Aleviler CHPyi baraj altına itecek
Abone olAlevi kesimi olmadığı kadar öfkeli.. Dersim polemiği ittfakı çatlattı. Alevi önderi Ali Balkız'dan iddialı açıklamalar.
Dersim polemiği CHP ile Aleviler arasında milat olacak. Aleviler
yeni bir sol parti kurma hazırlığında. 2011 seçimlerine yeni
partiyle girecekler.
"CHP bu kez baltayı taşa vurdu" diyen Alevi Bektaşi Federasyonu Başkanı Ali Balkız, CHP'nin kendilerini kandırdığını belirterek, alevilerin CHP’yle hesaplaşmak gerektiğinin bilincinde olduğunu iddia etti.
Balkız, Dersim olayında Kılıçdaroğlu'nun hayal kırıklığı
yarattığını belirterek CHP'yi baraj altına itebilecek güçlerinin
olduğunu savundu.. Milliyet'ten Devrim Sevimay sordu Balkız
cevapladı..
İlk ne zaman başladınız bu çalışmaya?
Son yerel seçimlerden iki hafta sonra seçim sonuçlarını, Alevilerin
rolünü ve taleplerini değerlendiren bir deklarasyon yayımladık.
Orada dedik ki “Bu parlamentodan bize umut yok. Oysa bizim
sorunlarımız siyasi sorunlardır, siyaset çözecektir ve Meclis’te
çözülecektir.” Bunu deyip, tüm Türkiye’deki Alevileri ve sosyal
demokratları bu tespitimizi tartışmaya davet ettik. O gün bugündür
de tartışıyoruz.
Kaç yer gezdiniz?
Sayıyı hatırlamıyorum, ama toplantı yaptığımız il sayısı 22. En son
Ankara ve İstanbul kaldı. Şimdi bu ay da onları tamamlayacağız.
Türkiye için büyük umut
Eşzamanlı olarak bazı aydınların, akademisyenlerin, sivil
örgütlerin toplantılarına da katıldınız galiba...
Evet,
“Nasıl Bir Türkiye İstiyoruz” sorusuna ortak yanıt veren partileşme
arayışı içindeki o kesimlerle de diyaloğumuz kesin bir biçimde
sürüyor.
Kimler var bu partileşme arayışı içinde?
Çeşitli akademisyenlerin (Ahmet İnsel, Mithat Sancar, Fuat Keyman,
Erol Katırcıoğlu...) ve Ufuk Uras arkadaşımızın yer aldığı bir
çalışma grubu var. Bir başka hareket, 10 Aralık Hareketi (Burhan
Şenatalar, İbrahim Kaboğlu, DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi).
Bir de SHP yeni arayışlar içersinde.
Bu üç hareketin birleşme olasılığı var mı?
Bunların birleşebilme olasılıkları yüksek, olanakları da var. Aynı
şeyleri düşünüyorlar çünkü. Bizim de bunlarla birlikte olmak gibi
bir amacımız var. Hepimiz diyalog halindeyiz.
Bu üçlü grubun ve sizin üzerinde en anlaşamadığınız madde
nedir desek, ne örnek verirsiniz?
Henüz bir anlaşmazlık yok. Her şey çok olumlu gidiyor ve bu Türkiye
için büyük bir umut.
2010 veya 2011’deki bir seçime katılabilecek
misiniz?
O amaçlanmış vaziyette. Önümüzdeki ocak ayında adı konmuş olur.
Hangi partiye alternatif olacaksınız?
Ne AKP’ye, ne CHP’ye, ne MHP’ye, ne de DTP’ye; hepsine. Çünkü biz
düzene alternatif olacağız. Bunun için yeni bir sol söylem, sosyal
demokrat yeni bir heyecan, yeni bir dil, yeni kadro...
“Yeni bir fantezi”? Böyle bakanlar da
çıkacaktır...
Yeni bir fantezi olmayacak, olmaz. Çünkü adını andığımız çalışmayı
yürüten arkadaşlarımızın hepsi ve biz son derece heyecanlıyız. Son
derece inançlıyız. Temiziz. Halka güveniyoruz. Halkın içindeyiz.
Halkın dilini, sıkıntılarını, beklentilerini biliyoruz. Dürüstüz.
Onlara yalan söylemeyeceğiz. Biz onlara çıkış yollarını
göstereceğiz.
“Biz” derken kimlerin partisi olacak bu?
Bu bir
kitle partisi olacaksa eğer, kuşkusuz ki her kesimden insan olacak.
