Albaydan Cizreliler birey değil savunması
Abone olCizre'de faili meçhul cinayetlerden sorumlu tutulan Albay Cemal Temizöz'ün savunması çok tartışılacak.
Cizre'deki faili meçhul cinayetlerle ilgili yargılanan
Albay Cemal Temizöz'ün sözleri dünkü duruşmaya damgasını
vurdu.
Temizöz dünkü savunmasında Cizrelilerin birey olmadığını ve halkın örgüt, aşiret ve şeyhlerin güdümünde hareket ettiğini savundu. Temizöz, öldürülen Batmanlı gayrimüslüm örgüt üyesinin mezarının türbeye çevrildiğini ve halkın buraya giderek dua ettiğini söyledi.
Kayseri Eski Jandarma Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz ve Cizre eski Belediye Başkanı
Kamil Atağ'ın da aralarında bulunduğu 7 sanığın tutukluluk halinin
devamına karar verildi.
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmada, tutuklu
sanıklar Albay Temizöz, Kamil Atağ, Tamer Atağ, Fırat Altın
(Abdulhakim Güven), Hıdır Altuğ, Adem Yakin ve Kukel Atağ hazır
bulundu.
''HEDEFİMİZ AYAKTA KALMAKTI''
Sanıklardan Albay Temizöz, hazırladığı 15 sayfadan oluşan iki ayrı
yazılı savunmasını mahkemeye sunduktan sonra, sözlü savunma
yaptı.
Temizöz konuşmasında, terör örgütü PKK'nın hedefi olan bir kamu
görevlisi olarak yaklaşık 1 yıldan bu yana tutuklu bulunduğunu
belirtti.
Hakkında tutuklamasını gerektirecek nitelikli delil bulunmadığı
halde tutukluluk halinin devamına karar verilmesine bir anlam
veremediğini ileri süren Temizöz, şunları söyledi:
BİREYSEL İFADEDEN BAHSEDİLEBİLİR M?
''İddia makamının hakkımda kamu davası açmasının taraflı olduğunu
gösterdiğini düşünüyorum. Mağdur ve müşteki ifadeleri tek bir
merkezden yönlendirilmektedir. Çok eski yıllardan beri komitecilik,
Kürtçülük, aşiretçilik geleneğinde seyit olduklarını iddia eden
haşimi gibi şahısların güdümünde geçmişi belli olmayan türbelere
bile kandırılarak ziyarete teşvik edilen halkın hiç bireysel
ifadesinden bahsedilebilinir mi? Hele hele bu davada ifade
sahiplerinin bireysel ifadelerine tek bir merkezden ipotek
konulmuştur.''
''ÖRGÜT ÜYESİNİN MEZARI TÜRBE OLDU''
Cizre'de bir operasyonda ölü olarak ele geçirilen bir terör örgütü
üyesinin mezarının daha sonra türbe haline getirildiğini iddia eden
Temizöz, 1989'da bir operasyonda Cizre şehir merkezinde bir kişi
ile öldürülen Batmanlı gayrimüslüm 'Berivan' adlı Binevş Agal'ın
mezarının bile türbeye dönüştürüldüğü anlatarak, ''Mezarların
çocuğu olmayan kadınlara çare olduğu denilerek kandırıldıklarını
sıkça görmekteyiz. İşte Cizre'de vatandaşların bir kısmı cehalet
nedeniyle şıh, seyit, haşimi, töre, türbe, örgüt ve aşiret ile
halkın kolayca kontrol altında tutulduğu ve yönlendirildiği bir
yerdir.
ÖRGÜT ZATEN ŞEHİR MERKEZİNDEYDİ BEN FIRSAT
VERMEDİM
Cizre'de meydana gelen olaylara geçmiş savunmalarımda örnek
vermiştim. Basına da yansıyan bir uzman çavuşun ailesi ve çocuğu
ile birlikte aracında iken taranarak yaralanması, burada bir
vatandaşın ölümü, görev yaptığım dönemde her dakika her saniye
olabilecek hadiselerdi. Bu olay şehir merkezinde oluyor, bazı
tanıklar vermiş olduğu beyanlarında 'örgüt dağdan gelecekmiş de
burada eylem yapacakmış' şeklinde beyanda bulunmuşlardı, oysa örgüt
zaten şehir merkezinde, ancak ben görev yaptığım süre içerisinde bu
tür olaylara fırsat vermedim''
Devletin ve bölge halkının bekası için olağanüstü şartlarda uğraş
verdiklerini ifade eden Temizöz, ''O dönemde tek hedefimiz ayakta
kalmaktı. Devletin varlığına, anayasaya, düzenine karşı suç işleyen
PKK'ya karşı mücadele eden bizlerden suç örgütü olursa o zaman
devlet nerede? Maddi ve teknik hiçbir delili olmayan 29 Mart
seçimlerinden önce tutuklanmam ve halen tutukluluğumun devam etmesi
karşısında aklıma mevcut siyasi konjonktürden kaynaklı olduğu
geliyor. Tutukluluğumun artık infaza dönüştüğünü düşünüyorum''
dedi.
