Albayrak'tan gaz açıklaması: Bu son kışımız
Abone olEnerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, enerji alanında yeni projeleri ve dev bütçeli yatırım planlarını anlattı.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, gazda
endişe yaşanan son kış olacağını belirterek, "Allah’ın izniyle
seneyi, olağandışı bir olay olmadıktan sonra doğalgazda arz
noktasında en ufak bir kaygı, endişe taşımadan geçireceğiz."
dedi.
Albayrak, Türkiye’nin enerji ithal eden ülkeden 10 yıl sonra ihraç edebilecek noktaya geleceğini söyledi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, kahvaltıda buluştuğu, gazetecilere konuştu. Milliyet yazarı Serpil Çevikcan, o açıklamaları köşesinde aktardı:
benim de aralarında olduğum gazetecilere hem Türkiye’nin nasıl enerji ithal eden ülkeden ihraç edebilecek noktaya geleceğini, hem çok büyük bütçeli yatırım planlarını, hem de bölge ülkeleriyle yürütülen süreçleri anlattı. Albayrak’ın açıklamalarını şöyle aktarabilirim:
Boru hatları konusunda çevremizdeki tüm olası işbirliklerini
değerlendiriyoruz. Bölgemizin en yoğun enerji ithal eden ülkesiyiz.
Son 10 yılda ithalatımız maden ithalatı ile birlikte yaklaşık 500
milyar dolar. Bu kadar bağımlı bir ülkeyken, bir de bakmışsınız
Türkiye 10 sene sonra enerji ihraç eden bir ülke olmuş. Bunun için
sadece doğal kaynak noktasında rezervinizin olması gerekmiyor. Bunu
yapan doğal enerji rezervi olmayan ülkeler var. Bunun şartlarını
sağlamalıyız. Altyapı, tedarik, iyileştirme, sistem
genişletilmesi... Kore’ye, Japonya’ya, Almanya’ya, İtalya’ya bakın.
Bu ülkelerde zengin doğal kaynaklar yok. Ama büyük enerji
şirketleri, oyuncuları çıkarmış.
YERLİ KAYNAK ATAĞI
Kömürde, 2016’da yerli
kaynaklar ve yerli rezervler noktasında çok önemli bir başarıya
imza attık. 2016’da elektrik üretiminde yerli kaynakların oranını
iktidarımız dönemindeki en yüksek seviyeye, yüzde 49.3’e çıkarak...
Yerli kömür, hidroelektrik santraller, güneş, rüzgâr, tüm bu yerel
kaynaklardan üretilen enerji toplam üretimimizin içerisinde yüzde
49.3’e çıktı. İnşallah 2020’lerde, enerjimizin 3’te 2’sini yerli
kaynaklarımızdan sağlamayı hedefliyoruz. 2017’de ise yüzde 50’yi
geçecek inşallah. Yerli kaynaklarınızın oranını 3’te 2’ye
çıkardığınızda çok önemli bir mesafe kat ediyorsunuz. Zor dönemde
yetecek altyapıya sahip olmayı da hedefliyoruz.
Yerli kömür, güneş ve rüzgârda da en az 5’er bin megavat civarı bir yatırımla biz 2023’e kadar 15 bin megavat sisteme yerli kaynaklara dayalı santrali devreye alacağız. Kömürde yeni süreci başlattık. Önümüzdeki hafta inşallah güneşte, YEKA modeli dediğimiz bin megavatlık Karapınar projesinin süreci başlayacak. İnşallah yaz bitmeden de bin megavat RES’te ihaleyi gerçekleştireceğiz. Tüm bu projelerle birlikte güneş, rüzgâr ve yerli kömüre dayalı yerli kaynaklara dayalı üretim stratejimizi hayata geçirmiş olacağız.
Ayrıca yenilenebilirde; yerli üretim, Ar-Ge, yerli mühendislikle Türkiye’de üretimin de önünü açacak sürecin inşallah adımını atacağız. Orada da hedef, 2020’ye kadar Türkiye’nin yerli, milli, Türkiye’de üretilen rüzgâr ve güneş panel ve türbinlerini inşallah sisteme dahil etmek. Hedefimiz maliyetleri de düşürmek. Ve göreceksiniz, bugün 13.3 cent alım garantisi verirken, yenilenebilirde fiyatlar çok önemli oranda düşecek.
