Albayrak'tan çarpıcı açıklamalar
Abone olHamza Albayrak, Ziraat Bankası'ndan çalınan paranın son dönemde 8 trilyona ulaştığını söyledi.
TBMM Yolsuzlukları Araştırma Komisyonu Başkan Vekili, Hamza
Albayrak, Ziraat Bankası Cadde Bostan Şubesi'nde yaşanan yolsuzluk
olayıyla ilgili çalınan paranın 370 milyar liradan 6.5 trilyona
çıktığını tespit ettiğini, teftiş yapılan dönem itibariyle bu
paranın 8 trilyon lirayı aştığını ileri sürdü. İhlas Haber
Ajansı'na yaptığı açıklamada, kamu bankalarında yaşanan yolsuzluk
olaylarının üzerine gidileceğini belirten Hamza Albayrak,
Türkiye'nin mevcut durumuna bakıldığında hırsızların daima para
dolu kasayı soymak için uğraş verdiklerinin görüldüğünü söyledi.
Özellikle kamudaki hırsızlık, yolsuzluk ve usulsüzlüklerin doruk
noktada bulunduğuna dikkat çeken Hamza Albayrak, kamu bankaları
başta olmak üzere KİT'lerin de istenmeyen olayların yaşandığı
yerler olduğuna değindi. KİT Komisyonu olarak yaptıkları
denetimlerde 1998, 1999, 2000 ve 2001 yıllarına ait kayıtları
incelediklerine işaret eden Albayrak, "Halk Bankası, Ziraat Bankası
ve Vakıfbank'ın 2001 yılı sonu itibariyle 4.5 katrilyon lira
takipte risk unsuru çok büyük alacağı var. Yine bu kamu
bankalarının son 5 yıldaki zararları takipteki alacaklarının riske
edilmiş toplamı 15 katrilyon. Bunlar hep vatandaşımızın,
gençlerimizin alın terinin çalınması değil bilakis yarınlarının
çalınması şeklinde yorumlanmalıdır. Türkiye 2002'de ve son 10
yıllık devrede çok kötü bir şekilde yönetilmiş. Bunu halkımız hem
iç dinamikleriyle hem dış dinamikleriyle acı bir şekilde yaşamış.
Bugün itibariyle AK Parti'nin iktidar olduğu dönemde Yolsuzlukları
Araştırma Komisyonu ve KİT Komisyonu'ndaki hassasiyetimiz hiç bir
yanlışı, usulsüzlüğü, hukuka aykırı işlemleri, sonucu nereye
giderse gitsin, kime dokunursa dokunsun, herhangi bir istisnaya
tabi tutulmaksızın, ilgililerinin, sorumlularının, hukuki çerçeve
içerisinde yakasına yapışılıp hesabının sorulmasını hedeflenmiştir"
dedi. Bankalar Kanunu'nda yolsuzluklarla mücadeleye mahsus
çıkartılan yasalarda Türkiye'deki hukuki platformdaki eksikliklerin
büyük oranda giderildiğini, bundan sonra da çıkartılacak mali sırla
ilgili yasalarda da bunun önündeki engellerin kaldırılacağını,
yolsuzluğa bulaşmış insanların hukuki çerçevede hesap vereceklerini
ifade eden Hamza Albayrak, "Türkiye'de iç ve dış borcu düşürmek
istiyorsak hepimizin birey olarak, parti olarak, iktidarıyla,
muhalefetiyle, tüm kamu ve tüzel kuruluşlarla birlikte çalanın
karşısında çalmayanın yanında olup destek vermemiz lazım ki Türkiye
arzu edilen hedeflere ulaşsın" diye konuştu. "YOLSUZLUKLARI
SOĞUTMUŞLAR" Ziraat Bankası'nda yaşanan yolsuzluk olayının
soğutulmuş olduğunu belirten Albayrak, geçen Çarşamba günü Ziraat
Bankası'nın KİT Komisyonu'ndaki denetiminde kendisini şok eden
olayın üzerine gidilmemiş olduğunu gördüğünü vurguladı. Albayrak,
Ziraat Bankası Caddebostan Şubesi'ndeki (İstanbul) Dilek Dizdaroğlu
isimli bir görevlinin 2000 yılında rahmetli Kemal Sunal'ın repoya
yatmış olan hesaplarından, repoyu bozmamak için anlaşmalı olarak 13
tane mudinin haberi olmaksızın hesaplarından 370 milyar lira para
çektiğini hatırlatarak, "O zamanın yönetimi konuyu teftişe intikal
