Aldatmanın sebebi yoksa hormonlar mı?
Abone olUzmanlarca yapılan fast-food sex araştırmasından, aldatmada hormon seviyelerinin de etken olduğu sonucuna varıldı
Uzmanlarca yapılan fast-food sex araştırmasından,
aldatmada hormon seviyelerinin de etken olduğu sonucuna varıldı.
Araştırmaya göre testis hacmi, total testosteron seviyeleri, penise
giden kan akımı arttıkça erkeklerde aldatma olasılığı da
artıyor.
Aile Sağlığı Araştırma Derneği’nin ‘fast-food sex’
araştırmasında, erkeklerin yüzde 93’ü, kadınların yüzde 82’si
cinselliğin ilişkide çok önemli olduğunu söyledi.
Sakarya Adliyesi’ne boşanmak için başvuran 150 kadınla yüz yüze
görüşülerek yapılan araştırmada, şiddetli geçimsizlik nedeniyle
açılan birçok davanın temel nedeninin cinsel sorunlar olduğu ortaya
çıktı.
Aldatmanın boşanma nedenlerinin başında geldiğini belirten ve
“Aldatma cinsel arzuyu kontrol eden hormonların yanında kişinin
duygusal, düşünsel yapısı ve karakterine de bağlı” diyen Prof. Dr.
Halim Hattat, ihanetle hormonların ilişkisini anlattı:
Kadın bünyesinde de erkek bünyesinde de hem östrojen hem de
testosteron hormonu bulunuyor. Kadında östrojen baskılı
testosteron; erkekte de testosteron baskılı östrojen mevcut.
Erkekte de kadında da cinsel isteği testosteron hormonu etkiliyor;
özellikle serbest testosteron miktarı kadın ve erkekte cinsel
isteği kontrol ediyor.
Libidoda hormonların çok etkili olduğunu belirten Prof. Dr. Halim
Hattat; “Ancak biz artık cinselliği biyo-psiko-sosyal
perspektiften inceliyoruz. Kaliteli cinselliği fiziksel dürtülerin
yanı sıra psikolojik, duygusal, sosyal tüm faktörler
etkiliyor” diyor.
Aldatmayla hormon seviyeleri ilişkili
“Bazı hormonların fazla olmasının aldatma isteğini
körüklediği yönündeki kanı doğru mu, hem kadın hem de erkek
açısından bunun bilimsel bir açıklaması var mı?” sorusuna
Prof. Hattat’ın cevabı şöyle:
“Aldatma ile hormonların ilişkisini araştıran yeni bir çalışma,
aldatmayla hormon seviyelerinin ilişkili olduğunu gösterdi. Bu
çalışmaya göre testis hacmi, total testosteron seviyeleri, penise
giden kan akımı arttıkça, erkeklerde aldatma olasılığı da artıyor.
Diğer faktörlere bakarsak eşiyle cinsel sorun yaşayanlarda bu
olasılık sıklaşıyor. İşinde stresli olan, genel olarak kendini
mutsuz hissedenlerde de durum aynı. Görüldüğü gibi aldatma hissini
hormonlar kadar ilişkiye ait diğer faktörler de etkiliyor. Aile
Sağlığı Araştırma Derneği’nin yaptığı araştırmalarda cinsel
sorunları konuşamamanın da aldatma seviyelerini etkilediğini
gördük. Sorun yaşayan çiftler cinsel sorunlarını konuşmak yerine
çözümü dışarıda, yeni ilişkilerde arayabiliyor.”
Boşanmada cinsel uyumsuzluğun etkisi
Sakarya’da yapılan bir araştırma, boşanmaların en önemli nedeninin
cinsel sorunlar olduğunu ortaya koydu. Mahkemeye “şiddetli
geçimsizlik” olarak sunulan boşanma nedenlerinin, aslında yoğun
olarak cinsel kökenli olduğu vurgulandı.
Araştırmaya katılan kadınların en önemli boşanma nedeninin cinsel
uyumsuzluk ve mutsuzluk olduğu belirtildi.
Araştırmayı yürüten Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Nuran Kömürcü, “Günümüzde, boşanmalarda, adliyelere yansıyan en
önemli neden, şiddetli geçimsizlik şeklinde geçse de, bunun gerçek
neden olmayıp, genellikle cinsel uyumsuzluk üzerinde uzlaşılmış
hukuki bir terim olduğu herkesçe bilinmektedir. Bu neden, resmi
kayıtlarda bütün boşanmaların yüzde 85′ini oluşturmaktadır”
dedi.
Prof. Halim Hattat ise boşanma ve aldatmada cinsel uyumsuzluğun
etkisini şöyle açıklıyor:
“‘Fast-food sex’ araştırmasında erkeklerin yüzde 93’ü,
kadınların yüzde 82’si, cinselliğin ilişkide çok önemli olduğunu
belirtiyor. Araştırmalar cinsel sorunların hastaların yüzde
62’sinde özgüven kaybına neden olduğunu, yüzde 21′inde ise
ilişkilerini bitirdiğini gösteriyor. Cinsel problemler hem
hastalarda hem de partnerlerde özgüven eksikliği, öfke, endişe,
depresyon ve mutsuzluk hissi yaratıyor. Erkekler kendini yetersiz,
kadınlar çekiciliklerini yitirmiş hissediyor. Partnerleri cinsel
sorun yaşayan kadınlarda cinsel tatmin seviyesi yarı yarıya
azalıyor.
En önemli sorun ‘konuşmamak’
“Buradaki en büyük sorun çiftlerin cinsellik hakkında
konuşmamaları. Özellikle cinsel bilgisizlik, cinsel konuların tabu
sayılması, bu konuların sadece psikolojikmiş gibi algılanması ve
utanma nedeniyle çiftler sorunlarını paylaşmıyor, tedavi arayışına
girmiyor. Oysa cinsel sorunların aşılmasında en önemli
faktör çiftlerin samimi bir şekilde birbiriyle iletişimde
olmasıdır. Cinsel sorunların çiftleri birbirinden uzaklaştırdığı
biliniyor. Cinsel problemler, bazen ilişki sorunlarının ana nedeni,
bazen de sonucu oluyor. Konuşmayan çiftlerde cinsel sorunlar
büyüyor, ilişki problemleri ve boşanmalar artıyor.”
Kadın bünyesinde de erkek bünyesinde de hem östrojen hem de
testosteron hormonu bulunuyor. Kadında östrojen baskılı
testosteron; erkekte de testosteron baskılı östrojen mevcut.
Erkekte de kadında da cinsel isteği testosteron hormonu etkiliyor;
özellikle serbest testosteron miktarı kadın ve erkekte cinsel
isteği kontrol ediyor. Libidoda hormonların çok etkili olduğunu
belirten Prof. Dr. Halim Hattat; “Ancak biz artık cinselliği
biyo-psiko-sosyal perspektiften inceliyoruz. Kaliteli cinselliği
fiziksel dürtülerin yanı sıra psikolojik, duygusal, sosyal tüm
faktörler etkiliyor” diyor.
Aldatmayla hormon seviyeleri ilişkili
“Bazı hormonların fazla olmasının aldatma isteğini
körüklediği yönündeki kanı doğru mu, hem kadın hem de erkek
açısından bunun bilimsel bir açıklaması var mı?’ sorusuna
Prof. Hattat’ın cevabı şöyle:
“Aldatma ile hormonların ilişkisini araştıran yeni bir çalışma,
aldatmayla hormon seviyelerinin ilişkili olduğunu gösterdi. Bu
çalışmaya göre testis hacmi, total testosteron seviyeleri, penise
giden kan akımı arttıkça, erkeklerde aldatma olasılığı da artıyor.
Diğer faktörlere bakarsak eşiyle cinsel sorun yaşayanlarda bu
olasılık sıklaşıyor. İşinde stresli olan, genel olarak kendini
mutsuz hissedenlerde de durum aynı. Görüldüğü gibi aldatma
hissini hormonlar kadar ilişkiye ait diğer faktörler de etkiliyor.
Aile Sağlığı Araştırma Derneği’nin yaptığı araştırmalarda cinsel
sorunları konuşamamanın da aldatma seviyelerini etkilediğini
gördük. Sorun yaşayan çiftler cinsel sorunlarını konuşmak yerine
çözümü dışarıda, yeni ilişkilerde arayabiliyor.”
Boşanmada cinsel uyumsuzluğun etkisi
Sakarya’da yapılan bir araştırma, boşanmaların en
önemli nedeninin cinsel sorunlar olduğunu ortaya koydu. Mahkemeye
“şiddetli geçimsizlik” olarak sunulan boşanma nedenlerinin, aslında
yoğun olarak cinsel kökenli olduğu vurgulandı. Araştırmaya katılan
kadınların en önemli boşanma nedeninin cinsel uyumsuzluk ve
mutsuzluk olduğu belirtildi.
Araştırmayı yürüten Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr.
Nuran Kömürcü, “Günümüzde, boşanmalarda, adliyelere
yansıyan en önemli neden, şiddetli geçimsizlik şeklinde geçse de,
bunun gerçek neden olmayıp, genellikle cinsel uyumsuzluk üzerinde
uzlaşılmış hukuki bir terim olduğu herkesçe bilinmektedir. Bu
neden, resmi kayıtlarda bütün boşanmaların yüzde 85′ini
oluşturmaktadır” dedi.