AKP'li vekil bile isyan etti !..
Abone olStar Gazetesi yazarı Taşkın Şenol, Uzanların şirketlerine el konulmasını ilginç bir şekilde ele almış. İşte o yazı...
AKP'li vekil bile isyan etti!.. Evet; yanlış okumadınız, AKP
hükümetinin ve o hükümetin başı Recep Tayyip Erdoğan'ın talimatıyla
gerçekleştirilen 'eşkıyalığa', aynı partiye mensup bir milletvekili
dahi isyan etti... Bu milletvekilinin adı Emin Şirin... AKP
İstanbul Milletvekili Emin Şirin'le telefonla konuştuk dün... Sesi
bir hayli öfkeliydi; 'Bu çağda ceberrut devlet olur mu?' sözleriyle
isyanını dile getiriyordu... Aman yapmayın; bakın sizin mensubu
olduğunuz parti, sizin hükümetiniz, sizin başbakanınız yapıyor
bunları, dedim... 'Ne farkeder?' dedi ve devam etti: 'Ben olaya şu
parti, bu parti diye bakmıyorum. Uzan Grubu hatalıysa onu da
eleştiririm. Ama buradaki şahsi kanaatim, daha önce yasalara uygun
olarak devredilmiş şirketlerin, ortada egemenliğimizi tehdit edecek
bir unsur yokken zorla geri alınması. Ceberrut devlet manzarası hoş
değil... Buradaki hareket noktam, Anayasa'da Türkiye Cumhuriyeti
demokratik, laik, sosyal bir hukuk devletidir, yazması... Pekiyi
nerede hukuk? Hukukun olmadığı yerde yolsuzlukla mücadele yapılır
mı? Kimseyi inandırabilir misin? Bir taraftan hukuk devletiyim
diyeceksin, diğer taraftan hukuku uygulamayacaksın... Olur mu böyle
şey?' ADIMIZ 'ADALET' AMA... Araya girip, 'bu hukuksuzluğu yapan
sizin mensubu olduğunuz parti' diye yineledim... Devam etti Şirin:
'Evet, doğru... Ben AK Parti milletvekiliyim. Partimizin açık adı
da Adalet ve Kalkınma Partisi. Adalet önemli kelime. Ama 'Ben tek
başına iktidarım, istediğimi yaparım' dersen adalet kelimesinin bir
anlamı kalır mı? Bu meseleyle ilgili lütfen beni daha detaylı
bilgilendirin. Haklıysanız, AK Parti Milletvekili olmama rağmen
sizin yanınızdayım. Eğer haklı değilseniz karşınızdayım. Burada
anladığım, devlet daha önce satarak elinden çıkardığı malları,
'Hayır ben sana satmamıştım, sadece kiralamıştım' diyor. Bu halde
özelleştirme hedeflerine ulaşmak çok zor. Burada isimler, partiler
de önemli değil. Benim hangi partide olduğum da önemli değil. Benim
aradığım hukuk. Hukuka uygunsa diyecek bir şeyim yok. Ama değilse
ülkeye yazık ederiz. Özelleştirmeyi de, yolsuzlukla mücadeleyi de
baltalarız...' Emin Şirin'in sözleri böyle. Doğru bildiğini
söylemekten çekinmeyen bir milletvekili olduğu için AKP'de
sevmeyeni çok. Böyle giderse, 'despot' anlayışın hakim olduğu
söylenilen AKP'den ihraç edilmesi uzun sürmez... Ama Şirin gibi,
hakkı, hukuku savunan yürekli milletvekillerine ihtiyacımız var.
Yapılanları içine sindiremeyen belki başka AKP milletvekilleri de
vardır. Ama konuşma cesaretini gösterebilen şimdilik bir tek Emin
Şirin... KORKUNUN ECELE FAYDASI YOK... Konuşmak da lazım... Çünkü
hukuk, yasalar, Anayasa hepimiz için gerekli. Hele hele iktidarı
elinde bulunduran güçlere karşı bireylerin, şirketlerin hakkını
koruma yönünde sığınabileceğiniz biricik yer hukuk sistemidir... Ve
seçmen sayısının sadece yüzde 24'ünün oyunu alarak tek başına
iktidara gelen bir partinin despotça uygulamalarından, 'ben yaptım,
oldu' fütursuzluğundan korunmanın başka yolu yok... Bu yüzden de bu
hukuksuzluğa, yine hukuk yoluyla karşı durmak gerekiyor.
Hukuksuzluğu sürekli yineliyorum; çünkü şu yapılanları tarif
ederken söylenebilecek en hafif kelime bu... Yıllar önce imtiyaz
hakkını devrettiğin şirketlere el koymak haklı ve mantıklı
gerekçeler ister. Ortada ne haklı gerekçe, ne de mantık var...
Diyelim ki haklı gerekçelerin var. O zaman da prosedür belli. Bu iş
öyle Başbakan telkiniyle, Enerji Bakanı'nın emriyle şirketleri
basıp, yöneticilerini, hukukçularını yaka paça polis zoruyla
dışarıya atarak olmaz. Haklı gerekçelerini sıralarsın, Bakanlar
Kurulu'ndan karar alırsın. Bu da yetmez sonra da bunun
Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması gerekir. Bu halde bile mahkeme
yolu açıktır. Ama milyonlarca kişinin ekranlardan izlediği gibi
hukuk yolu değil, dağ başındaki eşkıyanın izleyebileceği bir yöntem
uygulandı. Kanunlar, hatta Anayasa hiçe sayıldı. Bir nokta daha...
Uzan Grubu, Çukurova ve Kepez'i aldıktan sonra milyarlarca dolarlık
yatırım yaptılar. Tamamen Türk sermayesiyle yapılan Berke
Barajı'nın açılışına ben de gittim. Bir milyar dolara yakın
maliyeti oldu. Devletin milyarlarca dolara malolan bu barajı ve
diğerlerini, tesisleri, iletim hatlarını gasp etmesi hangi kitaba
sığıyor acaba? Genç Parti'yle, onun lideri Cem Uzan'la mücadele
siyaset meydanında olur. Yerel seçimlerde hezimetten korkup bel
altı vurmakla değil... Atalarımız ne güzel söylemiş; 'korkunun
ecele faydası yok' diye... Taşkın Şenol
taskin.senol@stargazete.com.tr Star Gazetesi