Ama kimler olmayacak, ben size onu söyleyeyim: Yorulmuş. Güvenini
kaybetmiş. Halkı küçümseyen. Geleceğe dair umutlar taşımayan.
İçimize rekabet, bencillik, bireycilik hastalıklarını sokacak.
Bunların hiçbiri olmayacak.
Peki o 22 ildeki Alevilerde yeni bir parti heyecanı
gördünüz mü?
Düzenlediğimiz toplantılara katılan Alevi olanlar ve olmayanlarda
dört eğilim tespit ettik: 1- “Elinize, yüreğinize sağlık. Bu bir
ihtiyaçtı. Tam zamanıdır. Yanınızdayız” diyenler. 2- Türkiye Birlik
Partisi ve Barış Partisi deneyimlerini anımsatarak “Aman ha, o
konuma düşmeyin” diye uyaranlar. 3- CHP’ye bel bağlamış, belki
gelecek sene belediye başkanı veya encümen üyesi olurum diye
bekleyenler. 4- “Ya nereden çıktı bu, CHP’yi niye bölüyorsunuz,
gelin hep beraber Baykal’ı indirelim” diyenler.
Bu dördüncüsü çok tartışıldı; siz ne
diyorsunuz?
Yapsa Altan Öymen yapardı. Kaldı ki Baykal
olmadığında dahi CHP’deki o zihniyet orada yaşamaya devam eder. O
yüzden zaten diyoruz ki, yeni bir parti şart.
ALEVİLER-AKP
‘DERSİM DERSİM OLDUĞU SÜRECE AKP’YE OY ÇIKMAZ’
Baykal “Alevilerden sana hayır yok, başka kapıya Başbakan”
dedi; doğru mu?
Evet gerçekten Alevilerden Sayın
Erdoğan’a hayır yok, ama Baykal’a da olmamalı.
Başbakan Tunceli’yi hep çok istemişti; ilk seçimde
milletvekili çıkarabilir mi sizce?
AKP, AKP olduğu, Dersim de Dersim olduğu sürece AKP oradan
milletvekili çıkartamaz. Çünkü Dersimliler yağmurdan kaçarken
doluya tutulmuş olduklarını dokuları gereği hemen fark ederler.
Ama ya mesela din dersini zorunlu olmaktan
çıkarırsa?
Ah keşke, ama o zaman da varlık nedenlerini ortadan kaldırmış
olurlar. AKP’yi bugün iktidara getiren 12 Eylül’den sonra başlayan
zorunlu din dersleri sürecidir çünkü.
Dersim’le beraber AKP’nin Sünni-Hanefi partisi kimliğinden
uzaklaşmaya başladığı görüşüne katılır mısınız?
Bu
görüş sahipleri böyle olmasını arzu ediyor veya çok iyimser
olabilirler, ama bakın şöyle de önemli bir veri var elimizde:
Diyanet İşleri Başkanlığı geçtiğimiz günlerde bir “Strateji
Belgesi” yayımladı. Orada dini ve kurumu tehdit eden çalışmalar
listesi vardı. Listeye din kültürü ve ahlak bilgisi eğitiminin
zorunlu olmaktan çıkartılmasını istemek ya da isteyenler de
konmuş.
Yani siz?
Evet biz. Bu bir listedir. Ergenekon da bir liste yapmıştı; bu da
bir liste. Ergenekon’un listesi demokrasi düşmanlarının,
darbecilerin listesi. Bu liste ise ne kötü ki devletin anayasal bir
kurumunun listesi.
Siz hükümetin de bu listenin arkasında durduğunu mu
düşünüyorsunuz?
Biz “Hedef gösteriliyoruz” dedik, ama Alevilik çalıştayları yapan
sayın Bakan, sayın Moderatör, sayın Bakanlar Kurulu, sayın parti
yöneticilerinin hiçbiri çıkıp hükümetin bu listenin arkasında
olmadığını söylemedi.
CHP'yi baraj altına nasıl düşürebilirler?
ALEVİLER-CHP
‘İSTERLERSE CHP’Yİ BARAJIN ALTINDA BIRAKIRLAR’
Aleviler CHP’yle bir yol ayrımına geldi mi?
CHP bu kez baltayı taşa vurdu. Dersim, Alevilerin bu kadar peşin
CHP’ye teslim olup olmayacaklarını belirleyen bir milat olacak.
