Albay Yiğit cenazede patladı
Abone olDeniz Kuvvetleri Komutanı Eşref Uğur Yiğit, İzmir?de intihar eden Albay Berk Erden?in cenazesinde konuştu...
Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral Eşref Uğur Yiğit, iki
gün önce İzmir'de intihar eden Güney Deniz Saha Komutanlığı'nda
görevli Kurmay Albay Berk Erden'in Levent Camisi'ndeki cenaze
töreninde, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Oramiral Yiğit, şunları söyledi:
"Silahlı terör
örgütü üyesi olmakla suçlanıyor. Bunu da halkımızın takdirine
sunuyorum. Halkımızın güvenine layık olmaya çalıştık, onun için ant
içtik. Ben ve personelim Silahlı Kuvvetler'in diğer mensupları gibi
her zaman her göreve hazırız.
Bu konuda yargı yapmadan önce lütfen masumiyet karinesini dikkate
alarak, bu güzide subaylarımızı suçlamadan onlara ahlak dışı
ithamlar yöneltmeden önce herkes aynı soruyu kendisine sorsun, ?Bu
bana yapılsa ne yaparım?? diye.
Biz çok az mevcudu olan bir kuvvetiz. Bizim personelimiz teğmen çıktığı andan itibaren 20 sene içinde belirli görevlere gelir. Aynı gemi içinde 200 kişi, küçük gemilerde ise 40-50 kişi yaşarız. Personelimizi tanımadan önce onun nefes alışını dahi hissederiz. O rütbelere gelmiş personelimizin bir cunta faaliyeti içinde olması veya bununla suçlanması ve bizim bunu haber alamamamız kesinlikle mümkün değildir.
Genelkurmay
Başkanımızın da her zaman ifade ettiği gibi 55 bin kişiyi kumanda
eden bir kuvvetin komutanı olarak, bizim aramızda diğer kurumlarda
olduğu gibi hata yapan, yanlış davranan başka personelimde mutlaka
vardır. Biz bunları hem kendi içimizde hem de gerekiyorsa sivil
yargı içinde gerekli cezaları almaları içinde inisiyatifimizi
kullanır, soruşturmaları başlatırız. Bu konuda da Deniz Kuvvetleri,
basının bildiği bilmediği birçok konuyu öne çıkartmış, kişilerin
cezasını almasını sağlamıştır.
İçimizde hata yapanları da hiyerarşik mekanizmamız içinde cezalandırırız. Rahatlıkla söyleyebilirim ki hiçbir kurum bizdeki ceza sistemini bizim kadar sağlıklı uygulayamaz.
Basında günlerdir
bu konuda yapılan yayınları çok dikkatle izliyoruz, orada bu
iddialar doğrudur deniyor. Ben öyle bir şey söylemedim. ?Benim
personelim içinde de hata yapan vardır? dedim. Ben sadece bize
karşı yapılan haksız karalamaları, insafsızca saldırıları ve
manipülasyonları personelimin ve benim görevli olduğum hak ve
menfaatlerimizi korumadaki caydırıcılığımıza olan etkisinden
bahsettim. Eğer bu saldırılar böyle olursa biz personelimizle tek
vücut halindeyiz.
Onur intiharları oluyor, susmak mümkün değil. Bahse konu iddialarla
ilgili o resimler o çıkan internet resimleri 5 sene evvel
Ankara?daki çekilmiş bir resim. Eşiniz, kız kardeşiniz, ablanız ya
da akrabanız bir binanın önünde olamaz mı? Bu binada sizin
tanıdığınız bulunamaz mı? Bu bina illa birisinin ikametgahı mı?
Değil. Bu arkadaşımızı tanıyoruz çok mümtaz vasıfları olan bir
arkadaşımız bu durumu ortadan kaldıramıyor, günlerdir 3-4 haftadır
internette yayınlanıyor.
Ama bunu ele alıp da bu arkadaşımızla ilgili ahlak dışı bir yorum sonucuna varmak, bilmiyorum vicdan ölçüsü açısından nasıl değerlendirilir.
Bizim öğrendiğimize göre tam da bununla ilgili avukata girişimde bulunacakken, günlerin gecelerin getirdiği bir üzüntü ile intihar ediyor.
Askeri savcılık
bununla ilgili araştırmalara başlamıştır, soruşturmalar da devam
etmektedir. Daha önce başka bir bayanla ilişkisi var şeklinde
kendisi ile ilgili söylendi o tutmadı bu sefer başka bir şey. Demek
ki, yakında bu arkadaşımızla ilgili değerlendirmeyi ihbar
mektuplarında başka bir olayla bağlama ihtimali de var diye
düşünüyorum.
Ben üst düzey bir komutanım. Üst düzey komutanlara, devlet
görevlilerine her zaman bir suikast ihbarı olabilir. Bana,
birileri, belirli gruplar bir operasyon da yapabilirler. Fakat beni
en fazla üzen, esas bana suikast olacak olan şey, böyle bir
operasyonun masum subaylarımın üzerine yıkılmasıdır. İsmi geçen iki
albay, benim kendi görüşümü söylüyorum, bunu söylemek durumundayım,
bana bir hücum olursa, bana bir mermi sıkılırsa bana göğsünü siper
edecek arkadaşlardır."