Akşam, Hürriyet'e sert çıktı

Aydın Doğan ve sahibi olduğu medya şirketlerinde çalışan gazetecilerin ilginç bir alışkanlıkları var. Bir zamanlar sadece kendilerince yapılan bir işlemi daha sonra gazetelerinde, televizyonlarında 'böyle davranmak pek de kötü iştir, ne kadar fenadır böyle davrananlar, kahrolsunlar' türünde yazılar yazıp, haberler sunabiliyorlar. Bunu yaparken de bir nebze utanma duymuyorlar, bu işi büyük bir pişkinlikle yapıyor ve etrafa dersler vermeyi sürdürüyorlar. Ülkemizde insanların gazetelerden ve gazetecilerden neredeyse tiksinme düzeyine gelmeleri de, bir kısım medyada insanlarla alay edercesine sergilenen bu davranış bozukluğundandır. Böyle davranan insanlar teflon tava gibidirler.

Teflon medyası da yapmış olduğu hiçbir ilkesizliğin kendi üstüne yapışmayacağını, iz bırakmayacağını sanan medyadır. Ama durum öyle değildir, yapılan her işin, her haberin izi vatandaşın beyninde kalmaktadır. Arada bir bu işlerde komiklikler de olabilmektedir.

İhale takipçiliği

Örneğin; Doğan medyasında bazı isimler bir ara ortaya dökülüp gazetecilerin hükümet nezdinde iş takip etmelerinin ne kadar da ayıp olduğunu anlatabilmişlerdir. Bu aynı isimler bir dönem ihale takipçiliğinin suyunu çıkarmış, tüm medyanın damgalanmasına neden olan isimlerdir. İnsanlarla alay eden bu davranış ve okuyucuların zekalarına hakaret edici tavır, o insanların vazgeçemedikleri bir alışkanlık haline gelmiş durumdadır. Şimdi yine asılsız bir iddia ile ortaya çıkıp, karalama ve hedef şaşırtma taktiğine başvuruyorlar. Genelde taktikleri sindirme ve korkutma üstüne kuruludur; ancak bu kez biz de onlara 'hodri meydan' diyoruz ve her konuda incelemelerin sonuna kadar götürülmesini talep ediyoruz. Bu süreçte, Petrol Ofisi'nde neler olmuştur, olmaktadır, bunlar da ortaya çıkacaktır gayet tabii ki. Sonunda bir yandan yargı önünde hesaplaşırken, bir yandan da kamu vicdanında hesaplaşacağız. Biz bu tartışmaya gönül rahatlığıyla gireriz, bakalım Petrol Ofisi'nin sahibinin medyasındakiler aynı rahatlığı gösterebilecekler mi?

Çukurova bağlantısı yok

Petrol Ofisi'nin sahibi Aydın Doğan ve medyasının yeni hedefi Çukurova Grubu oldu. Geçtiğimiz hafta Fatih Altaylı yönetimindeki Kanal D Ana Haber Bülteni'nde Çukurova Holding şirketlerinden Baytur Taşımacılık'ın akaryakıt kaçakçılığı yaptığı iftirası ortaya atıldı. Çukurova Grubu, Fatih Altaylı ve bazı 'kalemşörlerin' yalanlarının ortaya çıkması için Başbakanlık Denizcilik Müsteşarlığı'na başvurdu. Çukurova'nın talebi üzerine Müsteşarlık, Maliye Bakanlığı ve Devlet Demiryolları'nın elemanlarından oluşturulan komisyon, kaçakçılık ile ilgili iddiaları incelemek üzere gerekli çalışmaları başlattı. Denizcilik Müşteşarlığı'na gönderilen inceleme raporunda, 'Çukurova Şirketleri'nin akaryakıt kaçakçılığı yaptığına ve iç piyasada sattığına ilişkin bir tespite yer verilmiş olması söz konusu değildir' ifadesi kullanıldı.

Bu şirketlerin isme neden geçmedi?

Aydın Doğan medyasının suçlamaları, Mersin Limanı'nda operasyon yapan gemileri kapsıyor. Ancak Çukurova Holding'e bağlı Baytur Holding'in asıl pazarı, İstanbul çevresi. Mersin'e taşınan az miktardaki yakıt için de, raporda suçlamalarda adı geçen AB Taşımacılık taşeron olarak kullanılıyor. Ancak Baytur Holding'in yakıtını taşıyan araçlarda herhangi bir yasadışılık yok. AB Taşımacılık, Petrol Ofisi, Shell ve Mobil gibi petrol istasyonlarına taşımacılık hizmeti veriyor. Ancak yapılan haberlerde bu şirketlerin adı geçmiyor.

Zamanlamaya dikkat

Aydın Doğan ve medyasını tanıyanlar, saldırı ve iftiraların zamanlamasına dikkat çektiler.

Kaçak mazot işi Kurtlar Vadisi'nde

Kaçak akaryakıt, Show TV'de yayınlanan Kurtlar Vadisi dizisine de konu olmuştu. Polat ile Halo arasında geçen diyalogda kaçak mazotun, uyuşturucu ticareti kadar önemli hale geldiği vurgulanmıştı. Dizide Polat ile Halo arasında şu konuşmalar geçmişti:

POLAT: Mazot işine hakim misin?

HALO: Kara benim işim! Ben o işin fizik kimyasını hazırlıyım sana getireyim. Herkes kaçak mazot işine girmiş. Hiç tahmin edemeyeceğin kadar ünlü işadamları yapıyor. Hele bir kalantorun adını söylesem, hadi canım demezsen ben de hiç bişey bilmiyorum.

Kaynak : www.aksam.com.tr