Albay Dursun Çiçek AHİM'e gidiyor
Abone ol"İrticayla Mücadele Eylem Planı" davasının tutuklu sanığı Kurmay Albay Dursun Çiçek, AHİM'e gidiyor.
"İrticayla Mücadele Eylem Planı" davasının tutuklu
sanığı Kurmay Albay Dursun Çiçek'in kızı ve aynı zamanda avukatı
İrem Çiçek, müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi amacıyla için
22 Eylül'de 300 bin avro manevi tazminat talebiyle Avrupa İnsan
Hakları Mahkemesi'ne (AİHM) başvuracaklarını söyledi.
İrem Çiçek, yaptığı açıklamada, Dursun Çiçek aleyhine aylarca
karalama ve peşinen onu suçlu ilan etme kampanyalarının
düzenlendiğini ifade ederek, bunun sonucu oluşan
mağduriyetin bir nebze olsun giderilmesi amacıyla 300 bin avro
manevi tazminat talep edeceklerini ifade etti.
Çiçek, AİHM'e sunulacak dilekçenin hazır olduğunu, AİMH'e
başvurunun 22 Eylül'de yapılacağını kaydetti.
AİHM'e sunulmak üzere hazırlanan dilekçede, "Çiçek tarafından
hazırlandığı iddia edilen faili meçhul, sahte İrticayla Mücadele
Eylem Planı-SİMEP'in onurlu ve şerefli bir insanın 3 kez
tutuklanmasına, ömür boyu hapis talebiyle tutuklu yargılanmasına
hukuki dayanak olabildiği" belirtildi.
"Masum bir insanı aylarca tutuklayarak hukuk ve kamu vicdanını
sızlatanların mutlaka bunun bedelini hukuk ve insanlık adına ödemek
zorunda kalacaklarını görmeleri gerekmiyor mu?" denilen dilekçede,
yargıçların akıl ve hukuk dışı kararlarla Çiçek'i mağdur etmeye
devam ettikleri ve Çiçek'in mücadelesini hukuk içinde sürdürmeye
direndiği ifade edildi.
Dava sürecinde yaşananların ve aynı konuda ortaya konulan
kanıtların taklidi kolay olan bir imzanın imza makineleriyle
kolayca taklit edilebildiğini gösterdiği savunulan dilekçede,
TÜBİTAK, jandarma kriminal, Adli Tıp Kurumu ve emniyet kriminal
laboratuvarlarından alınan imza mukayese raporlarında "taklidi
kolay (basit tersimli), değişken (polimorf), her biri farklı
özellikler gösteren imzaların mukayesesinden el ürünü olduğu ve
olmadığının tespit edilmesi doğru sonuç vermez" denildiği
hatırlatıldı.
HANEFİ AVCI'NIN KİTABINA GÖNDERME
Dilekçede, Hanefi Avcı'nın "Haliç'te Yaşayan Simonlar - Dün
Devlet, Bugün Cemaat" adlı kitabına da değinilerek,
kitapta geçen "Cemaat devlet kurumlarını ele geçirdi ve bu
kurumların başında sorumlu imamlar var" gibi cümlelere de yer
verildi.
Söz konusu kitapta somut ve delillere dayalı ihbarlarda bulunulduğu
belirtilen dilekçede, "Cemaatin imamı istedi diye sahte senaryoları
iddianamelerle mahkeme salonlarına taşımak ve masum insanları dört
duvar arasında yaşamaya mahkum etmek insanlık suçudur" ifadeleri
kullanıldı.
Dilekçede, "Dursun Çiçek'in üç kez tutuklanmasına ve aylarca
tutuklu yargılanmasına neden olan yasa dışı delillerin yasal
yollardan elde edilmeyen ve Yargıtay içtihatlarıyla delil olmadığı
kesin olan faili meçhul ihbarlar, iki sabıkalı gizli tanık ifadesi,
siyasi baskı altında, özel olarak seçilmiş ve talimatlandırılmış
kamu görevlilerince hazırlanan şaibeli imza mukayese raporları ve
taklit imzalı sahte bir plan olduğu" iddia edildi.