Aksu: Gereken yapılacaktır
Abone olİçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Irak'a Komşu Ülkeler İçişleri Bakanları 2. Toplantısı'nda yaptığı konuşmada ABD'nin sınır ötesi operasyon uyarısına sert cevap verdi.
İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, ''Her ülke gibi Türkiye için de
kendi güvenliğini sağlamak egemenliğinin bir gereği ve devletin
vatandaşlarına yönelik en öncelikli görevidir. Türkiye bunu
sağlamak için bugüne kadar gereğini yapmıştır ve yapmaya da devam
edecektir'' dedi. Aksu, Çırağan Sarayı'nda gerçekleştirilen Irak'a
Komşu Ülkeler İçişleri Bakanları 2. Toplantısı'nın bakanlar
düzeyinde yapılan oturumun açılışında konuştu. Konuşmasına
konukları selamlayarak başlayan Aksu, Irak'ta bölge için hassas bir
aşamada İstanbul'da toplandıklarını ifade etti. İstanbul'un, tarih
boyunca doğu ve batı arasında bir köprü görevi yapmış, iki kıta
arasındaki bütün ilişkilerde, iyi ve kötü günlerde çok önemli
roller üstlendiğini dile getiren Aksu, toplantının İstanbul'da
olmasının, İstanbul'un tarihi görevini sürdüğünün bir göstergesi
olduğunu söyledi. Aksu, geçen yıl Kasım ayında içişleri bakanları
olarak Tahran'da bir araya geldiklerini anımsatarak, bu toplantı
sırasında Irak'ta henüz genel seçimlerin yapılmamış olduğunu, ancak
bu toplantıda, meslektaşları Jabur Al-Zubeydi ile bir arada
bulunduklarını kaydetti. Irak'ta seçimlerden sonra kurulan
hükümetin önemli ve tarihi sorumluluklar yüklendiğini aktaran Aksu,
bu hükümetin, Irak'ta siyasi geçiş sürecinin tam meşruiyet
zemininde sürdürülüp tamamlanması misyonunu üstlendiğini kaydetti.
Irak'ın yakın tarihindeki sarsıntılara ve ülkenin halen içinde
bulunduğu zorlu şartlara dikkati çeken Aksu, Irak geçiş hükümetinin
görevinin ağırlığının daha iyi anlaşılabildiğini vurguladı. Aksu,
Türkiye'nin başından beri Irak'ta yeni anayasal düzenin toplumun
bütün kesimlerinin tam katılımıyla kurulmasının zorunlu olduğuna
işaret ettiğini belirterek, şöyle konuştu: ''Bu anlayışla, Irak'ta
toplumsal uyumu destekleyen ve güçlendiren açılımları teşvik
edegelmiştir. Irak Hükümeti'nin ve Ulusal Geçiş Meclisi'nin bu
anlayışı derinleştirmeleri temel bir beklentimiz olmaya devam
etmektedir. Irak'ın geleceğinin hazırlanmasında herkesin gerçek
anlamda söz sahibi olabilmesi ülkede huzur ve güvenliğin tesisine
de yardımcı olacaktır. Irak'taki sürecin başarısı hepimizin
başarısı olacaktır. Ulusal birliğini pekiştirmiş, toprak
bütünlüğünü güvenceye almış, hür, demokratik ve barışçı bir Irak,
bölgede kalıcı istikrarın kurulup korunması açısından temel önem
taşımaktadır.'' -ŞİDDET VE TERÖRÜN SİYASİ SÜRECE ETKİSİ- İçişleri
Bakanı Aksu, Irak'taki güvenlik durumunun siyasi süreci
etkilediğine dikkat çekerek, şiddet ve terörün siyasi süreci
rayından çıkartmak için kullanıldığını ve bugüne kadar bu hedefe
ulaşamamış olmasının sevindirici olduğunu bildirdi. Aksu, ''Ancak,
siyasi sürecinbaşarısı için güvenliğin tesisi şarttır. Komşular
olarak ve Irak'la birlikte bu alanda yapacağımız çok şey
bulunmaktadır'' dedi. Irak'a güvenlik alanında desteğin başlıca iki
kulvarda verebileceği düşüncesinde olduğunu aktaran Aksu, bunlardan
birincisinin, Irak'ın kendi güvenlik kapasitesinin güçlendirilmesi
ve komşu ülkelerin bu alanda şimdiye kadar olandan daha kapsamlı ve
düzenli yardımlarda bulunması olduğunu belirtti. -''SINIR KONTROLÜ
EN ACİL SORUN''- Irak Hükümeti'nin, bu alandaki ihtiyaçlarını, daha
somut şekilde komşularının dikkatine getirmesinin yararlı olacağını
belirten Aksu, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Irak'a yardımcı
olabileceğimiz ikinci kulvar bugünkü toplantımızın gündemi ve
zamanlamasıyla daha doğrudan bağlantılıdır. Burada söz konusu olan
Irak'a ve Irak'tan devam eden sızmalardır. Bu çerçevede, sınırların
kontrolü belki de önümüzdeki en acil sorun olarak durmaktadır.