Bakarsanız, tepkilerin önü arkası kesilmiyor. 13 Aralık’ta bile
Tunceli Dernekleri Federasyonu Kadıköy’de büyük bir miting
yapacak.
Değişen ne?
Dersim olayı sayesinde CHP’nin bir
yönü daha artık çok iyi bilinir hale geldi: CHP geçmişteki “Türk ve
Sünni” tipolojisi yaratma amacını hâlâ sürdürüyor. Zaten parti
programlarında, seçim çalışmalarında böyle olduğu görülüyordu, ama
bu şimdi tamamen ortaya çıktı.
Yalnız geçmişte de böyleyse o zaman niçin yıllardır
Aleviler CHP’ye oy veriyor?
Çaresizlik ve
seçeneksizlik. Bir tarafta kendilerini kandıran var, ama öbür
tarafta da doğrudan canlarına kastedercesine tehdit eden bir yapı
var. Aleviler de çaresiz yıllardır kandırılmaya razı oluyor.
CHP nasıl kandırıyor sizi?
Aleviler hep varolduğunu sandıkları, ama aslında hiç varolmamış
olan “laikliği” korumak adına CHP’ye oy verirler. Oysa Atatürk’ün
kurduğu köy enstitülerini ne hazindir ki CHP kaldırdı. İmam hatip
okullarının en çok açıldığı yıllar koalisyonda Ecevit’in olduğu
yıllardır.
Din eğitimi hep devam etti. Diyanet devam etti. Alevilerin
kimlikleri, kişilikleri yok sayıldı.
Aktif politika içersinde Alevilere hep seçmen rolü verildi. CHP
onlara hep “Siz durun durduğunuz yerde, bize oy verin, biz sizin
adınıza siyaset yaparız” dedi.
Baykal hâlâ randevu verecek
Bırakın diğerlerini, Arif Sağ CHP’den seçilmedi mi?
Alevi kimliğiyle Arif Sağ siyaset yapabildi mi? Önemli olan bu.
Bakın şu son yerel seçimlerde bile kazanabilecek, 20 değerli ismi
belirleyip, Baykal’dan randevu talep ettik, hâlâ bize randevu
verecek. Biz de listemizi Sav’a, Ateş’e verdik, ama 20’de sıfır
çektik.
Önerdiğimiz bir tek adayımızı dahi listelerine almadılar. Örneğin
İzmir’de bu seçimlerde yanılmıyorsam 30 belediye başkanı seçildi,
ama sadece bir tanesi Alevi. Oysa CHP’nin İzmir’de aldığı oyların
yüzde 50’si Alevilerindir.
Ama yine de çoğu gidip mührü CHP’ye basmıyor
mu?
Elim kırılsın vermez olaydım, yine mi mecbur kaldım, diyerek...
Çünkü CHP’den daha kötü bir seçeneğe asla gitmez Aleviler. CHP de
bunu bildiği için zaten bu kadar rahat davranıyor.
Peki, o zaman neyin miladı olacak Dersim?
Biz bütün yurdu geziyoruz, Alevilerin nabzının nasıl attığını
kavrıyor ve biliyoruz. Bir kez daha CHP’yle hesaplaşmak
gerektiğinin bilincindeler. Çünkü Aleviler eğer isterlerse sandığa
gitmedikleri zaman CHP’yi barajın altına nasıl düşürdüğünü, bu
güçleri olduğunu biliyorlar.
ALEVİLER-ATATÜRK
‘ALEVİLER ATATÜRK’LE DERSİM’İ YAN YANA GETİRMEZ’
Siz Dersim olayına katliam mı diyorsunuz, soykırım
mı?
Katliam. Soykırım sistemli, süreli bir zürriyetini
kurutma hareketidir. Bastırma yöntemlerine baktığınız zaman ne Şeyh
Sait ne de Dersim isyanında bundan bahsedemeyiz.
“Aleviler niye alınıyor, Dersim’de Aleviliğe değil,
feodaliteye operasyon yapıldı” diyenlere yanıtınız?
Dersimliler aynı zamanda aşirettir, Kürttür ve Alevidir. Dersim
halkı bir bütündür. Evet, aşiretler arası bazı kıskançlıklar,
çelişkiler söz konusudur, ama Dersim’de hangi sıfatı ikincil
sayarsanız diğeri küser. Kimlikler iç içe geçmiştir.
Cumhuriyet’in Alevilere sahip çıktığı dönem
hangisidir?
