Alarmla çalışan bomba
Abone olPKK bombalı saldırılarda kullanılan cep telefonlu yerine oto alarmlarını tetikleyici olarak kullanacak
Şemdinli’de 9 Kasım 2005 günü Umut Kitabevi’nde meydana gelen
bombalama olayı üzerine bölgeye gönderilen Mülkiye Müfettişleri’nin
hazırladığı, sonradan kayıplara karışan özel raporda, PKK’nın yeni
taktikleri de anlatıldı.
Raporda, teröristlerin zayiat vermemek için yaya veya motorize
birliklerin güzergahına tuzaklama yaptığına dikkat çekildi. Son
dönemdeki bombalı saldırılarda kullanılan cep telefonlu, telsizli
düzeneklerin pahalı olması yüzünden teröristlerin oto alarm
kumandalarını tetikleyici olarak kullanacakları yolunda istihbarat
alındığı belirtildi. Müfettişlerin hazırladığı özel raporda şu
görüşlere yer verildi:
BOMBALAR PORTEKİZ’DEN
- Bombalama türü sansasyonel eylemde bulunan özel eğitimli örgüt
militanlarının eylemlerini cep telefonu/telsiz kullanarak uzaktan
kumandalı veya zaman ayarlı düzeneklerle gerçekleştirdikleri
görülmüştür. Son dönemlerde gerçekleştirilmek istenen bombalama
türü eylemlerde kullanılan telsiz veya cep telefonlarının
maliyetinin yüksek olması nedeniyle alternatif bomba düzenekleri
üzerinde çalışma yapıldığı, muhtemelen önümüzdeki dönem içerisinde
oto alarm kumandasının tetikleyici olarak kullanıldığı düzeneklerle
eylem gerçekleştirebilecekleri şeklinde istihbari bilgiler
alınmıştır.
- Terör örgütünün elinde bulundurduğu plastik patlayıcıların
Portekiz imalatı (A-4) olarak tabir edilen patlayıcılar olduğu, söz
konusu devletle yapılan görüşmelerde patlayıcıların Portekiz-Spel
isimli kuruluş tarafından 1979 ve 1982 tarihli geçici anlaşmalar
çerçevesinde söz konusu kuruluş tarafından Irak Savunma Bakanlığı
Tedarik ve Donatım Müdürlüğüne teslim edildiği anlaşılmıştır.
Acziyetin göstergesi
- Şemdinli ve Yüksekova’da meydana gelen olaylar sırasında belediye
başkanları ile yerel politikacıların, bazı avukatların her aşamada
çok etkin oldukları, adeta bir uzlaşmacı rolüne büründükleri, başta
Hakkari Valisi olmak üzere yöneticilerin de bu gelişmeyi teşvik
ettikleri, kamu idarecilerinin toplumun tüm kesimleriyle işbirliği
yapmaları, uyum içerisinde iş ve işlemlerini yürütmelerinin genelde
arzu edilen bir durum olduğu,
- Ancak, Şemdinli’deki gelişmeleri salt bu mantık içinde ele alarak
mazur görmenin mümkün olmadığı, acziyeti gösterir şekilde yerel
bazı kişilerle irtibata girilerek yardım istenmesinin, aslında
güvenlik güçlerinin alması gereken bazı tedbirleri vatandaşların
veya belediye başkanına bağlı olduğu söylenen kollarında kırmızı
şerit bulunan kişilerin almasının ve bundan yarar umulmasının terör
örgütünün bölgedeki yeni stratejisine yardımcı olmaktan öte bir
anlamı olmayacağı kanaat ve sonucuna varılmıştır.