Alevilerden trilyonluk tartışma!
Abone olAlevi örgütleri, 1998 yılında dönemin başbakanı Mesut Yılmaz’ın tahsis ettiği 425 milyar lira için birbirine düştü. Paranın nerede 'buharlaştığı' henüz bilinmiyor.
Kriz döneminde repo yapıldığı ve 2,5 trilyonu aştığı belirtilen
paranın nereye gittiği bilinmiyor. ‘Alevilik İslam dışıdır’ diyerek
büyük tepki toplayan Ali Doğan’ın başkanı olduğu Hacı Bektaş-ı Veli
Anadolu Kültür Vakfı’na verilen paranın zimmete geçirildiği ileri
sürülüyor. Bazı dernekler konuyu yargıya taşımaya hazırlanırken,
Pir Sultan Abdal Vakfı Başkanı Mürteza Demir’e göre, para ‘tamamen
buharlaştırıldı’. Paranın kaybedilmesi operasyonuna kendilerinin
bulaşmadığını ifade eden Cem Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Murat
Şahin, birilerinin zenginleştiği kanaatinde. Alevi
araştırmacı-yazar Ayhan Aydın ise Ali Doğan’ın kendi adına arsa
aldığını iddia ediyor. Suçlamaların odağındaki isim Ali Doğan, 15
Kasım’da vefat edince tartışmalar daha da alevlendi. Alevi
örgütleri devletten, paranın nerede olduğunu bulmasını istiyor.
Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Sekreteri Namık Kemal
Kaya ise 425 milyar liranın ‘buharlaştırıldığı’ yönündeki
iddiaların doğru olmadığını savunuyor. “Paranın ortadan kaybolması
söz konusu değil. O günkü kur üzerinden dağıtıldı.” diyen Kaya,
paranın paylaşımında sorun yaşandığını söylüyor.
Alevi örgütlerinin mali kaynakları ve devletten para talepleri
1990’lı yıllardan bu yana tartışılıyor. Bazı örgütler devlet
desteği beklerken, bazıları bunu ‘leş’ olarak tabir ediyor. Ancak
birçok Alevi grup her platformda devletten para talebinde bulunmayı
ihmal etmiyor.
Söz konusu talepler 1998 yılında kabul edilmiş, Anavatan Partisi,
Demokratik Sol Parti ve Demokratik Türkiye Partisi'nin birlikte
kurduğu Anasol-D Hükümeti'nin başbakanı Mesut Yılmaz, Hacı Bektaş-ı
Veli Anadolu Kültür Vakfı'na, 19 Alevi örgütüne paylaştırılmak
üzere 425 milyar lira vermişti. Alevi örgütleri 7 yıldır bu paradan
pay alamadıklarını belirtirken, parayı alan vakfın genel başkanı
Ali Doğan'ın vefat etmesiyle iddiaların muhatabı da kalmadı. Ali
Doğan, Eylül 2004'te ‘Alevilik İslam dışıdır.' sözüyle gündeme
gelmişti. Ardından Almanya Alevi Bektaşi Federasyonları Genel
Başkanı Turgut Öker, Doğan'a destek çıktı ve zorunlu din dersinin
kaldırılması için kampanya başlattı. Alevi entelektüeli ve Doğru
Yol Partisi eski Genel Başkan Yardımcısı Reha Çamuroğlu ise bu
sözün altında Almanya'da toplanan din vergisinden pay alma
hevesinin olduğunu savundu. Çamuroğlu, Almanya'da Müslümanlardan
toplanıp bloke edilen paranın 6 yıl önce 7 milyar mark olduğunu
kaydetti. Aleviliği İslam dışında göstermeye çalışanlara Hacı
Bektaş-ı Veli Kültür Merkezi Vakfı Genel Başkanı Hasan Meşeli de
tepki göstermişti. Meşeli, Alman hükümetinin azınlık olduklarını
söylemeleri karşılığında bazı Alevi dernek ve vakıflara 5 milyar
Euro vermeyi taahhüt ettiğini ileri sürmüş "Dinini, imanını Euro'ya
değişen insanlar bunlar." demişti.
1993'te Sivas'ta 37 kişinin ölümüyle sonuçlanan şenlikleri organize
eden Pir Sultan Abdal Kültür Derneği'nin o dönemki Genel Başkanı
Murtaza Demir, Aleviyol internet sitesinde ‘Paranın akıbeti'
başlıklı birçok makale yazdı. "Arsa ticaretinden sonra 2,8 trilyon
TL'ye ulaşan paranın, Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı'na
emanet edilmesini, çalışma kurulumuza ben önerdim." diyen Demir,
"Yanıldığımı; daha doğrusu kandırıldığımı anladığımda hem çok geç
kalmış hem de görevimi bırakmıştım. Öyle ya da böyle suçluyum."
dedi. Bu olaydan sonra Alevi kurumlarının birbirlerine olan
güvenlerinin ortadan kalktığını belirten Demir, 2003 yılındaki Hacı
Bektaş-ı Veli Şenlikleri'nden bir gün önce Alevi-Bektaşi
temsilcilerinin yaptığı toplantıda, paranın tartışıldığını anlattı.
