Albright: Irak'ta hata yaptık
Abone ol''söylemesi zor da olsa ABD'nin Irak'ta büyük hata yaptı" diyen Albright, ABD yönetimini yerden yere vurdu.
Eski ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albright, ABD olarak Irak'ta
büyük bir hata yaptıklarını belirterek, bu hatanın düzeltilebilmesi
için şimdi uluslararası desteğe ve BM'ye ihtiyaç olduğunu kaydetti.
Albright, Yabancı Sermaye Derneği (YASED) tarafından Ankara'da
düzenlenen ''Türkiye'de Yabancı Yatırımlar'' konulu toplantıda
konuşma yaptı ve katılımcıların sorularını yanıtladı. AK Parti
Balıkesir Milletvekili Turhan Çömez'in, Irak'taki Şiilerin ABD'ye
olan öfkesini bu ülkeye yaptığı ziyaret sırasında gözlemleyerek bu
gözlemleri ABD'nin Ankara Büyükelçiliği ile paylaştığını söylemesi
ve ABD'nin Irak'ta izlediği politikayı nasıl bulduğunu sorması
üzerine Albright, ''söylemesi zor da olsa ABD'nin Irak'ta büyük
hata yaptığını'' belirtti. Albright, şu anda Irak'ta büyük bir
trajedi yaşandığına dikkat çekerek, ancak bunun en önemli
nedenlerinin Saddam Hüseyin rejimi ve bu ülkenin geçmişte
diktatörlük altında yaşaması olduğunu kaydetti. Irak'a karşı
ABD'nin açtığı bu savaşı onaylamadığını, ancak yapılması gerektiği
konusunda hemfikir olduğunu söyleyen Albright, kendi dışişleri
bakanlığı döneminde rejim değişikliği istediğini, ancak bu
değişikliğin saldırı dışı bir seçenekle yapılmasını savunduğunu
bildirdi. Albright, şimdiki ABD yönetiminin bu savaşı başlatırken,
sonrasındaki olumsuz etkilerini hesaplayabildiğini düşünmediğini de
söyledi ve bu süreçte Iraklıların kendilerinin de bazen sorumsuz
davrandığını kaydetti. Albright, ''Ancak çözüm ABD'nin bölgeyi terk
etmesi değil, diğer ülkelerin de gelerek ekonomik açıdan destek
vermeleridir'' diye konuştu. Albright, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Eski bir dışişleri bakanı olarak (yanlış yaptık) demek hiç de
kolay değil. Ama yanlışlar da yaptığımız doğru. Biz ABD olarak
sadece yaptığımız şeylerle değil, yapmadığımız şeyler nedeniyle de
lanetleniyoruz. Ama Irak'ta büyük hata yaptık ve şimdi uluslararası
desteğe ve BM'nin devreye girmesine ihtiyaç var.'' Eskiden
birbiriyle anlaşamayan Sünni ve Şiilerin şimdi ABD'ye karşı
birlikte hareket ettiğini ifade eden Albright, gerek bunun gerekse
BM'nin ülkeye tekrar dönmek istememesinin ABD'yi hayal kırıklığına
uğrattığını belirtti. ''Irak'ta istikrar sağlanarak, bu ülkenin
demokratik yapıya kavuşturulması bir tercih değil, zorunluluk''
diye konuşan Albright, bugünün Bağdat'ın düşmesinin yıldönümü
olduğunu hatırlatarak, bugünün sadece bir kutlama değil aynı
zamanda oturup nerede hata yapıldığını düşünme günü olduğunu
bildirdi. AK Parti İstanbul Milletvekili Alaattin Büyükkaya'nın,
ABD'nin Irak'ta Kürtler ile yaptığı işbirliğini değerlendirmesini
istemesi üzerine de Albright şunları söyledi: ''Irak'ı ABD
yaratmadı. Irak'ın yaratılmasında İngilizler etkili oldu. Biz
1920'lerde başlamış sorunların çözümünü arıyoruz. Bu anlamda bunu
miras aldık. Yaratmadık. Körfez savaşının ardından Kürtler arasında
bölünme oldu. Kürtlerin bir araya gelerek daha demokratik bir ortam
yaratabileceklerini söyledik. Federal bir yapı altında modern
Irak'ın yaratılmasında Kürtler rol almalı. Kürtlerin bağımsızlığını
desteklemiyoruz. Kürtler bunu anlamalı.'' ABD'nin Irak kadar şu
anda Afganistan ile de ilgilenmesi gerektiğini ifade eden Albright,
çünkü Devlet Başkanı Hamid Karzai'nin sadece Kabil'de etkili
olabildiğini ve Taliban'ın geri döndüğüne ilişkin bazı işaretler
bulunduğunu söyledi. Albright, ABD'nin Büyük Ortadoğu Projesi'ne
ilişkin soru üzerine de, Amerikan yönetiminin fikirlerini empoze
etmeye çalıştığı düşünüldüğü için bölge ülkelerinden tepki
geldiğine dikkati çekti. Bununla birlikte yapmak istediklerinin
bölgenin istikrara kavuşması olduğunu söyleyen Albright, ABD'nin
bölgede oynayabileceği önemli bir rol bulunduğunu ve bölge
ülkelerini ortak haline getirmeye çalıştıklarını belirtti. ABD-AB
İLİŞKİLERİ ABD-AB ilişkileri ve bu çerçevede Türkiye'nin AB üyeliği
sürecine ilişkin soru üzerine de Albright, ABD'nin
dezavantajlarından birinin de AB'ye üye olmaması olduğunu söyledi.
Albright, pek çok konuda AB ile anlaşmazlığa düştüklerini ve AB'nin
kendisini giderek daha çok ABD'ye rakip olarak gördüğünü ifade etti
ve bunun da AB üzerinde istedikleri etkiyi yapabilmeleri önünde bir
engel oluşturduğunu belirtti. Dışişleri bakanlığı döneminde BM
Güvenlik Konseyi'nin 15 üyesinden 5'inin Avrupa'dan olduğunu,
bunlardan 3'ünün AB üyesi, 2'sinin de AB adayı olduğunu hatırlatan
Albright, onlardan yardım istediğinde, yaklaşımlarının aynı
olmaması nedeniyle bunu reddettiklerini kaydetti. ''Bu nedenle
ABD'nin AB üzerinde etkili olabilmesi çok zor'' diyen Albright,
Lüksemburg zirvesinden önce de Türkiye'ye olumlu bir perspektif
sunulması için çağrıda bulunduklarını anımsattı. Albright,
Türkiye'nin kendisine sunulan koşulları yerine getirdiğini, ancak
bunun üzerine AB'nin daha çok koşulla karşısına çıktığını söyledi
ve Fransa Dışişleri Bakanı Michel Barnier'in son açıklamalarını
zarar verici bulduğunu ifade etti. Eski ABD dışişleri bakanı
Albright, bununla birlikte Türkiye'nin AB'nin koşullarını yerine
getirmesinin yabancı yatırım açısından iyi bir ortam sağlanması
için gerekli olduğunu da bildirdi. Albright, kendisi Türkiye'ye
gelmeden önce eski ABD Başkanı Bill Clinton'la görüştüğünü ve
Clinton'ın ''Türkiye'yi her zaman AB'nin bir parçası olarak görmek
istediğini'' söylediğini aktararak, AB'nin üyelik koşullarının
giderek artabileceğini ancak bunların Türkiye'nin Avrupa ile
bütünleşmesi için gerekli olduğunun anlaşılması gerektiğini
kaydetti.