Alen Markaryan'ın son röportajı bomba

Abone ol

İstanbul'da bu sabah 3 büyük takımın taraftar gruplarına operasyon yapıldı. Operasyon sırasında gözaltına alınanlar arasında Beşiktaş'ın eski tribün lideri Alen Markaryan'da var.

İSTANBUL'da 3 büyük kulübün taraftar gruplarına yönelik operasyonlar sırasında gözaltına alınan Alen Markaryan'ın durumu kafalarda soru işareti yarattı.

Beşiktaş'ın tribün liderliğini 1 yıl önce bırakan Alen Markaryan, Gezi olayları sırasında Çarşı grubunun takındığı tavrı sert dille eleştirmişti.

Alen Markaryan'ın olaylara ve Beşiktaş'a mesafeli duruşuna karşı neden gözaltına alındığı merak konusu oldu.

ÇARŞI'YA EN AĞIR ELEŞTİRİ ALEN'DEN

Ağustos ayında Türkiye gazetesine bir röportaj veren Alen Markaryan, Gezi Parkı olaylarını ve Beşiktaş taraftar grubunun tavrını değerlendirmişti.

"Beşiktaş'ı seven tribünde siyaset yapmaz" diyen Alen Markaryan "Çarşı Gezi Parkı'nda olmamalıydı" dedi.

Hatta Alen Markaryan olaylara adının karışmaması için Taksim'e çıkmadığını, Beşiktaş'a bile inmediğini söyledi.

NEDEN TRİBÜN LİDERLİĞİNİ BIRAKTI?

Bu, aşağı yukarı 4-5 senedir zihnimdeydi. En tepeye çıktığınızda, herkes sizi seviyorken bir şeyi bırakmalısınız. Bu düşünceyle yola çıktım. Her seferinde “Tribün sensizliğe hazır değil. Bu seneyi de atlatalım” denile denile 50 yaşıma merdiven dayadım. Benim Beşiktaş'a dair başka hedeflerim var.

Beşiktaş kulübünün herhangi bir biriminde görev almak, yönetim kurullarında görev almak. İyi yaptığım; insanlarla, derneklerle, basınla kurumsal ilişkiler kurmak gibi kafamda bir sürü düşünce var. Yönetim kurulları, başkan adayları, başkanlar; 'camiadan bir tepki gelir mi' çekingenliğiyle böyle bir şeyin içine girmek istemiyorlar. Ben Beşiktaş'a hizmet edebileceğimi düşünüyorum.

ALEN MARKARYAN GÖZALTINA ALINDI, KELEPÇELENDİ... TIKLAYIN

Beşiktaş'ın eski tribün lideri Alen Markanyan, Üsküdar'daki evinde saban saatlerinde gözaltına alındı. Polisin Markaryan'ı kelepçelemesi ise tepki çekti. HABERİ OKU

GEZİ BİR ETKEN Mİ?

Ben hayatımın hiçbir yerinde yamulmadım. Hep dik durmaya çalıştım. Benim bir felsefem var:

“Sporun içinde siyaset olmamalı!” Siyasetin her kademesiyle sporun içine girdiği bu dönemde, Beşiktaş da ayrıcalığını göstermeliydi. Siyaseti hiçbir şekilde içinde barındırmamalıydı. Öyle arkadaşlarımız da var zaten; ama…

Gezi olaylarına bir 'sistem' olarak baktığınızda, sistem bir günah keçisi arıyordu.

“TOMA'lar çalındı, vinçler çalındı” denildi. Gezi'ye gidiliyor, devamlı propaganda yapılıyor. Çarşı'nın buralarda olmaması lazımdı. Ben mesela devam ediyor olsaydım, yapılan her haberde çıkar açıklama yapardım. “Biz orada değil, buradayız” diye. Bir açıklama yapılmalıydı, “Tamam ağaçlar kesilmesin diye eylemler yapıldı; ama bu başka bir yere doğru gidiyor. Çarşı bir çevreci olarak destek verdi ama olması gerektiği yere, tribünlere dönüyor” diye. Olmadı!

Çarşı, bugüne kadar hep sosyal mesajlar verdi. Sol mesajlar değil! İnsanlık adına. Şiarımız da oydu bizim; kıyıda, kuytuda kalmış insanların sesi olabilmek. Ondan sonraki görev, kollukların. Çizgilerin dışına çıktığınız zaman, mutlaka dışarıdan size cephe açılıyor. Ne kadar iyi olursanız olun. Benim bu fikir ayrılığım, zaten dolmuş olan bardağı taşırdı. İstemiyordum. Çarşı tribünde olmalı ve bu işlere hiç karışmamalıydı.

TAKSİM'E ÇIKMADIM, BEŞİKTAŞ'A İNMEDİM

Bunu beyan edemem; çünkü aşağı yukarı bir senedir, tribün liderliğinin içinde yokum. Bir konuşma ortamı olmadığı için de hep üçüncü laflarla laflar gidip geldi. Bizim surat ifademize bile bir anlam yükleniyor. O yüzden Taksim'e de çıkmadım. Beşiktaş'a inmedim. Evimden dükkânıma gidip geldim, dedikodulara mahal vermemek için.

Devleti karşınıza almak gibi bir lüksünüz var mı? Çarşı bir tribün kültürüdür, bir tribün hareketidir. Asla ve kat'a sokakta olmamalıdır. Evet, mazlumun sesi olabilmelidir; ama sınırları belli olmak şartıyla. Ana tema, bu. Ben 1 Mayıs'ta Çarşı flamasıyla yürüyenlere de karşıyım!

Çünkü o flamanın altına başka mantalite ve renklerde olan insanlar da giriyor. Ben, Beşiktaşlı olmayan birisinin benimle omuz omuza yürümesine karşıyım! Senin isminin altına insanlar giriyor ve kendi egolarını tatmin ediyor.

GEZİ TRİBÜNDE SÜRÜYOR!

Yeni bir moda var:

“Ben Fenerbahçeliyim ya da Galatasaraylıyım; ama yükselenim Çarşı!”

Bana çok komik geliyor bunlar. Kendi mecranda egonu tatmin edemiyorsun, başka bir mecrada egonu tatmin ediyorsun ve bundan zevk alıyorsun. Beşiktaş camiasına ve kulübüne, hiç kimse gömlek giydiremez! Beşiktaş kimseye kimlik veremez! Böyle bir şeye her Beşiktaşlı 'dur' demeli! Beşiktaş'ı seven insan da, tribün içinde siyaset yapmaz! Yeni bir şey çıktı: “34. dakikada bağırın.”

HESAPTA POLİS FLAMA AÇMIŞ

Çevik Kuvvet, hesapta, statta flama açmış: “Biz buradayız, Çarşı nerede?” diye. Bu aynı, Gezi olayları sırasında atılan yalan, dolan tweet'lere benziyor! Bilgi kirliliğiyle insanları bir arada tutmak, hengamenin içine atmak, provoke etmek… Bunu bana söylediler, güldüm. Çevik Kuvvet'in flama açması mümkün mü? Bunlara insanlar kanmamalı. Gözlemci raporlarında da var. Statta üç kere,15'er saniye bağırılmış. Zaten esas tribün çocuklarının bağırmadığını da biliyoruz. Bu olaylara karışmadığını da biliyoruz.

Günün Önemli Haberleri