Akşam'da kavga çıkaracak bir yazı
Abone olZaman zaman aynı gurubun iki yazarı arasında yaşanan tartışmalara şahit oluyoruz. Bu örneklerden biri de Akşam'da yaşanıyor. Ersan Özer, Ahmet Tulgar'ı yazdı...
Akşam'ın başına getirilen Serdar Turgut'un transfer ettiği Ahmet
Tulgar'ın yazıları, Akşam'ın bir diğer yazarı Ersan Özer tarafından
ti'ye alındı...
Özer'in kaleminden Milliyet'ten Ece Temelkuran da kaçmamış. İki
yazarın tepkisi ne olacak bilmiyoruz ama, Özer'in yazısının sizi
gülme krizine sokacağından eminiz.
İşte Özer'in yeni bir tartışma başlatacak yazısı...
Ahmet Tulgar'ı koruyalım
Zaten derdim bini aşmış durumda, çok rica ederim mübarek günde bir
de siz üstüme gelmeyin.
Başımda bir Ece Temelkuran varken şimdi hayatıma bir yenisi daha
girdi.
Ahmet Tulgar'ın yazısının olduğu günlerde yataktan hep aynı soruyla
kalkıyorum: Allahım, acaba bugün anlayabilecek miyim?
Ancak daha aradan 10 dakika geçmeden, gazeteyi elime alıp da
köşesine şöyle bir göz attığımda yine umutsuzluk denizlerinde balık
adam oluyorum.
Gerçi kendime haksızlık etmeyeyim. Bazen birkaç cümlesi bayağı
bayağı tanıdık geliyor. Hatta dün bir tanesini anlamaya
yaklaştığımı da hissettim.
Fakat hislendiğimle kaldım. Maalesef gerisi gelmedi.
O anki halimi Ahmet Bey gibi ifade edersek şöyle bir şeydi: 'Kırdın
kanadımı Gılgamış. Yüreğim yedi bitirdi dalağımı. Sus ki ağlasın
görümceler. Hepsi birden. Ama nereye kadar?'
Türkçe'ye benziyor
Artık adım gibi eminim. Sadece Milliyet yazarı Ece Temelkuran ve
bizim Ahmet Tulgar'ın konuşabildiği bir lisan var.
Ece Hanım geçende bir yazısına, 'Ancak sahipsizler düşünebilirler.
Düşünmek, yıkıcıdır. Soru, parçalayıcıdır' diye başlayınca
şüphelenmiştim.
Ahmet Bey'in dün okuduğum, 'Sabahları, sisini gökyüzümüzün, yorgun
göz kapaklarımızı umut açar. Umutyel' cümlesinden sonra kesin
kararımı verdim.
Keşfi ilk ben yaptığım için ismini 'Ahmetecece' koyduğum bu dil
Türkçe'ye çok benziyor. Muhtemelen aynı kaynaktan türemişler.
Ama sonra takmışlar sepeti kollarına, gitmişler çok ayrı yollara.
Bambaşka olmuşlar.
Allah gecinden versin, Ahmet Tulgar ve Ece Temelkuran bu fani
dünyadan göçüp gittiğinde bir lisan, bir koca kültür de yitip
gidecek.
İşte bundan ötürü çok endişeleniyorum.
Yalvarırım onlara sahip çıkalım. Ahmetecece'yi koruyalım ki
Hasankeyf ile aynı kaderi paylaşmasın.
Son sözü bu dilin en güzel atasözlerinden biri söylesin:
Bugün bir, dün iki. Seneye üç olmazsa o kadar iyi.
Yazı: Ersin Özer
Kaynak: