Aksu'dan yeni atanan valilere öğütler
Abone olİçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, yeni atanan valilere, özgürlük alanlarını genişletmeleri ve olumsuz imaj oluşturacak uygulamalardan kaçınmalarını önerdi.
Görev yeri değişen ve yeni atanan valiler için Polisevi'nde bir
tören düzenlendi. Törene İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, İçişleri
Bakanlığı Müsteşarı Şehabettin Harput ve atamaları yapılan valiler
katıldı. Bakan Aksu, valilere hitaben yaptığı konuşmada, yeni
görevlerine başlayacak valilere, görev ve sorumluluklarını
hatırlatarak, kişi hak ve özgürlüklerin korunması, sosyal ve
ekonomik kalkınma ile huzuru sağlamak gibi konularda tavsiye ve
uyarılarda bulundu. Valilerin, Türk milletinin en kutsal sembolü
olan ''Türk Bayrağı''nı araçlarında bulundurma şerefine sahip
görevliler olduğunu dile getiren Aksu, bu büyük onurun aynı
zamanda, önemli mesuliyetlerin de yüklenilmesi anlamına geldiğini
belirtti. Devlet-millet birlikteliğinin sağlanması, halkın dert ve
ihtiyaçlarının karşılanması, toplumsal değer yargılarıyla barışık
olunması gerektiğini ifade eden Aksu, ''Bunu hem idareci olmanın
doğal gereği hem de il idaresi kanununun 'merci' tanımlamasının
uygulaması biçiminde algıladığını'' söyledi. ''AB SÜRECİNDE
VALİLERE DÜŞEN GÖREVLER'' Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne giriş
mücadelesi için 23 Aralık'ın çok önemli bir tarih olduğunu belirten
Aksu, 40 yıllık süreç boyunca, hukuk, ekonomik ve sosyal alanlarda
Türkiye'nin önemli değişimler geçirdiğini kaydetti. Hükümetin,
anayasa da dahil olmak üzere pek çok temel yasada, esaslı
değişiklikler yaparak, Kopenhag kriterlerini yasal planda
yakalamanın gayreti içinde olduğunu anlatan Bakan Aksu, bu noktada
hükümetin, gerek Türkiye kamuoyundan gerekse batılı düşünce üretim
merkezlerinden, takdir aldığını dile getirdi. Yasal değişim
anlamında, atılması gereken bazı adımlar daha bulunduğunu belirten
Aksu, ''şu anki hukuk düzeninin AB üyesi ülkelerin gerisinde
olmadığını'' söyledi. Bakan Aksu, gelinen noktada uygulamanın
şeklinin, yasama faaliyetlerinin önüne geçtiğini belirterek,
hükümetin ''işkenceye ve kötü muameleye sıfır tolerans''
yaklaşımıyla yola çıktığını vurguladı. Bu durumda valilerin hiçbir
biçimde kötü muameleyi görmezden gelemeyeceğini ifade eden Aksu,
şunları söyledi: ''Bürokrasimizi, il düzeyinde sevk ve idare eden
sizlere bu anlamda büyük sorumluluklar düşmektedir. Bu noktada
valilerimizin şahsi ilgileri son derece önemlidir. Sizler, insan
hak ve özgürlükleri alanında değişime öncü olduğunuz takdirde; uyum
süresinin daralacağından hiç kuşku duymuyorum. Bunun aksini
düşünmek bile istemiyorum. Biraz daha spesifik örneklerle gidecek
olursak, mesela, basın açıklamaları ve toplantı ve gösteri
yürüyüşleri sırasında, yasaların çizdiği sınırı, yani amacını aşan
bir şekilde, aşırı güç kullanılmamasını istiyoruz. O halde valiler,
bu konuda da gerekli tedbirleri mutlaka almak zorundadırlar.'' Türk
demokrasisini evrensel kurallara uygun olarak geliştirmek
konusunda, tarihi bir sorumlulukla karşı karşıya olduklarını
belirten Aksu, valilerden özgürlük alanlarını genişletmelerini ve
olumsuz imaj oluşturacak uygulamalardan kaçınmalarını da istedi.
Halkla devlet arasındaki kaynaşmayı sağlamak açısından illerde
valilere önemli görevler düştüğünü hatırlatan Bakan Aksu, valilik
görevinin inanç ve yürek işi olduğunu ifade etti. Aksu şunları
kaydetti: ''Halkla ve onun değer yargılarıyla bütünleşmek demek; ne
haftanın bir-iki gününü 'halk günü' yapmak ne de sınırı belirsiz
bir şekilde 'popülizm' hastalığına yakalanmak anlamına
gelmemelidir. Bu tamamen bir inanç ve yürek işidir. Türkiye'nin her
ili veya her ilçesi için genel-geçer bir kural koyma imkanı da
yoktur. Ama, valilik mesleği, 'diğerkam' olmak biçimde
özetleyeceğimiz bir davranış biçimine sahip olmayı gerekli kılar.
