Akşit: Amaç zinadan caydırmak
Abone olDevlet Bakanı Güldal Akşit, ''Türkiye ve AB'de kadınlar: Ortak bir anlayışa doğru'' konulu sempozyumda, zina tartışmalarına ilişkin sorularını yanıtladı.
Devlet Bakanı Güldal Akşit, Türk Ceza Kanunu (TCK) Tasarısı'nda
zinayla ilgili hükmün amacının, kişileri cezalandırmak değil, bir
ceza uygulamasıyla suçu caydırıcı hale getirmek olduğunu söyledi.
Devlet Bakanı Akşit, ''Türkiye ve AB'de kadınlar: Ortak bir
anlayışa doğru'' konulu sempozyumda, basın mensuplarının, zina
tartışmalarına ilişkin sorularını yanıtladı. TCK Tasarısı'nın
sadece zina maddesiyle anılıyor olmasının üzücü olduğunu belirten
Akşit, bunun genel anlamda reform niteliği taşıdığını söyledi.
Bakan Akşit, ''Ben isterdim ki yasanın tamamı üzerinde konuşulsun.
Tamamına aynı duyarlılık gösterilsin. Ama maalesef gündeme bir zina
meselesi oturtuldu. Sanki başka bir konu yokmuş gibi hepimiz buna
odaklandık. Günlerdir aynı şeyi konuşuyoruz maalesef. Türk Ceza
Kanunu eşittir zina haline getirildi'' dedi. Olaya kadın olmaktan
öte, hukukçu olarak baktığını kaydeden Akşit, 1996'da Anayasa
Mahkemesi'nin bu konuda aldığı kararı hatırlattı. Akşit, bugün
toplumun talepleri ve yasal düzenlemelere bakıldığında zinanın hala
bir boşanma sebebi olduğunu kaydederek, basında zinanın fuhuş ya da
kadın-erkek ilişkisi şeklinde ele alındığını söyledi. Bakan Akşit,
şunları kaydetti: ''Halbuki olay böyle değil. Hukuki anlamda
değerlendirmesini yapacak olursak, evlenme bir akittir ve bu akdin
en önemli hükümlerinden biri de sadakattir. Zina fiili, bu sadakat
hükmünü ihlal eden bir durumdur. Bir başka akitte ihlal söz konusu
olduğu zaman, her zaman için o akdin bir müeyyide maddesi vardır.
Dolayısıyla evlenme akdinin ihlali halinde de bir müeyyide
maddesinin olması çok normaldir. Ancak biz diyoruz ki resen
uygulanan bir müeyyide olmamalıdır.'' Bu maddenin öncelikle kadın
ve erkeğe eşit uygulanması gerektiğini söylediklerini de belirten
Akşit, konulan cezaların da sembolik olduğunu belirtti. KADINLARIN
KORUNMASI SÖZ KONUSU Burada kadınların korunmasının söz konusu
olduğunu kaydeden Akşit, şöyle devam etti: ''Geçmişte örneklerini
gördük. Karadeniz bölgesinin kadınlarının inim inlediğini yaşadık
hepimiz. O yüzden biz diyoruz ki eğer bu fiil TCK'ya alınacaksa
kadın erkek arasında eşit uygulanmalı ve takibi şikayete bağlı
olmak üzere yer almalıdır. Ve bu bence anayasal hak olarak
görülmelidir. Bu bir insan hakkıdır. Böyle bakınca, değerlendirince
neden bu kadar gürültü çıkartılıyor çözemiyorum açıkçası...''
Güldal Akşit, imam nikahı ya da çok eşliliği de tasvip
etmediklerini belirterek, dini nikahın inancımızda var olan bir
yapı olduğunu söyledi. Akşit, ''Bu kişilere birden fazla evlilik
yapmaları için verilmiş bir hak değil. Resmi nikahın yanında
dilerse manevi anlamda dini nikah yapılabilir, denilmiştir. Bazı
kişiler bir resmi nikah yapıp bunun yanında birden fazla dini
nikahla eş alıyorlarsa zaten kanuna karşı geliyorlardır'' dedi.
Konunun ''gündeme kasıtlı olarak getirildiğini'' ve bunun ''AB
kapısında engel oluşturmak isteyenlerin ekmeğine yağ sürdüğünü''
vurgulayan Akşit, ''AB, toplumların kendi hassasiyetleri konusunda
son derece toleranslı. Burada bizim toplumumuzun bir hassasiyeti
var. İran, Afganistan gibi ülkelerde zina fiili dini anlamda suç
olarak kabul ediliyor. Cezası çok ağır. Biz dini anlamda suç olarak
almıyoruz'' diye konuştu. Tüm bunların şahsi görüşü olduğunu da
belirten Akşit, bu konunun AB'ye giriş konusunda engel olarak
görülmemesi gerektiğini söyledi. Akşit, ''AB üyesi ülkeler, 'Bunu
bir engel görüyoruz' derlerse, tamamen bahanedir. Çünkü Türkiye
bugüne kadar üzerine düşen bütün mükellefiyetleri yerine getirmiş
durumdadır'' dedi. Güldal Akşit bir başka soruya karşılık da ''Amaç
kişileri cezalandırmak değil, bir ceza uygulamasıyla suçu caydırıcı
hale getirmek. Müslüman ülkelerde olduğu gibi cezalandırma amacı
yok'' diye konuştu