Albaydan Muhsin Yazıcıoğlu'na tehdit
Abone olRefah-Yol hükümetinin güven oylamasından önce bir albayın Muhsin Yazıcıoğlu'nu tehdit ettiği ortaya çıktı
BBP'nin kurucularından Remzi Çayır, Refah-Yol
hükümetinin güven oylaması sırasında dönemin ANAP milletvekili Eyüp
Aşık’ın, Yazıcıoğlu’nun yanına gelerek, Mesut Yılmaz’ın mesajını
ilettiğini, 'Refah-Yol’a güvenoyu vermeyin aksi halde darbe olur'
imasında bulunduğunu belirtti.
Çayır, güven oylamasından önce bir albayın Muhsin Yazıcıoğlu’nu tehdit ettiğini de söyledi. Remzi Çayır, Muhsin Yazıcıoğlu’nun dönemin Başbakanı Necmettin Erbakan’ı defalarca uyardığını; ama dikkate alınmadığını ifade etti.
Postmodern darbe olarak adlandırılan 28 Şubat kararlarının
üzerinden 15 yıl geçti. Büyük Birlik Partisi (BBP)'nin
kurucularından Remzi Çayır, 28 Şubat'ın yıldönümünde, BBP Genel
Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun yaşadıklarını Cihan Haber Ajansı
(Cihan)’na anlattı.
BBP Genel Başkan Yardımcısı Remzi Çayır, Refah-Yol hükümetine
destek veren Yazıcıoğlu’nun asla hükümet ile bir pazarlık içinde
olmadığını söyledi. Çayır, hükümetin kurulma aşamasında yapılan
görüşmeleri şöyle anlattı:
“Seçimlerden Refah Partisi galip çıkınca Batı Çalışma Grubu
(BÇG), yaptığı toplantılarda, buna MGK toplantıları da dahildir,
bazı medya organlarını kullanarak, ‘irtica devleti ele geçirmek
üzeredir’ kara propagandası yapmaya başladı. RP’lilerin yıllar önce
yaptığı konuşmalar sivil ve askeri bürokratlar tarafından basına
servis edilmeye başlandı. BBP de o dönem Anavatan Partisi ile seçim
işbirliği yapmış ve 8 milletvekili ile Meclis'e girmişti. Bu
dönemde Muhsin Yazıcıoğlu Mesut Yılmaz’ı birkaç kez ziyaret edip,
‘Hükümeti kurma görevi kesinlikle Erbakan’da olması gerekir. Çünkü
Necmettin Erbakan’ın partisi birinci parti olmuştur. Siz de Refah
Partisi ile koalisyon kurunuz, milletin de beklentisi bu yöndedir’
demiştir. Fakat Mesut Yılmaz önce olumlu baktığı bu koalisyondan
kimlerle ne konuştuysa vazgeçti. Süleyman Demirel, Erbakan’a
yetkiyi verdikten sonra BBP ile Refah Partisi’nde alt düzeyde
görüşmeler yapıldı. Sonrasında Oğuzhan Asiltürk’ün hoş olmayan
nezaket dışı bir ifadeyle ‘Biz Doğru Yol Partisi'yle anlaştık.
Güvenoyu veriyorlarsa versinler, vermiyorlarsa vermesinler’ sözü
hepimizi üzmüştü. Erbakan ile birçok görüşme yapıldı. Yazıcıoğlu,
bu görüşmelerin hiçbirinde ‘biz hükümeti destekleyeceğiz ama şunu
da yapın, bunu da yapın’ gibi bir pazarlığın içine asla
girmemiştir. Rahmetli o görüşmelerde 'kuracağınız hükümet ile
milletin menfaatini gözetin ve milletin iradesini asla çiğnetmeyin.
Bu minvalde yürürseniz biz sizin arkanızda oluruz' demiştir."
‘ALİ RIZA SELMANPAKOĞLU 28 ŞUBAT’IN FİŞLEMELERİNİ
YAPTI’
Muhsin Yazıcıoğlu’nun söylediği ‘Türkiye İran olmayacak ama Suriye
olmasına da izin vermeyiz’ şeklindeki sözlerin perde arkasını
anlatan Çayır, BÇG’nin fişlemelerini de anlattı. Çayır, “BÇG
fişlemelere başladığında bazı subayların kafasında gerçekten Suriye
tarzı bir düşünce yerleşiyor. Şu an Hacıbektaş Belediye Başkanı
olan Ali Rıza Selmanpakoğlu o dönem GATA’da generaldi.
Selmanpakoğlu birçok kişi hakkında irticai faaliyette bulunduğu
gerekçesi ile çeşitli fişlemelerde bulundu. O zaman rahmetli
Yazıcıoğlu ‘Türkiye İran olmayacak ama Suriye de olmasına izin
vermeyiz’ demişti. Aslında Muhsin Yazıcıoğlu bu cümlesiyle ordu
içindeki bu yapılanmaya işaret ediyordu.” dedi.
"EYÜP AŞIK, YILMAZ’IN ‘DARBE OLUR’ MESAJINI YAZICIOĞLU’NA
GÖTÜRDÜ"
Refah-Yol Hükümeti’nin 8 Temmuz 1996 tarihinde TBMM’deki güven
oylamadan önce yaşananları anlatan Remzi Çayır, Anavatan Partisi
Milletvekili Eyüp Aşık’ın Yazıcıoğlu’nun yanına geldiğini ve Mesut
Yılmaz’ın ‘destek vermeyin Meclis açık kalsın’ şeklindeki darbe
imasını ilettiğini söyledi. Çayır; “Güven oylamasının olduğu gün
Anavatan Partisi Milletvekili Eyüp Aşık, Meclis’te Yazıcıoğlu’nun
oturduğu sıraya birkaç defa geldi. ‘Mesut Bey’in çok selamı var.