Hangi dönemden bahsedebiliriz? Aleviler elbette Cumhuriyet’le
birlikte Osmanlı’nın zulmünden kurtulup kul statüsünden yurttaşlık
statüsüne geçmiş olmanın ne anlama geldiğini biliyorlar. Ama
Birinci Meclis’te sekiz Alevi milletvekili var, sonra sıfır.
Aleviler tek parti döneminde de sonrasında çok büyük sorunlar
yaşadılar. Mesela bir 1924 Tekke ve Zaviyelerin Kapatılması Kanunu
vardır ki Aleviler bu kanunu pek bilmek istemezler bile. Çünkü
onlar Atatürk’ü çok severler, sevmekte de haklıdırlar. Buraları
irdeleyenlere baktıkları zaman o gerçeği görmek istemez, anımsamak
istemezler.
Aleviler Dersim’le Atatürk’ü yan yana getirirler
mi?
Hiç getirmezler. Atatürk’e laf söyletmemek için o
yıllarda hastalığıyla uğraştığını, ülkenin iç ve dış işleriyle çok
fazla ilgilenemez olduğunu varsayarlar.
Sizce gerçek bu mudur?
Bunu tarihçilere sormak
lazım.
Bu konular tartışıldıkça sizce Alevilerin Mustafa Kemal ile
Hz. Ali’yi dahi birleştirdikleri o bağ sarsılabilir
mi?
Hayır, bir kere Atatürk ile CHP, hele de bugünün CHP’sini
özdeşleştirmek veya 1923’le 2009’u özdeşleştirmek mümkün değildir.
Zorunlu din eğitiminin 16 yıl süreyle verilmediği, “Devletin dini
İslamdır” ifadesinin kaldırıldığı, Meclis’teki yemin sözcüklerinin
değiştirildiği, pozitivist bir anlayışın öne çıktığı o yıllar
Mustafa Kemal’in hayatta olduğu yıllardı. O nedenle Aleviler hangi
gerçeği görürlerse görsünler, Atatürk onların gözünde bu modern
devleti kuran, bu devrimleri yapan, bizi başka bir dünyaya davet
eden büyük önder olmaktan çıkmaz, çıkmayacaktır. Ama varsa orada
bir gerçek, onun da görülmesinde yarar var.
Kılıçdaroğlu için ne dediler?
[PAGE]
ALEVİLER-KILIÇDAROĞLU
‘O, BİR DÜŞÜ KIRDI’
Bu tartışmadan sizce Kemal Kılıçdaroğlu nasıl
çıktı?
Bir düşü kırdı Kılıçdaroğlu. Sadece Aleviler için değil sol, sosyal
demokrat, bütün seçmenlerde büyük bir sempati yaratmış, ender bir
portreydi. Ama sözünün arkasında durmadığı anda diğer herhangi bir
politikacının konumuna düştü. Güzel bir portre orada dururken,
kendisi yaptı demeyeyim, ama gitti cahilin teki üzerine bir çizik
attı, bir karakalem çizdi.
ALEVİLER-AÇILIMLAR-ÇALIŞTAYLAR
‘ALEVİLERİ PAZARA ÇIKMIŞ MAL GİBİ GÖRÜYORLAR’
Şimdi hemen her partinin Alevilere yönelik bir açılım paketi
var...
Çünkü Aleviler kendilerini öyle bir gösterdiler ki mecbur kaldılar
açılım yapmaya. Bahçeli, Baykal, Erdoğan, diğer parti sözcüleri...
Şu günlerde hepsi Aleviliği tartışıyor. Ne kadar da büyük bir
madenmiş ki bu Aleviler, paylaşamıyor kimse. O diyor ki en çok ben
seviyorum, öbürü diyor ki hayır ben. Sanki Aleviler pazara çıkmış
mal gibi onun üzerinden pazarlık yapıyorlar.
Samimi bulduğunuz yok mu hiç aralarında?
Hayır yok, ama onların bize samimiyetlerini kanıtlamak gibi bir
ödevleri var. Biz bugüne değin o kadar çok acılar yaşadık ve sonra
o kadar çok yüceltildik, yükseltildik ki... Özalların, Demirellerin
dillerinde yüce dağlara çıkartıldık. Asil yurttaşlarsınız, birinci
sınıf vatandaşlarsınız, sizi seviyoruz, çok seviyoruz, hatta âşığız
size dediler...