Tahran'daki toplantıda sınır güvenliğinin önemine işaret etmiştik
ve kolektif olarak alınabilecek tedbirler üzerinde durmuştuk. Bugün
görevimiz, bu yaklaşımımıza somut içerik kazandırmak olmalıdır.
Teröristler ve Irak'ın geçmişinde yaşayanlar, dışarıdan da destek
almaktadırlar. Irak'taki kan ve kargaşaya dışarıdan verilen
desteğin ölçüsü hakkında farklı görüşlere sahip olabiliriz, ancak
hiçbirimiz Irak'taki terörün dış bağlantılarını reddedemeyiz.
Dünyadaki tüm terör örgütlerinin hedefi eylem yaptıkları ülke
ekonomilerini çöküntüye uğratmak, toplumlarda panik hissini ve
hoşnutsuzluğa uğratmak, halkı karamsarlığa sevk etmektir. Irak'ta
faaliyet gösteren terör örgütleri de amaçları itibariyle bu genel
eğilimden farklı davranmamaktadırlar.'' Bu çerçevede
gerçekleştirilen saldırılarda Irak'a mal taşıyan Türk nakliye
araçlarının, orada çalışan şirket şantiyelerinin hedef alındığını
belirten Aksu, bugüne kadar 100'e yakın şoför ve işçinin
busaldırılarda hayatlarını kaybettiğini bildirdi. Aksu, Bağdat'taki
Türk Büyükelçiliği'ni korumak için bu ülkeye giden 5 polisin menfur
bir terörist saldırıda şehit olmalarının acı hatırasının hala
kalplerde tazeliğini koruduğunu dile getirerek, ''Aynı şekilde,
Irak'ta halen yaşanmakta olan durumdan kaynaklanan ülke dışına
yönelik terör tehdidi de mevcuttur'' dedi. Türkiye'nin, özellikle
son bir yıl içinde, Irak'ın kuzeyinde barınan PKK terör örgütü
unsurlarının artan saldırılarına maruz kaldığını ifade eden Aksu,
Irak İçişleri Bakanı Al-Zubeydi ile yaptığıikili görüşmelerde bu
konuyu dile getirdiğini bildirdi. -TÜRKİYE'NİN GÜVENLİĞİ- İçişleri
Bakanı Aksu, ''Irak'ın kuzeyinde konuşlu PKK terör örgütü unsurları
sınırlarımızdan sızmakta, patlayıcı madde ikmali yapmakta
veülkemizde gerçekleştirdiği sabotaj eylemleriyle can ve mal
kayıplarına sebep olmaktadır'' şeklinde konuştu. Bugüne kadar 30
binden fazla Türk vatandaşının PKK terörüne kurban gittiğini
belirterek, her terörist eylemin bunlara yenilerini eklediğini
kaydeden Aksu, şunları söyledi: ''Her ülke gibi Türkiye için de
kendi güvenliğini sağlamak egemenliğin bir gereği ve devletin
vatandaşlarına yönelik en öncelikli görevidir. Türkiye bunu
sağlamak için bugüne kadar gereğini yapmıştır ve yapmaya da devam
edecektir. Sınır güvenliğinin pekiştirilmesi yalnızca yasadışı
geçişlerin önlenmesi sonucunu doğurmakla kalmaz. Etkin ve sürekli
sınır güvenliği, başlı başına bir güven arttırıcı önlemdir.
Dışişleri Bakanlarımız geçtiğimiz Nisan ayında İstanbul'da
yaptıkları toplantı sonunda yayınladıkları bildiride bu noktaya
özel olarak dikkat çekmişlerdi. Hepimizin bu anlayışla, araziye
doğrudan olumlu yansımaları olacak ikili ve çok taraflı tedbirleri
almamıza büyük ihtiyaç bulunmaktadır. Uluslararası toplumun da
bölgesel girişimimizden başlıca bir beklentisi budur.''