SANIK ATAĞ, TANIĞA KÜFÜR ETTİ
Sanıklardan Tamer Atağ da savunmasında önceki duruşmada tanık
olarak dinlenen Abdulselam Binzet'in babası Kamil Atağ'a
''şerefsiz'' dediğini hatırlatarak, ''Ben kendisinin duruşmaya
getirilmesini talep ediyorum. Karşımda savcı değil Azrail de olsa
ben Abdulselam Binzet'i öldürmeye hazırım. Ben tahliyemi de talep
etmiyorum'' dedi.
Tamer Atağ'ın babası sanık Kamil Atağ da oğlunun küfürlü konuşması
nedeniyle herkesten onun adına özür dilediğini söyledi.
Mağdur ve hakarete uğrayanların kendileri olduğunu ifade eden Kamil
Atağ, şöyle dedi:
''Biz Kürt halkına düşman değiliz ve düşmanlıkta yapmayız, fakir
fukarayı kaçırarak öldürmek bizim işimiz değildir. Biz halkımıza
karşı değiliz, bize daha önce PKK için Ermeni silahlı teröristler
denilmiştir, biz Ermeni teröriste karşıyız. Ben Kamil Atağ olarak
ömrüm boyunca PKK terör örgütüne yönelik olarak mücadele vereceğim.
Ben hiçbir şekilde ilgi ve alakam olmayan bir suçlamadan dolayı
tutuklu bulunuyorum.''
Mahkeme heyeti, sanık Tamer Atağ'ın tanık Abdulselam Binzet'e
yönelik sözleri nedeniyle hakkında soruşturma başlatılması için
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığına yazı yazılmasına karar
verdi.
Sanık Hıdır Altuğ da savunmasında geçirdiği beyin rahatsızlığı
nedeniyle çok sayıda ameliyat geçirdiğini dile getirerek,
''Rahatsızlığımdan dolayı önüme konulan ifadeleri elimden tutarak
imzalattılar. 1992 yılında cezaevinden izinli çıkışlarıma
bakıldığında Hanefi Avcı'nın beni tanıyıp tanımadığı ortaya
çıkacaktır. İfadeler bana zorla imzalatıldı'' diye savunma
yaptı.
Diğer sanıklar Adem Yakin, Kukel Atağ ve Fırat Altın (Abdulhakim
Güven) de tahliye talebinde bulundu.
Mahkeme verdiği kısa bir aranın ardından tanık Mehmet Nuri
Binzet'in gelecek celse duruşmada hazır bulundurulması için
müzekkere yazılmasını kararlaştırarak, duruşmayı 28 Mayıs 2010
tarihine erteledi.
İSTENEN CEZALAR
Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan 104 sayfalık
iddianamede, sanıkların TCK'nın ''adam öldürmek'', ''cürüm işlemek
için teşekkül oluşturmak'' ve ''adam öldürmeye azmettirmek''
suçlarından cezalandırılmaları isteniyor. Sanıklardan Cemal Temizöz'ün 9, Kamil Atağ'ın 7, Tamer
Atağ'ın 2, Adem Yakın'ın 7, Hıdır Altuğ'un 3, Fırat Altın'ın
(Abdulhakim Güven) 6, Kukel Atağ'ın ise bir kez ağırlaştırılmış
müebbet hapisle cezalandırılmaları talep ediliyor.
İddianamede, sanık Temizöz'ün 1993'te Cizre'de ''terörle mücadele
ediliyor'' görüntüsü altında ''korucu, itirafçı ve uzman
çavuşlardan bir grup oluşturduğu'', ''Söz konusu grubun, süreç
içerisinde asli görevinden ayrılarak, terör örgütü PKK'ya yardım
ettiğinin değerlendirildiği ya da özel sebeplerden dolayı gözaltına
aldıkları kişileri sorguladığı'' ifade edilen iddianamede, grubun
bu sorgulanan kişilerden bir kısmını öldürdüğü öne sürülüyor.