Alevi başkandan çarpıcı mesajlar
Abone olAnadolu Alevi Bektaşi Federasyonu Genel Başkanı Cengiz Hortoğlu, kardeşlik mesajları verdi.
Mersin Kültürlerarası Diyalog ve Düşünce Merkezi'nce (MEKADİM), Muharrem ayı dolayısıyla, "Hz. Hüseyin ve Kerbela Olayı"nın konuşulduğu "Kardeşliğe Can Feda" temalı panel düzenlendi.
Hortoğlu, Akdeniz İhracatçı Birlikleri (AKİB) toplantı salonunda MEKADİM Başkan Vekili Erdoğan Günal moderatörlüğündeki panelde, Alevilik felsefesini iki kelimeyle özetleyerek birinin ahlak, diğerinin ise muhabbet olduğunu söyledi.
Hiçbir zaman şiddet yanlısı olmadıklarını ifade eden Hortoğlu, "Fakat bizim bu mağduriyetlerimizin, devletten ve sistemden beklentilerimizin karşılanmaması sonucunda bazı güçlerin istismarına uğradık. Bizim mücadele yöntemimiz asla şiddetle olmayacaktır, ikna ile olacaktır. Allah'ın bize doğuştan bahşettiği temel insan hakkı olan inanma hürriyetini devletimizden istiyoruz" diye konuştu.
Türkiye'de son dönemde önemli gelişmeler yaşandığını, çözüm sürecinin de bunlardan biri olduğuna işaret eden Hortoğlu, şunları belirtti:
"Bunlar memnun edici hadiseler. Ayrıca dindar insanlarımız için de aynı şekilde gelişmeler yaşandı. Başörtüsü takmak isteyenler nasıl inanıyorlarsa öyle taksınlar. Bu tür bir gelişmeden de memnunuz. Hristiyan, Musevi olan vatandaşlarımızın da şimdiye kadar uğradıkları haksızlıklarla ilgili düzelmeler yaşanıyor. Bundan bizler de memnunuz. Fakat bize sıra ne zaman gelecek? Açıkçası biz de bunu bekliyoruz ancak bunu beklerken de hiç bir zaman devletimizin karşısına geçme, devletimizle çatışma, elimize silah alma yoluna gitmeyeceğiz. Biz bu ülkenin birlik, beraberlik ve bütünlüğünü arzu ediyoruz. Bizlerin Hristiyan dünyasındaki gibi bir Katolik bir Protestan mezarlığımız yoktur. Bu topraklarda hakka yürüyen herkes Alevisiyle Sünnisiyle aynı mezarlığa defnedilir. Ölülerinin bile birleştiği, yan yana yattığı bu toprakların dirilerini ayırmaya kimsenin gücü yetmeyecektir."
-CAMİ-CEMEVİ-AŞEVİ PROJESİ-
Hortoğlu, Cami-Cemevi-Aşevi projesi ile ilgili görüşünün sorulması üzerine, projenin danışmanlığını yaptığını ve federasyon olarak desteklediklerini bildirdi.
Projenin kendilerine göre "barışa ve hayra yönelik olduğunu" ifade eden Hortoğlu, proje hakkında bilgi verdi.
CAMİ-CEMEVİ-AŞEVİ PROJESİ İLE ALEVİ İLE SÜNNİLERİN BİRBİRLERİNİ DAHA İYİ TANIYACAĞINI İFADE EDEN HORTOĞLU, ŞÖYLE KONUŞTU:
"Biz bu proje ile Alevi ve Sünnilerin Türkiye'de, Anadolu'da yüzyıllarca daha birlikte yaşama zorunluğu ve arzusunu, bu iki toplumun ibadet ritüellerini yan yana yapabilecekleri, birbirlerine fiziki mekanlarını yakınlaştırmakla kalbi yakınlığa da vesile olabileceğini ortaya koymak istedik. Bir yanlış anlamayı düzeltmek isterim. Biz cemevlerimizi camilerin yanına koymakla cemevlerine bir meşruiyet kazandırmak gayreti içinde değiliz. Cemevi olursa cami, cami olursa cemevi ya da bütün cemevi ve camiler yan yana yapılacak diye amaç da yok. Bunlar sembolik olarakTürkiye'nin çeşitli illerinde Aleviler ile Sünnilerin bir arada yaşadıkları mahalleler tercih edilerek 3-5 belki daha fazla kardeşliği, bir arada olmayı ifade eden şekilde olacak. Kardeşliğe can fedaysa ortak mekanları kurmakta da sakınca yok. Bizim mezarlarımız bir ibadet yerlemizi niye ayrı olsun."
KATILIMCILARDAN BİRİNİN "EŞİT YURTTAŞLIK, EŞİT VATANDAŞLIKLA" İLGİLİ BİR SORUSU ÜZERİNE HORTOĞLU, ŞUNLARI KAYDETTİ:
"Bu hepimizin talebi. Bu ülkede gelecekte yaşama arzusunu korumuş, ekmeğini burada kazanmayı amaçlamış, TC kimlik numarası sahibi olan herkes bu ülkenin eşit ve asil yurttaşlarıdır. Eşitlik için mücadele veriyoruz. Sıkıntılarımız var doğru. Ama bu çile ve sıkıntılarımızı demokratik yol ve yöntemlerle hükümete, devlete ve çeşitli kaynaklara iletmek suretiyle çözmeye çalışıyoruz. Ben ümitvarım, bardağın yarısı dolu. İnşallah neticeler alacağız. Bu hükümet döneminde olursa bu hükümet döneminde, öbür hükümet döneminde olursa öbür hükümet döneminde. Biz Alevi toplumu olarak eşit ve asil vatandaş olarak yaşamaya devam edeceğiz"
Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurul Üyesi Prof. Dr. İlyas Üzüm de kardeşliğin önemini vurguladı.
SAMİMİYET HALİNDE KARDEŞİN KARDEŞ İÇİN CANINI FEDA EDECEĞİNE İŞARET EDEN ÜZÜM, ŞUNLARI KAYDETTİ:
"Birbirimizi gerçek anlamda kardeş görüyorsak muhabbetle birbirimizi bağrımıza basmaz mıyız, tarihte bastığımız gibi. Cephelerde zaferlerde beraber olduğunuz gibi acıları beraber yaşadığımız, kaygıları beraber çektiğimiz gibi. Bugünü yaşar, yarına yürürken birbirimize kenetlenmemiz, kucaklaşmamız, 'can feda' dememiz gerekmez mi? Asla birbirimizi ötekileştirmeden, asla itmeden ve asimile etmeden, saygısızlık göstermeden, herkesi olduğu gibi ve kendi konumunda kabul ederek, herkesin kurumuna saygı duyarak bu kardeşliği derinleştirebiliriz. Ve kardeşliğimize 'can feda' diyebiliriz ve demeye devam etmeliyiz."