ettiriyor, maalesef müfettiş bu hadiseyi kınama cezasıyla
geçiştiriyor. Bunu bu şekilde geçiştiren müfettiş, ödüllendirilip
Amerika'ya gönderiliyor. Ziraat Bankası'nın ABD'deki banka ve
iştiraklerini denetimle taltif ediliyor. 1998, 1999, 2000 ve 2001
yılı iş ve işlemlerinin denetimlerinde bu olayı ortaya
çıkardığımda, gaspedilen paranın 370 milyar liradan 6.5 trilyona
çıktığını tespit ettim. Teftiş yaptığımız dönem itibariyle bu
paranın 8 trilyonu geçtiğini belirledim. KİT Komisyonu'na bizzat
önerge vererek konuyla ilgili dahli bulunanlar ve olayı
savsaklayanlar hakkında gerekli adli ve idari takibatın bir an önce
başlatılması için girişimde bulundum. Başbakanlık Teftiş Kurulu
Başkanlığı'ndan bir müfettiş, Sayıştay'dan bir denetçi, Bankalar
Yeminli Mürakıpları'ndan bir yetkili olmak üzere 3'lü bir
konsersiyum tarafından acilen konunun tahkikatının yapılıp sonucun
Meclis Tüzel Kişiliği aracılığıyla KİT Komisyonu'na bildirilmesi
talebimizi önerge olarak komisyondan geçirdik. Kamu bankalarındaki
yolsuzluk ve usulsüzlüklerin, özellikle riski çok yüksek olan,
adeta takibi imkansız olan takipteki alacakların şahsen AK Parti
olarak ve AK Parti Milletvekili Hamza Albayrak olarak nefesim,
özellikle kamunun imkanlarına sahip çıkmamış ve çıkmada gerekli
hassasiyeti göstermeyen kamu bankası yöneticilerinin ensesinde
olacaktır. Titizlikle bu olayın takipçisi olacağım. Devletin
imkanlarının peşkeşine fırsat vermeyeceğiz. Uygun ruhsatı almadıkça
kamu çeşmesinden su içilmesine fırsat vermeyeceğiz. Maalesef bu
zamana kadar kamu çeşmesinden hiç ruhsat verilmediği gibi verilen
ruhsatlar da gerçekle ilgisi olmayan gerçek dışı ruhsatlar olmuş.
AK Parti Milletvekili Hamza Albayrak olarak takipçisi olacağım. Ucu
kime giderse gitsin, hiç kimsenin hırsızının başkasının hırsızından
ayrıcalığı yoktur. Kim yanlış yapıyorsa bunun yakasına yapışıp
hesap soracağız" şeklinde konuştu. "İTALYAN RESTORANLA ANLAŞMIŞLAR"
Şu anda kamu bankalarında yapılan yemek uygulamasıyla kamu
bankalarının vergi kaçırdığını da açıklayan Hamza Albayrak
sözlerine şöyle devam etti: "Yine kamu bankalarında hiç tasvip
etmediğim bir uygulama var. Biliyorsunuz, kamu çalışanlarına
verilen yemek bedeli ya pişmiş aş olarak ödenecek ya da çiğ erzak
olarak ödenecek ki bu vergiye tabi tutulmasın. Maalesef kamu
bankalarında, Orbis denilen bir firmadan ihale yoluyla yemek iş ve
işlemleri alınmış. Fakat adeta hamiline yazılmış bir kart gibi,
isimsiz Bisra diye bir kredi kartı uygulamaya konulmuş. Bazı
marketlerle anlaşma yapılmış. Hatta İstanbul'da Metro Ctiy Alış
Veriş Merkezi'nde bulunan İtalyan restoranla anlaşma yapılmış. Ben
şimdi düşünüyorum hangi kamu çalışanı gider de bir İtalyan
restoranda karnını doyurur? Bu ödeme dolaylı nakit ödemedir.
Dolayısıyla nakit ödemenin de mutlaka Vergi Kanunları Hükümleri'ne
göre vergiye tabi tutulması gerekir ki vergi kaçağı olmasın. Şu
anda bu uygulamayla yapılan nakdi ödemeyle kamu bankaları vergi
kaçırma suçunu da işlemiş oluyor. Bu noktada ben kamu bankalarına
KİT Komisyonu'nda yazılı olarak sorular yönelttim. Kendilerinin
vereceği cevaplara göre ayrıca basını bilgilendireceğim ve o zaman
olayın daha rahat ortaya çıkmasına yardımcı olacağız"