Vali'nin kendine ve ailesine ayıracağı zaman neredeyse yoktur.
Mesai mefhumu yoktur, olamaz. Kendisi çalışacak ve takımını
çalıştıracaktır.'' Merkezden gelen ödeneklerle iş yapan, para
gelmediğinde mazeret üreten bir idareci anlayışının, çağın
gerisinde kaldığını ifade eden Aksu, sosyal ve ekonomik kalkınmanın
sağlanması için her türlü tedbiri almanın valinin görevleri
arasında yer aldığını söyledi. Valilerin bu bakımdan, bölgenin
şartlarına uygun çözümler üretmesi, müteşebbisleri tanıması ve
onları biraraya getirmesi gerektiğini belirten Aksu, valilerden
yatırımı teşvik etmelerini istedi. Türkiye'nin ciddi bir ekonomik
krizi kendi hükümetleri döneminde aştığını dile getiren bakan Aksu,
ekonomik göstergelerin hızla düzelmesi ile birlikte, Türkiye'nin
kredibilitesinin olumlu noktalara geldiğini, sanayide kapasite
kullanımının arttığını, ihracatta ve turizm girdilerinde patlamalar
yaşandığını bildirdi. Ülkenin topyekün kalkınması için teşvik
sistemini yeniden düzenlediklerini de kaydeden Aksu, özellikle
nispeten geri kalmış yerlerdeki valilere önemli sorumluluklar
düştüğünü belirtti. İşsizlikle mücadelenin ancak bu şekilde
yapılabileceğini anlatan Aksu, gönderilen kaynakların gerçek hak
sahiplerine ulaşmasının valilerin görevi olduğunu söyledi. ''Artık
soğuktan donarak ölen, çöplerden yiyecek toplayan insan
manzaralarının ülkemizde yaşanmasını istemiyoruz'' diye konuşan
Bakan Aksu, Türkiye'ye yakışmayan bu gibi görüntülerin, valilerin
dikkatle üreteceği projelerle aşılabileceğini belirtti. Aksu, madde
bağımlısı gençler, engelli vatandaşlar ile toplumda yardıma muhtaç
yaşlı, kadın ve korunma ihtiyacı olan çocuklara sahip çıkmanın
sosyal devlet olmanın gereği olduğunu belirterek, sorunun
tedbirlerin zamanında alınmasıyla çözülebileceğini ifade etti Aksu,
atamaları yapılan valilerden ''bölünmüş yol seferberliği''ne destek
vermesini de istediği konuşmasında, yerel yönetim reformu
çalışmaları hakkında bilgi verdi. Yerel yönetimler reformu başlığı
altında yaklaşık 1,5 yıllık bir maraton sonunda hazırlanan
tasarıların meclisten geçtiğini anlatan Aksu, Büyükşehir Belediye
Kanununun cumhurbaşkanı tarafından onaylandığını, diğer yasaların
ise bir kez daha görüşüleceğini söyledi. Aksu, yasaların
onaylanması ve yürürlüğe girmesi ile valiler için yeni bir
performans yarışı başlayacağını belirterek, ''Hangi il daha
hazırlıklı ise, sorunlarını anlamlı bir öncelik sırasına koymuşsa,
planlamalarını tamamlamışsa, kaynakları harekete geçirmişse, yarışa
o önde girecek'' diye konuştu. Aksu, ilde asayişi sağlama
sorumluluğu bulunan valilerin, uyuşturucu, silah ticareti, yasadışı
göç, insan ticareti ve terörizm konularında dikkatli olmaları
gerektiğini de kaydetti. Valilerin ilişkilerine özen göstermesi
gerektiğinin altını çizen Bakan Aksu, ''açıklık'' ve
''dürüstlüğün'' ilişkilerde seviyenin korunması açısından son
derece önemli olduğunu söyledi. Bilgi Edindirme Kanunu'nun,
yönetimde saydamlık açısından devrim mahiyetinde bir yasa olduğunu,
kamu görevlilerinin artık, olur olmaz her konuda, ''devlet sırrı''
kavramının arkasına sığınma imkanı bulunmadığını dile getiren Aksu,
şunları söyledi: ''İcraatlarınızda hukuk devletinin temel
ilkelerini göz ardı etmeyiniz. Ama, mevzuatın arkasına da
saklanmayınız. İcra etmek, başarılı olmak kamu yararına risk almayı
gerektirir. Risk almaktan kaçınmayınız. Saydam olmak; kamunun bilgi
edinme hakkına saygı göstermek ve kamuoyunu zamanında ve doğru
bilgilendirmek demektir. Kamu görevi yapan basın mensuplarına bilgi
vermek şüphesiz onların görev yapmasını kolaylaştıracaktır. Çünkü
onların yaptığı kamu görevi, doğru bilgileri kamuya mal etmeyi
gerektirmektedir. Zor bir görev sizleri bekliyor. Hükümetimizin ve
devletimizin desteği daima arkanızda olacaktır.''