Aköz'ü kızdıran soru sorma metodu
Abone olEmre Aköz, bir haber programında görüşlerini aktarırken spikerin jest ve mimiklerine takıldı. Çünkü spiker, konuşurken sıkıldım tavırlarıyla kaliteyi iyice düşürdü....
Emre AKöZ, "Olmaz ki, böyle de görüş alınmaz ki" yazısıyla
kendisine soru soranlara sitem etti...
Önce başıma gelen bir iki olayı anlatayım.
* Bir TV kanalı sabah programına davet etti. Konu: Tan Sağtürk'ün
eşcinsellik ve futbolcular yaptığı açıklama... Mümkün değildi. "O
zaman çekim yapalım, programda yayınlayalım" dediler. Peki.
Geldiler. Konuştuk. Ertesi gün yayınlandı. Buraya kadar bir sorun
yok. Ancak kim olduğumu belirtmemişlerdi. Seyirci durup dururken
bir adamın ahkam kesmesini dinledi.
* Yine bir TV kanalı. Gece haberlerinde telefonla bağlandılar.
Konu: Yeni Lira üstündeki Atatürk fotoğrafları... Bir şeyler
anlattım. Kameranın o anda kendisini çektiğini fark etmeyen spiker
(herhalde stüdyo yönetmenine) "Üfff, bu da amma uzattı" türünden
jestler ve mimikler yaptı.
* Bir ara karar almıştım. Gazeteler, dergiler görüş sorduklarında
"Ne kadar uzunlukta istiyorsanız yazayım. İster bir sayfa, ister
bir cümle. Ama yeter ki dokunmayın" diyordum. Geçen gün bir
dergiden aradılar. Konu: Gençlik argosu. Hastaydım, yazacak halim
yoktu. Zaten onların da acelesi vardı. Telefonda uzun uzun
anlattım. Sonra çıkan metni okudum ki... Allah Allah! Cümleler
arasındaki bağlantılar kopmuş, mantık silsilesi dağılmış. Beni
tanımayan bir kişi, "Bu adam deli mi" der!
Bunlar son 15 günde başıma gelenler. Peki bu ve benzeri örnekler
bize neyi gösteriyor? Sanırım şöyle bir durum var:
Medya bir haberi işlerken 'köşelere' ihtiyaç duyuyor. Yani o konu
hakkında 'yorum' yapacak insanlara...
'Yorumcular' işin uzmanı, ünlü ya da ağzı laf yapan, ilginç laflar
edebilen, konuya değişik açıdan bakabilen kişiler oluyor.
Böylece haberin kuruluğu gideriliyor, yayın zenginleşiyor.
Buna hiçbir itirazım yok. Ben de medyada çalışırken aynı yönteme
defalarca başvurdum.
Ancak...
Eğer bu 'köşeleri' (basında 'kutu' deriz) laf olsun torba dolsun
diye... "Görüş aldık mı, telefon bağlantısı yaptık mı? Elbette
abicim, kaçar mı, hepsi tamam" zihniyetiyle ele alırsak... Yukarıda
anlatmaya çalıştığım türden abukluklar, hatta nezaket dışı
davranışlar çıkıyor ortaya.
Ve kalite düşüyor.
YAZI:Emre AKÖZ