Albaraka Türk'ün yeni hedefi
Abone olAlbaraka Türk Genel Müdürü Fahrettin Yahşi, bankanın yatırımlarını ve sektördeki gelişmeleri değerlendirdi.
Albaraka Türk Genel Müdürü Fahrettin Yahşi, "Kuveyt Türk
ile bireysel emeklilik şirketi (BES) kurmak için anlaştık. Yüzde
50-50 sermaye ile bireysel emeklilik şirketi kuracağız"
dedi.
Anadolu Ajansı (AA) Finans Masası'na konuk olan Yahşi, Albaraka Türk ile Kuveyt Türk'ün şu anda bankaların yönetim kurullarının kararı aldığını dile getirdi.
Yahşi, "Kuveyt Türk ile bireysel emeklilik şirketi (BES) kurmak için anlaştık. Yüzde 50-50 sermaye ile bireysel emeklilik şirketi kuracağız. Şu anda yönetimi belirleme aşamasındayız. Çünkü yönetimi belirledikten sonra başvuru süreçleri başlamış olacak. Bir BES şirketi kurmak için altı ay gibi bir asgari zamana ihtiyaç var. Bizim amacımız hızlı bir şekilde faaliyete geçirmek. Altı ay içinde bunu faaliyete geçirmeyi planlıyoruz" diye konuştu.
Türkiye'deki katılım bankalarından birinin daha önce BES şirketi kurduğunu ve iyi gittiğini belirten Yahşi, özellikle devlet desteğinin açıklanmasından sonra bu alanda ciddi bir ivmenin ortaya çıktığını ve kendisinin de devlet desteğini çok önemsediğini kaydetti.
KATILIM BANKACILIĞININ HEDEFİ YÜZDE 20 PAYA
ULAŞMAK
Yahşi, faizli bankacılık tarzına uzak duran insanların bankacılık ihtiyaçlarını karşılamak üzere 1983 yılında Bakanlar Kurulu kararıyla özel finans kurumlarının önünün açıldığını, 1985 yılında da bu kurumların faaliyetlerine başladığını hatırlattı.
2005 yılına kadar özel finans kurumu adı altında faaliyet yürüttüklerini, bu tarihte ise bankacılık yasasında yapılan değişiklikle özel finans kurumu adının katılım bankacılığına evrildiğini belirten Yahşi, bu değişikliğin bundan sonraki süreçte büyümeleri üzerinde ciddi anlamda olumlu katkı sağladığını ifade etti.
Katılım bankacılığının 28 yıllık süreçte geldiği noktada toplam sektör içindeki payının yüzde 6 dolaylarında tezahür ettiğini belirten Yahşi, "Bu yüzde 6 bizim hedefimiz değil. Bizim ulaşmak istediğimiz hedef ilk aşamada yüzde yüzde 10, ikinci aşamada da yüzde 20'lere ulaşabilmektir. Dünyada faizsiz ve faizli bankacılığın beraber yürütüldüğü, ikili bankacılık sistemlerinin geçerli olduğu ülkelerde katılım bankacılığının payı yüzde 20'ler civarında. Dolayısıyla bizim de yüzde 20'yi hedeflememiz ve buna ulaşabilecek altyapıyı oluşturmamız lazım" diye konuştu.
YENİ GİRİŞLERİN ÖNÜNÜ AÇMAK GEREKİYOR
Büyümenin önündeki en büyük engelin sermaye yapısı olduğuna dikkati çeken Yahşi, şöyle devam etti:
"Koyulan sermaye ile büyüyebiliyorsunuz. Bugün dünyanın her yerinde sermaye yeterlilik rasyosu diye bir ölçüt söz konusu. Yasal oran yüzde 8 ama bu ölçüt Türkiye için yüzde 12 olarak uygulanıyor. Yani 100 birimlik bir aktif oluşturuyorsanız mutlaka yüzde 12'lik bir özkaynak bulundurmanız gerekiyor. 4 katılım bankasının ne kadar zorlasalar koyabilecekleri özsermaye, özkaynak sınırlı. Dolayısıyla bu sınırlı özkaynağın üretebileceği büyüklük de sınırlı olmak zorunda. Olaya bu boyutuyla bakmak lazım.
Toplam 49 banka içerisinde 4 katılım bankası var. Özkaynak olarak bakıldığında sektörün yüzde 6'sına, şube sayısı olarak bakıldığında yüzde 7'lere tekabül ediyor. Organizasyonel büyüklüğe bakıldığında katılım bankalarının gelebileceği seviye zaten bu. Yani 4 katılım bankasının bunun ötesinde bir seviyeye gelebilmesi ilave özkaynak girişine bağlı. İlave özkaynak girişi olmadığı sürece ne şube açmanız ne büyümeniz ne aktifinizi ne pasifinizi büyütmeniz mümkün değil. Dolayısıyla gelinen noktanın yeterli ya da yetersiz olduğunu tartışırken 4 katılım bankasının performansını tartışmaktan ziyade bu sektörde bu alanda gidilecek yolun olup olmadığını, potansiyelin olup olmadığını tartışmak ve yeni girişlerin önünü açmak gerekiyor."
Katılım bankacılığına sermaye girişi ya da yeni katılım bankalarının sisteme dahil edilmesiyle yeni büyüklükler oluşturulması gerektiğini savunan Yahşi, katılım bankacılığının Türkiye'de önünün açık olduğunu, sektörü sınırlayan en temel faktörün sermaye olduğunu ve yeni girişlere ihtiyaç bulunduğunu söyledi.
Yahşi, katılım bankacılığının klasik bankacılığa göre her sene daha yüksek büyüme gösterdiğini ifade ederek, "Mevduat bankaları ile katılım bankalarını kıyasladığınızda, istediğiniz performans ölçütünü koyun, katılım bankalarının performansı daha yüksektir. Bu, potansiyeli gösteren bir unsur ama bunun önündeki temel engel ne kadar sermayeniz varsa o kadar büyümenize müsaade edilmiş olmasıdır" değerlendirmesinde bulundu.