Akşener İmamoğlu diyalogu sandıkta nasıl karşılık bulur?

Tülin Türkoğlu tulindindar@hotmail.com

MERAL Akşener’in zikzaklı siyaset anlayışında herkese her şeyi söyleyeceğini tahmin ederdim de Ekrem İmamoğlu’nu hedef tahtasına koyacağını tahmin etmezdim.


O nedenle Meral Akşener’in Çarşamba günü yapılan grup toplantısında, konuşmasını dinledikten sonra, İYİ Parti’de ki önemli bir isimden teyit alarak “Genel Başkan, bu ifadeleriyle Ekrem İmamoğlu’nu mu işaret etti?” dedim.

Yakın zaman önce aşağı yukarı bir yıl kadar öncesinde, 14 Aralık 2022’de hakkında hapis cezası kararı verilmesiyle sonuçlanan dava da daha İmamoğlu’nun o zaman ki Genel Başkanı Kılıçdaroğlu yetişememişken, koştur koştur giderek tüm partilileri de önüne katarak Ekrem İmamoğlu’nun yanında olan Akşener değil miydi?

Dahası Ekrem İmamoğlu’nu ikinci Fatih ilan eden Akşener değil miydi?

Hatta daha da ileri giderek Ekrem İmamoğlu’nun yüzünde ki Rabbi Yessir görmüştü.

Saraçhane’de, mitinglerde en ön safta yer tutmuştu abla Akşener kardeş İmamoğlu.

Akşener siyasi arenada prensi olarak gördü Ekrem İmamoğlu’nu. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin kazanacak aday.

Yaşanan masa krizin de bile Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın cumhurbaşkanı yardımcısı olması koşuluyla geri masaya dönmüştü Akşener.

Bugün gelinen noktada; Meral Akşener, “Bu mücadeleyi başkasının yazdığı senaryoya figüran olmadan, başkalarının siyasi kariyerine zıplama tahtası olmadan yapacağız” dedi.

Muhatap doğrudan Ekrem İmamoğlu. 

Akşener’in sadece İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı hedefini değil aynı zaman da İmamoğlu’nun 2028 yılında cumhurbaşkanı adayı olma hedefini de işaret etti diye düşünüyorum.

Görünen o ki abla kardeş diyaloğu siyasi ikbal uğruna feda edildi.

İYİ Parti seçimlere “Özü başına ” girme sürecinde yol alırken CHP’nin teklifi üzerine ikinci kez toplanan GİK üyelerinin 35’i hayır derken, 15 üye evet dedi . Akşener’de “Kararımız kesindir” yanıtıyla son noktayı koydu. .

Grup toplantısın da;

Meral Akşener, ”Bu mücadeleyi omuzlarımızda sadece ve sadece milletimizin bize yüklediği sorumlulukla vereceğiz. Bu mücadeleyi başkasının yazdığı senaryoya figüran olmadan, başkalarının siyasi kariyerine zıplama tahtası olmadan, başkasının sevabına da günahına da ortak olmadan, özü başımıza birlikte hür ve müstakil olarak vereceğiz” dedi.

İYİ Parti’nin geleceği açısından doğru gibi görünen bu karar aynı zaman da oldukça riskli bir karar. İYİ Parti kurulduğundan bu yana seçimlere kendi başına girmedi. CHP’ye seçim kazandırma partisi oldu. Bu algı kısa sürede kırılamaz. O nedenle İYİ Parti içinde ve parti teşkilatlarında olan güven sorunu sandığa da yansır.

Meral Akşener, 6’lı Masa’dan kalktığında ahlaki olmayan bir şekilde hakaretlerin odağında tek başına bırakılmıştı. Aynı sahne, çekim iki senaryo içeriği yine teklif yine ret.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, bir yayında; “İYİ Parti seçim ittifakını reddederse kendi bilecekleri iştir. Bunun hem CHP hem de İYİ Parti tabanında bir karşılığı olacaktır” diyor.

Tabi ki her tercihin bir bedeli olacaktır.

İyi Parti her ne kadar tek başına seçime girme kararı alsa da, teşkilatlanma anlamında güçsüz olduğunu, bu durumunda oy olarak partiye yansıyacağını biliyor.

Bunun yanı sıra CHP’de Akşener’in HAYIR cevabına karşılık boş durmuyor. İstanbul’u kazanmak İmamoğlu’nu kazandırmak pahasına Mersin, Adana ve Kars’ta HDP ile işbirliği yapıyor.

Oysa ki CHP, HDP’nin oylarına göz dikerken kendi oylarını kaybettiğinin farkında bile değil. Kaybet ! Kaybet!