları olan değerler bütünlüğü olduğunu ifade
eden Bakan Çelik, sözlerine şöyle devam etti:
"Şimdi ahlak bilgisi dersinde 'Yardımseverlik nasıl iyi bir
şeydir', 'Yalan söylemek nasıl kötü bir şeydir' dediğimiz zaman bu
çocukların Sünni veya Alevi olması gerekmiyor ki. Netice olarak
yeryüzündeki tüm dinler tanıtılıyor. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi
dersi alan öğrenci İslamiyet'i, Hıristiyanlık'ı, Yahudilik'i de
öğrenir. Onların alt gruplarını ve kollarını da öğrenir. Ama bu
ülke yüzde 99 Müslüman olan bir ülkedir. Din Kültürü ve Ahlak
Bilgisi kitaplarında İslam dinine daha çok yer verilmesi tabiidir.
İddia edildiği gibi Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi bir Hanefilik
dersi değildir veya bir Şafiilik dersi değildir. Biz Alevilik'e
ayna tutuyoruz. Alevilik bir bütün olarak nedir? Biz bunu
çocuklara, Aleviler'e ve Alevi olmayanlara öğretmek üzere
başlattık. Dolayısıyla bundan rahatsız olmanın da bir anlamı yok.
Zaman zaman şu soruyla da karşılıyorum. 'Bunu hazırlarken neden
Aleviler'e yazdırmadınız?' Biz Aleviler'e önce sorduk. Türkiye'de
Aleviler'i temsil ettiklerini ifade eden bir yığın dernek, vakıf ve
cemiyet var. Bunların birçoğu da birbirinden farklı özellikler
taşıyor. Bir tanesine bu meseleyi havale etmemiz söz konusu
değildir. Bu bir uzmanlık işidir. Ben defalarca söyledim. Biz
Ortodoksluk'u kitaplarda yazarken veya kitaplarımızda Ortodoksluk'a
yer verirken Rum Patriği'ne sormadık veya Gregoryan Mezhebi'ni ele
alırken, Ermeni Patriği'ne bu konuyu yazdırmadık. Uzmanlar bunu
yazdı. Aleviler'in de bu konudaki görüşlerine arkadaşlarımız
kesinlikle başvurdu ve o şekilde müfredata girdi" şeklinde
konuştu.
Türkiye'yi etnik köken temelinde bölmeye çalışmanın, Türk-Kürt veya
Arnavut-Çerkez ayrımı yapmanın, bunu bir kavga sebebi sayıp
Alevi-Sünni zeminde halkı bölmeye çalışmanın, ayrıştırıcı unsurlar
olarak ileri sürmenin doğru olmadığı da söyleyen Bakan Çelik, "Bir
kültürel hak olarak, Alevi bir vatandaşın, 'Benim çocuğumun da
kendi inancını öğrenmeye hakkı vardır' demesini tabii karşılıyorum.
Bu tabii haktan dolayıdır ki Alevi vatandaşlarımızın başvurusu
olmadan, onların bu konuda gelip üzerimize herhangi bir gayreti,
faaliyeti olmadan biz de bunu böyle düşündüğünüz içindir ki
müfredata kendi irademizle bunun böyle olması gerektiği için
koyduk. 'Avrupa Birliği söyledi de koydular' demenin hiçbir ilgisi
yok. Bugüne kadar AB tarafından şahsen bana iğnenin ucu kadar bir
telkin de bulunulmamıştır" dedi.