ÇOK ÖNEMLİ ALTYAPI PROJELERİ GELİYOR
Yeni dönemin enerji yatırımlarında dikkate aldığımız üç referans
noktası var. Bir; yatırımın yapıldığı yerin arz güvenliği
ihtiyacına göre yatırım önceliklerimizi belirleyeceğiz. Yani bu
bölgede enerji fazlalığı varsa benim öncelikli yatırım listemde
değil. Ama enerji açığı varsa, ben Türkiye’nin diğer ucundan 1500
kilometre iletim hattı kurup oraya elektrik sağlıyorsam, tıpkı
Marmara Bölgesi gibi, o zaman orayı önceliklendireceğim.
İki; o bölgedeki o üretim tesisi ya da kaynak maliyet açısından ne kadar uygulanabilir?
Üçüncüsü de; iletim hattı altyapısı ne kadar uygun? 100 milyon dolar yatırım yapacağım ama içinde 200 milyon dolar altyapı, iletim yatırımı yapıyorsam, astarı yüzünden pahalıya geliyor.
Marmara, Türkiye elektriğinin neredeyse üçte birini tüketiyor. Türkiye’nin bir ucundan Marmara’ya elektrik taşıyoruz. Marmara ve Trakya’da üretimi artırmamız lazım. Yerli kaynağım varsa önceliklendireceğiz. Çok önemli altyapı projeleri hazırladık, yakın dönemde anons edeceğiz.
GAZDA ENDİŞE YAŞANAN SON KIŞIMIZ
LNG ve
FSRU’nun yanında depolama alanında kapasite artışı için
adımlarımızı belirledik. Geçen sene Meclis’ten geçirdiğimiz
düzenleme ile asgari yüzde 20 depolama şartı getirdik. Yılda 50
milyar metreküp gaz tüketiyoruz. Yüzde 20’si kadar yani 10 milyar
m3 depolama kapasitesine sahip olalım.
İşte Tuz Gölü depolama projesi. Yaklaşık 15 yılın konusuydu. Bakan olduktan sonra ilk yoğunlaştığımız proje Tuz Gölü oldu. Müteahhitlerle oturduk konuştuk, süreyi 2019’dan 2017’ye çektik. Çünkü artık bizim bir kış daha bu gaz endişesini yaşama lüksümüz yok. Bu son kışımız.
Allah’ın izniyle seneyi, olağandışı bir olay olmadıktan sonra gazda arz noktasında en ufak bir kaygı, endişe taşımadan geçireceğiz.
SENARYOLAR HAZIR
Cumhurbaşkanımız açıkladı.
Şimdi bunu daha ileri taşıyoruz. Toplamda 5.4 milyar m3’e
çıkaracağız. Dünyada bir rekor düzey olacak. Türkiye’nin kışın
günlük tükettiği gazın 3’te 1’i kadar gazı sisteme verebilecek.
Silivri’deki 2.3 milyar m3 depolama kapasitesini de 5 milyar m3’e taşıyarak, Türkiye’de düne kadar yüzde 4, yüzde 5 olan depolamayı hedeflediğimiz yüzde 20 düzeyine inşallah çıkartacağız. Sadece depolama noktasında asgari yeterliliği sağlamayacağız, günlük sisteme basma kapasitesini de bu manada da 300 milyonlara, 400 milyonlara çıkaracak bir kapasiteye ulaşacağız.
Her senaryoya hazır olmamız lazım. Doğalgaz aldığımız 4 ülkenin tamamıyla sıkıntı yaşansa dahi, biz en yoğun gaz tüketiminin olduğu dönemde kendi depolarımızla, kendi LNG terminallerimizle, kendi FSRU’muzla, vatandaşımızın ısınmada, elektrik üretiminde, sanayinin çalışmada ihtiyaç duyduğu gazı sağlayabilelim. 2023’ün Türkiye’sinin buna hazır olması lazım.
TÜRKİYE'NİN MR'INI ÇEKTİK
Yerli kömüre baktığımız zaman... Yakın zamanda hep Afşin - Elbistan
soruluyordu. Afşin-Elbistan’dan 1100 kalorilik, 3-4 milyar ton
rezervden bahsediyoruz. Eski Türkiye şartları açısından bu çok
önemli bir kaynaktı. Son yıllarda biz çok ciddi bir kömür rezervi
bulduk. Ve 2000 ila 3500 kalorilik daha da buluyoruz artık. Bunun
da en büyük sebebi ne biliyor musunuz? Aramacılık faaliyetlerine
MTA ve MİGEM ile hız verdik.
2002’de AK Parti gelene kadar yılda 30 bin küsur metre sondaj yapan bir kurumdu MTA. AK Parti dönemlerinde bakanlarımız bunu 300 bin metrelere çıkardı. Biz geçen sene dedik ki, artık 300 binler de yetmez, 1 milyon metre hedefi koyduk, ihaleleri yapıldı.