Demir, “Vakıf başkanına (Ali Doğan) şunları söyledim: ‘Para için
mahkemelere düşmemize ve rezil-rüsva olmamıza neden olma. Bir
ayağın çukurda. Bir de mirasçılarınla uğraşmak zorunda kalmayalım.”
ifadelerini kullandı. Cem Vakfı Yönetim Kurulu üyesi Murat Şahin de
aynı sitede konuyla ilgili görüşlerini açıkladı. Şahin, "Bu paranın
gecelik faizlerin yüzde 150'lere vardığı dönemlerde repo yapıldığı,
sonra Ankara'da arsa alındığı, yine resmi arsa fiyatları ile
satıldığı, bu işten birilerinin hayli varsıllaştığı tevatürü ciddi
biçimde dolaşıyor." dedi. Alevi araştırmacı-yazar Ayhan Aydın ise
Zaman'a yaptığı açıklamada paranın Alevi kurumlarına bilimsel
çalışmalarda kullanılmak üzere verildiğini söyledi. Paranın 19
Alevi kurumunun ortak imzasıyla Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür
Vakfı'na verildiğini belirten Aydın, "Bu kurum da paranın
sahibiymiş gibi Ankara Dikmen'de Ali Doğan'ın şahsı adına bir arsa
alıyor. Bunun üzerine diğer kurumlar harekete geçiyor. Ali Doğan
öldü. Paranın nerede olduğu belli değil." dedi.
‘Ali Doğan adına arsa alındı’
Alevi yazar Rıza Zelyut, Güneş gazetesindeki köşesinde Doğan'a ağır
suçlamalarda bulunmuştu. "Alevi toplumuna 'Müslümanlıkla ilgileri
yok!' anlamına gelecek iftiralar atan Ali Doğan, önce Alevi
toplumuna hesap vermeli." diyen Zelyut, devletin verdiği para ile
arsa alındığını belirtip "İddiaya göre, Ali Doğan ve işbirliği
yaptığı isimler, değerinin 7 trilyonu bulduğu söylenen arsayı 2,7
trilyon liraya sattılar." ifadelerini kullandı.
‘Parayı dağıttık, sadece paylaşımda sorun var’
Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Sekreteri Namık Kemal
Kaya, 425 milyar liranın 'buharlaştırıldığı' yönündeki iddiaların
doğru olmadığını söyledi. Alevi örgüt temsilcilerinin söz konusu
iddialarını takip ettiklerini belirten Kaya, "Paranın ortadan
kaybolması gibi bir durum yok. Paranın küçük vakıfla büyük vakıf
arasında paylaşımında sorun var. Tek şubesi olan vakıf, birçok
şubesi olan vakıfla aynı parayı istiyor. Bu para o günkü dolar kuru
ne ise onun üzerinden dağıtıldı." dedi. Bu iddiaların daha önce
müfettişler tarafından incelendiğini de sözlerine ekleyen Genel
Sekreter Kaya, "Vakıf yönetim kurulu olarak açıklama yapacağız. Bu
iddialar kesinlikle doğru değil. Para resmi yollardan geldi ve
örgütlere dağıtıldı." şeklinde konuştu. Müfettişlerin vakfı haklı
bulduğunu belirten Kaya, "Ortaya attığı iddialarla ilgili olarak
Murtaza Demir'le görüşeceğiz." şeklinde konuştu.
Tartışılan vakfın binasını Süleyman Demirel
açmış
Alevi dünyasının en yetkin entelektüellerinden sayılan Dr. İsmail
Engin, Aleviyol adlı internet sitesinde Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu
Kültür Vakfı'yla ilgili ilginç bir bilgiyi ortaya attı. Vakfın
Ankara Dikmen'deki binasının açılışını dönemin cumhurbaşkanı
Süleyman Demirel'in yaptığını anlatan Engin, "Vakfın binasına
Demirel'in cumhurbaşkanı olarak katkı yaptığı ileri sürülmekle
birlikte, konu halen belirsizliğini koruyor. Önümüzdeki günlerde
yapılacak olası bir açıklama merakla bekleniyor." dedi. "Bütçeden
'Alevi örgütlerine' verilen paranın akıbeti netleşmiyor?" başlıklı
bir yazı kaleme alan Engin, 425 milyar TL ile ilgili sorulara Alevi
kesimden cevap gelmediğine dikkat çekti. Dr. Engin, Maliye
Bakanlığı bütçesinden verilen parayla ilgili şu soruları yöneltti:
"1) Paranın Hacı Bektaş-ı Veli Anadolu Kültür Vakfı'na verilmesini
sağlayan husus neydi? 2) Devlet bütçe ödemesi olarak verdiği
paranın akıbetini kontrol ettiyse veya ediyorsa, 'devlet destekli
bir Alevilik projesi' mi finanse ediliyor? 3) Para ne oldu?"
Haber: Ali Kuş
Kaynak: www.zaman.com.tr