Eskiden, yani ben daha
küçükken, daha hiç oy kullanmamışken, aslında çok da fazla
siyasetin sıcaklığını hissetmemişken, itiraf ediyorum siyasete son
derece soğukken…
“Oy
kullanmayacağım” demiştim…
Sonra ilk oy pusulam
adrese geldiğinde, büyüdüğümü ve artık benim de etkileyeceğim bir
seçimle, milyonlarca insanın yönetileceğini düşünerek kullandım
oyumu…
Hiçbir iktidar döneminde
yolsuzluk, yağmalama, yandaş destekleme, çalma, eşitsiz davranma,
hak yeme gibi, söylendiğinde insanın tüylerini diken diken eden bu
olayların yaşanmadığına tanık olmadım…
Zaten sonra bir daha da oy
kullanmadım…
Ama oy kullanmamak, AKP"ye
oy vermemekle aynı şey değil…
“Ben AKP"ye oy
vermem” demek cesaret istiyor…
Çünkü…
Vermezseniz, hiçbir işiniz
rast gitmiyor, bir şekilde lanetlenmiş oluyorsunuz…
Hele ki başbakana laf
söylemek?
Hâşâ!
Mesela ucuza arsa
kapatamıyorsunuz…
Mesela vergilerinizi
ödediğiniz halde, vergi rekortmeni olduğunuz halde, vergi kaçakçısı
ilan edilebiliyorsunuz…
Mesela, statünüzden
faydalanarak şirketler kurup, o şirketin araçlarıyla kaçakçılık
falan yapamıyorsunuz…
Mesela hayali ihracatı
hayal bile edemiyorsunuz…
Mesela yolda yürürken
“niye yürüyorsun” diye içeri tıkılıp işkenceden
öldürülebiliyorsunuz…
Mesela komünist ilan
edilebiliyorsunuz…
Mesela dinsiz yaftası
yakanıza yapışabiliyor…
Mesela bazıları kendini
Allah zannedip, öldükten sonra size kesilecek cezaları ardı ardına
sıralıyor…
…
Tuhaf değil mi?
Ama gerçek…
Adalet Bakanı"nın
"Hükümetimizle kavga eden, zıtlaşan yerel
yönetimler projelerini Ankara"dan geçiremiyor" diye bir cümle kurabilmesi ve bu cümlenin ardından
gazetecilere, “İstediğiniz gibi değerlendirin” diyebilmesi ne kadar
acı değil mi?
“Yok, acı değil, biz bu
lezzeti seviyoruz” diyorsanız…
Buyurun sofra
sizin!
nsrnylmz@gmail.com