Erkekler aldatırken; kalp krizi ya da yüksek tansiyon gibi
nedenlerden ötürü ölmeye daha yatkınlarmış.
Herkes hem fikirdir zaten buna.
Ya erkeklerin yaşına başına bakmadan aldatırken bedenlerinin
yeni heyecana dayanamadığı tezine inandıkları için ya da erkeklerin
malum ilaçları alıp, kendilerini ispata uğraştıklarına inandıkları
için hemfikirdirler.
Doğrudur da.
Ama bence bir üçüncü neden daha var.
Kalpleri…
Kalpleri; aldatmaya dayanmıyor.
Aldatırken aslında kendini aldattığının farkında olmayan erkeğin
kalbidir; aslında farkında olan.
Kendi kendini aldattığını anlayan…
Yalanın, kirlenmenin onu yaraladığını bir tek o anlamıştır
çünkü.
Aklın değil duygunun yürekli isyanıdır; kalbin duyduğu.
Akıl ile hareket edenlerin, analitik düşünce ile her türlü
tedbiri alanların, yakalanmayacaklarını sananların;
kalplerine yenilgileridir.
Duyguların “yeter artık,” diyerek terk etmeleridir kalbi.
Sessizliğine isyanıdır kalbin.
Son sözü onun söyleyeceğinin göstergesidir “artık yeter,”
demesi.
Başkalarını aldatırken kendini aldatmaya “dur,” demesidir.
Yalanın yenildiğinin göstergesidir ya da…
Basit bir kalp krizi değildir yani.
Kalbin hainliğe teslim olmayışıdır.
Teslim olmayarak kazanmasıdır.
Aldatmanın yürek yarasının, alınan ahların
bedelidir yani…
Diğer yazılarım için;
Takip için;