Ama somutta bunların hiçbir şeye tekabül etmediğini gördük. Bizim
sütten ağzımız yandı, artık yoğurdu üfleyerek yiyoruz. Mesela AKP
bir çalıştay başlattı; Cumhuriyet tarihinde ilk kez olan bir şey
bu. Daha önce hiçbir hükümet “Ey Aleviler siz ne istiyorsunuz
kardeşim” diye sormamışlardı; AKP sordu.
O zaman niye hâlâ ikna olmuyorsunuz, acaba haksızlık mı
yapıyorsunuz?
Haksızlık yapmak istemeyiz, ama bir kere
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin, Danıştay’ın, idare
mahkemelerinin bizle ilgili kararlarını uygulamıyor. Anayasal suç
işleme pahasına yapmıyor bunu.
Üstelik mesele sadece mahkeme kararları da değil; Madımak’ın müze
olması için bir hükümet “Benim param yok kardeşim” diyebilir mi? Bu
tam da ipe un sermek değil de nedir? Keza Alevi köylerine
gönderilen imamlar, müezzinler... Gittikleri yerlerde işsizler.
Diyanet İşleri Başkanlığı bir genelgeyle geri çekemez mi? Bunları
yapmak için çalıştaylara gerek mi var?
Sizce bu çalıştayların sonunda ne çıkacak?
Ya
“Ey Aleviler kusura bakmayın, Türkiye henüz böyle bir açılıma hazır
değil, bunu zamana bırakmak lazım” diyecekler. Ya da o çalıştaylara
katılan bazı Alevilerin bizle alakası olmayan istemlerini bütün
Alevilerin istemiymiş gibi kabul edip “Bakın işte biz yaptık, oldu”
diyecekler. Bu iki olasılıktan çok korkuyoruz. Çünkü ne yazık ki
Cumhuriyet’in kuruluş aşamasındaki tek tip yaratma çabası hâlâ
sürüyor.
Bunu söyleyerek CHP’yi, AKP’yi, MHP’yi aslında aynı kefeye
koymuş oluyorsunuz?
Zaten yok ki birbirlerinden farkları; al birini vur ötekine. Bir
kere üçü de yüzde 10’da mutabıklar. Anayasayı değiştirmemekte,
değiştireceksek nasıl değiştireceğimiz konusunda mutabıklar.
Diyanet’in varlığında, zorunlu din derslerinin devamında,
Diyanet’in bütçesinde ve imam sayılarının artırılmasında
mutabıklar.
ALEVİLER-MEDYA
‘ONLARIN AMACI ALEVİLER DEĞİL CHP’Yİ YIPRATMAK’
Basının bugüne kadar Alevilerin sorunlarıyla pek ilgilenmeyen
kalemleri de Dersim meselesine sahip çıktı; bu gelişmeyi
sevindirici buldunuz mu?
Kim olduğuna ve niyetinin ne olduğuna bağlı. Çünkü günlerdir en az
beş-altı televizyon kanalı, gazete muhabiri bize mikrofon uzatıyor.
Ancak bu medya organları bir olay aydınlığa mı kavuşsun istiyorlar,
Alevilerin düşüncelerini mi öğrenmek istiyorlar yoksa buradan
alacakları 10 cümlenin içinden seçecekleri bir cümleyle CHP’yi
vurmak mı istiyorlar? Kesinlikle amaçları ikincisi. “Buradan CHP’yi
nasıl yıpratırız, nasıl Alevilerin gözünden düşürürüz”; amaçları
bu. CHP bunu hak etmiyor mu? CHP bunu hak ediyor. Ama Aleviler
“yandaş” medya denilen o tarafın asıl amacının da bu olduğunun
farkında. O gazeteler ve televizyonların Aleviliği nasıl
algıladıkları ve nasıl takdim ettiklerinin kesitleri bizim
arşivimizde duruyor. Biz onları unutmadık.
Özellikle liberallerin size yönelik “resmi ideolojinin
bekçiliğini yapıyorsunuz” diye bir eleştirileri vardır; haksızlar
mı?
Rejimin bekçiliğini yapmak eğer bir tarafta bir faşizm, bir darbe,
bir şeriat tehlikesi varsa ve hiç olmazsa “Türkiye laiktir laik
kalacak” söylemi nedeniyle de olsa CHP’nin yanında durmak rejimin
bekçiliğini yapmak ise Alevilerin geniş halk kesimi bu tür
gailelerle, evet rejimin bekçiliğini yaptı, yapıyor. Ama neden uzak
duracağını da hep bildi. Örnek; Cumhuriyet mitingleri kürsüsüne
Alevi örgütleri çıkmadı.