Durum vahim, yara açılmış vaziyette. Ne olur tuz biber ekmesin
arkadaşlar aksi halde bu yara bir daha kapatılamaz. Milletin
Meclisi açık kalsın. Destek vermeyin ya da oylamada çekimser kalın’
diyerek, darbe imasında bulundu. Dönemin BBP Milletvekili Recep
Kırış da, Aşık’ın bu sözlerini duymuştur. Rahmetli Genel Başkan da
bu sözlere hem bozuldu hem de üzüldü. Çünkü seçimlerde işbirliği
yaptığı partinin genel başkanı böylesine kritik bir günde bu mesajı
gönderiyor. Ama Muhsin Yazıcıoğlu desteğini o güven oylamasında
gösterdi.” diye konuştu.
ALBAYDAN DA DARBE TEHDİDİ
Tarihi güven oylamasından önce bir albayın da gelerek Yazıcıoğlu’nu
tehdit ettiğini anlatan Remzi Çayır, Yazıcıoğlu’nun bu tehditleri
ciddiye almadığını söyledi. Çayır, Muhsin Yazıcıoğlu’ndan dinlediği
olayı şöyle anlattı: “Güven oylamasından önce kendisini albay
olarak tanıtan biri Muhsin Yazıcıoğlu ile yüz yüze görüşmek
istediğini söylüyor. Rahmetli, albayı Oran’daki lojmanlarda bulunan
evine çağırıyor. Albay gece yarısı lojmana geliyor. Ordu içindeki
rahatsızlığı söylemek üzere bir dosya ile gelen albay, ‘Siz bu
hükümete güvenoyu vermemelisiniz. Verdiğiniz takdirde darbe
olacaktır. Parlamento işlevini yitirecektir ve Türkiye birçok şey
kaybedecektir, bu yüzden sizin destek vermemeniz gerekir’ diyor. Bu
albayın ziyareti aslında başlı başına bir tehditti. Başkan da
'Milletin seçtiği bir parti var. Beğenelim, beğenmeyelim. O partiyi
oyunun dışına itmek doğru değildir. Aksi de olsa biz milletin
iradesinde yer alırız.' cevabını veriyor."
‘ERBAKAN, YAZICIOĞLU’NU DİNLESEYDİ 28 ŞUBAT
YAŞANMAZDI’
28 Şubat kararlarından hemen önce basında üst düzey bir askeri
yetkilinin ağzından verilen 'Gerekirse silah kullanırız' açıklaması
üzerine Muhsin Yazıcıoğlu’nun, dönemin Başbakanı Erbakan’ı
uyardığını aktaran Remzi Çayır, Erbakan’ın bu uyarıları dikkate
almadığını söyledi. Remzi Çayır, Erbakan, Muhsin Yazıcıoğlu’nu
dinleseydi 28 Şubat’ın yaşanmayacağını ifade etti. Çayır
yaşananları şöyle anlattı: “9 Ocak 1997 tarihinde Hürriyet
gazetesine konuşan bir askeri yetkili ‘gerekirse silah
kullanacağız’ demişti. Bunun gibi çıkan haberleri dosyalayıp
dönemin BBP Milletvekili Recep Kırış rahmetli Yazıcıoğlu’na takdim
etmişti. Bunun üzerine Muhsin Bey de Başbakan Erbakan’a bu dosyayı
götürdü. Muhsin Yazıcıoğlu o görüşmede ‘Artık bir şeyler yapmanız
gerekiyor. Gittikçe sizin alanınız daralıyor, devleti yönetmekte
sıkıntıya düşeceksiniz. Genelkurmay’a hangi askeri yetkilinin silah
kullanacağını sorun. Genelkurmay Başkanlığı size bağlı bir kurum,
bu şahsı bulun, bununla ilgili soruşturma açın tahkikat başlatın
diye yazı yazın’ diyor. Fakat Erbakan ‘Bunlar yalan yanlış şeyler,
boş verin’ diyor. Erbakan o sırada Yazıcıoğlu’nu dinlemiş olsa 28
Şubat süreci yaşanmayacaktı. Erbakan, Genelkurmay’a ‘seçilmiş bir
hükümete silah kullanmak ne demektir’ sorusunu sorsa şimdi 28
Şubat’ı değil, başka şeyler konuşuyor olacaktık.”
"GENERALLERİ EMEKLİYE AYIRIN"
Başbakan Erbakan, Tansu Çiller ve rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu’nun
baş başa yaptığı bir görüşmeyi hatırlatan Remzi Çayır, Muhsin
Yazıcıoğlu’nun, Erbakan’a 'millete tezgah kuran generalleri
emekliye ayırın' dediğini ifade etti. Remzi Çayır, “28 Şubat
kararları alındıktan sonra Başbakan Erbakan, Tansu Çiller ve Muhsin
Yazıcıoğlu’nun katıldığı üçlü bir zirve yapıldı. Yazıcıoğlu orada
Erbakan’a ‘Milli iradeye karşı tezgah hazırlayan generalleri
emekliye ayırın. Eğer Süleyman Demirel imzalamazsa sine-i millete
döneriz’ teklifinde bulunuyor. Çiller bu teklife pozitif bakarken,
Erbakan hiç yanaşmıyor. Bu teklif o masada kalıyor ve pratiğe
geçmiyor. Sonra da zaten Çiller, ‘Başbakan ben olayım, sen
yardımcım ol’ dediğinde de bir daha zaten hükümet olamıyorlar.”
dedi.