Önümüzdeki yılları takiben, artık bunu kamu özel toplam 5 - 6 milyon metrelere çıkaracağız. Dünyada madencilik anlamında en gelişmiş iki ülke, Avustralya, Kanada, yılda 6 - 10 milyon metre sondaj yapıyor. Bunun yanında Türkiye’nin jeokimya haritalarını çıkarıyoruz. Türkiye, Avrupa’nın on yıllar önce bitirdiği bu haritalarda çok geride. Türkiye’de bu oranlar yüzde 30. Hedef, inşallah 2020’lerin Türkiye’sinde ülkemizin tamamının röntgenini, MR’ını, tomografisini çekmek.
ÇOK ARAYAN ÇOK BULUR
Aramacılık biraz matematik ve istatistik ile ilgili. Siz daha çok
aradığınızda daha çok bulursunuz. MTA’da ve MİGEM’de yeniden
yapılanmaya gittik. UMREK ve Karot Bankası adımı attık.
Uluslararası madende raporlama sistemleri dediğimiz bir Türkiye
sistemi getirdik.
Madencilik sektörünün yüzde 2’sini, 3’ünü finansmandan faydalandırabiliyoruz. Çünkü uluslararası standartlarda raporlama istiyor finans kuruluşları. Raporlamayı sağlayacak kurum ile madencilik sektörünün finansal kaynaklardan faydalanmayı sağlayacağız. Bir de Karot Bankası’yla da tüm Türkiye’de yapılan sondaj sonucu ve numunesini arşivliyoruz. Böylece bir yerde sondaj yapmadan önce orada yeraltında hangi zenginliğin olduğu bilinecek.
Bilmediğimiz o kadar çok yeraltı zenginliğimiz var ki. 10 milyar dolar maden ithalatı yapıyoruz. Bu stratejiler ile ekonomik anlamda çok önemli bir dönüşüm sürecini gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.
ENERJİNİN STRATEJİK KİTABI
Türkiye’nin enerji politikaları noktasında bir temel kitap
hazırlıyoruz. Bakanlar değişir ama Türkiye’nin enerji
politikalarında temel stratejileri değişmemeli. Türkiye’nin kırmızı
çizgileri, hedefleri, gazda, elektrikte, dağıtımda, kaynak
çeşitliliğinde, enerji verimliliğinde gibi tüm alanları içeren
böyle bir kitap. Niye bu?
2023’ün Türkiye’sinde enerji bağımlılığında, enerji verimliliğinde, çeşitliliğinde, altyapısında tüm senaryolara hazırlıklı, maliyetlerin düşürüldüğü, rekabetin artırıldığı, ekonomimizi büyütmeye yönelik bir vizyona hizmet edecek bir enerji stratejisine ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. Bakanlık özelinde bir stratejik vizyon ve bunun takibi oluşsun.
BİR GÜNLÜK TÜKETİM HAZIRDA
BEKLEYECEK
Doğalgaz tüketimimiz artıyor. Ayrıca
mevsimsellik de tüketimi etkiliyor. Bu yıl yılbaşından sonraki ilk
pazartesi 232 milyon m3 ile rekor kırıldı. Kapasitemizi, maksimum
tüketim ve alternatif senaryolara göre güçlendirmeyi amaçlıyoruz.
Her türlü riske hazırlıklı bir altyapı sahibi olmamız
gerekiyor.
Kış aylarında hep belli sıkıntıları yaşıyorduk. Belli günlerde tüketim artışı yaşanıyor, aynı dönemde kaynak ülkelerde yaşanan teknik sıkıntılardan dolayı basıncın azalması da eklenince sistemde sıkıntılar oluşuyordu. Konutlarda kesinti yaşanmaması için doğalgaz çevrim santrallerinde, büyük boyutta arızalarda ise kış da çok sert geçiyorsa, demir-çelik ve çimento fabrikaları gibi yoğun gaz tüketen fabrikalarda kısıntılara gitmek zorunda kalıyorduk. Hamdolsun o günler artık geride kalıyor. Sadece boru hatları değil, LNG ve depolama kapasitemizi de artırarak arz güvenliğinde oluşabilecek tüm riskleri orta vadede ortadan kaldırmayı hedefleyen bir strateji belirledik.
REKOR SÜREDE BİTTİ
Kapasite artışı için atacağımız adımları belirledik. Tüm
depolarımızda ve LNG terminallerimizde kapasite artışını
hedefledik. Bunun yanında 6 ay gibi rekor bir sürede, ilk yüzer LNG
terminalini hizmete aldık. 2015’te LNG’den sisteme sağlanan günlük
34 milyon m3 olan günlük sisteme basma kapasitemizi 64 milyon m3’e
çıkardık. Bu kapasite artışı, çok sert kış mevsimi yaşadığımız bu
yıl bizim rekor tüketim taleplerini karşılamada elimizi
güçlendirdi.
Yetinmiyoruz. Seneye kışa kadar kapasitemizi; iki LNG terminalinde kapasite genişletilmesi ve ikinci FSRU’nun da devreye girmesiyle 107 milyona çıkarıyoruz. Biz kış aylarında günlük 200-250 milyon m3 tüketim gerçekleştiren bir ülke olarak, sisteme günlük en az 300 milyon m3 gaz sağlama kapasitesine erişmeyi hedefliyoruz. Allah korusun, kaza, doğal afet ya da teknik problem olduğunda dahi gazı eksiksiz sağlayalım.
GAZZE'NİN İHTİYACI MUTABAKATA GİRDİ
Bir heyetimiz geçtiğimiz hafta İsrail’deydi. Her iki taraf için
kazan-kazan bir proje olacaksa, bölgesel arz güvenliğine faydası
varsa ve bölgesel ve küresel barış ve istikrara katkı sağlıyorsa
parçası oluruz. Bu kriterler çerçevesinde olumlu bakıyoruz. Çünkü
ilk defa İsrail Enerji Bakanı Yuval Steinitz geldiğinde Gazze ve
Cenin’in insani ihtiyaçları, elektrik altyapısının iyileştirilmesi
konularını ortak mutabakat metnine koyduk. Bölgenin huzuruna da
istikrarına da katkı yapacak bir iklim üzerine görüşme yürütelim
dedik.
Süreç iki açıdan önemli. Doğu Akdeniz gazının Türkiye’ye veya Türkiye üzerinden Avrupa’ya taşınması bölgesel arz güvenliğine katkı sağlayacak. İkincisi ise özellikle Gazze’de insani şartların iyileştirilmesi için, Gazze’yle alakalı somut ve kalıcı projelerin gerçekleşmesine imkân sağlayacak. Ciddi bir kaynak alternatifi olarak projeye olumlu bakıyorum, ama kritik konulardan birinin de ticari unsurlar olduğunu görmemiz lazım, yani fiyat. Gaz fiyatları düşüyor. Hem hane halkı, hem bütçe, hem sanayiye yansıtmak istiyoruz. Yeni maliyet düşüşleri içerebilecek çok kritik bir döneme giriyoruz.
ENERJİ HATLARININ GÜVENLİĞİ SAĞLANACAK
Bir diğer konu Türkiye’nin iletim hattı altyapısı... TEİAŞ eli ile
12 milyar TL’lik bir sistem iletim altyapısı yenilenmesi
programımızı ilan etmiştik. 2016’nın son günlerinde Sakarya
üzerinden, İstanbul ve Trakya’yı besleyen 7 hatta kopma yaşadık.
Tarihte ilk... Kocaeli, İstanbul ve Tekirdağ’ı etkiledi. Tüm
boyutları ile inceliyoruz. Geçen sene devreye aldığımız Çanakkale
alt geçişi olmasaydı, büyük boyutta kesintiler yaşanabilirdi.
Şimdi Çanakkale boğaz geçişinde mart-nisan gibi devreye alacağımız ikinci hatla kapasiteyi ikiye çıkaracak, büyük güçlendirme sağlamış olacağız. Yine yeterli değil. Öncelikle yerinde üretim gerekiyor. Normal olmayan olaylara da hazırlıklı hale gelmemiz gerekiyor.
CİDDİ ATAKLAR VAR
31 Aralık’ta sadece
İstanbul’da üç tane noktada da yeraltı kablolarımızın kesilmesi
sabotajı oldu; Ortaköy, Davutpaşa, Aksaray’da. 5 Ocak’ta, TEİAŞ’a
19:32-19:37 arası bir atak oldu. Bu düzenli yapılan atakların çok
üzerinde bir yoğunlukta oldu.
Son bir aydır sadece Enerji Bakanlığı özelinde değil, telekom, bankacılık, e-devlet sistemleri olmak üzere çok ciddi ataklar var. Tüm bunlara hazırlıklı olmak lazım. Aralıkta bu süreçten önce İçişleri Bakanlığı’yla bir görüşme yaptık, boru hatları, gaz, petrol, binlerce kilometre iletim hatları var ve bunlar ülke için kritik. Süleyman Bey’le konuştuk anlaştık, bir protokol ile buraların güvenliğini sağlayacağız.