Aklıma takılan üç soru

Hafta sonu olması münasebetiyle Afrin Operasyon'na kısa bir ara verip, içimizdeki bazı sıkıntılara değinmek istiyorum izninizle...

Süleyman ÖZIŞIK suleyman@internethaber.com

Hafta sonu olması münasebetiyle Afrin Operasyon'na kısa bir ara verip, içimizdeki bazı sıkıntılara değinmek istiyorum izninizle...

Bunu yaparken aklıma takılan bir kaç meseleyi sizinle paylaşmak istiyorum. 

Aklıma çengelli iğne gibi takılan birinci mesele şu:

17/25 Aralık'tan bu yana Fetullahçı terör örgütüne pek çok alanda darbe indirildi. Darbe sıralamasında büyük öncelik, örgüte mali destek sağlayan şirketlere ve kurumlara verildi. 

Pek çok kuruma kayyum atandı, pek çok kurumun taşınmazlarının hazineye devredildiği söylendi. Ayrıca örgüte ait olduğu belirtilen bazı paralara da el konuldu. 

KHK ile kapatılan kuruluşların bankalardaki paraları hala bankada tedbir konulmuş halde bekletiliyor. Yani henüz hazineye aktarım yapılmadı.

Milyarları bulan bu paraları kasasında tutan bankalar repoydu faizdi derken epey bir ballı kazanç sağlıyor. Bunlar sadece devlet bankası falan da değil yani. Özel sektöre ait bankalar da var bunların içinde...

Soru şu:

Neden?

Neden tedbir kararı bir an önce kaldırılıp bu paralar Hazine'ye aktarılmıyor. Devletin elini rahatlatacak düzeyde olan bu kaynak neden bankaların neması haline getiriliyor?

Aklıma takılan ikinci mesele, Fetö ile mücadele konusu...

Hepimizin bildiği üzere Fetö'nün birinci darbe girişimi Halkbank'a yapılan operasyon üzerinden başlamıştı. Rıza Zarrab ve Hakan Atilla meselesi hala önümüzde büyük bir sorun olarak duruyor. 

Peki ama 17/25 Aralık ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonra başta Halkbank olmak üzere bankacılık sistemine sızan Fetö'cülerle ilgili bir çalışma yapıldı mı? 

Mesela...

15 Temmuz darbe girişiminden sonra Fetö ile iltisaklı olduğu gerekçesiyle gözaltına alınan...

Yapılan sorgulama sonucu tutuklanan ve daha sonra şartlı tahliye ile serbest bırakılan...

Yurtdışına çıkma yasağı olan ve henüz adalet huzurunda tamamen aklanmamış, hakkında KHK ile geri dönme kararı verilmemiş kaç kişi kurumlardaki görevlerine geri döndü? 

Henüz yargılamaları devam etmesine rağmen kurumda yeniden işe başlayan bu kişilerin  şu süreçte bankanın veri tabanını kullanıp bilgi topluyor olabilme ihtimali var mı?

Bu kişilerin kurum içinde hala Fetö propagandası yaptığına dair bana kadar ulaşan ciddi iddialar ve ihbarlar var. 

Soru şu:

Bu kişilerle ilgili geri dönüş emrini kim, neden verdi? Bu kararı veren kişi, devletin ilgili birimlerine bilgi verdi mi vermedi mi?

Son soru:

OHAL İşlemlerini İnceleme Komisyonu'nun çalışmalara başladığı ve 110 bini bulan başvuruları değerlendirmeye başladığı söylendi. Hatta kurumun ilk itiraz sonuçlarını 2017 yılının Kasım ayının başında açıklayacağı da belirtildi.

Kasım'ın üzerinden neredeyse dört ay geçti ama ne bir haber var ne de bir karar. 110 bin insanın içinde yer alan Fetö mağdurları, canı burnunda bir halde açıklanacak kararları bekliyor.

Ne oldu, neden bir ses çıkmıyor?

Eğer bir teknik aksaklık var ise toplum bu konuda neden bilgilendirilmiyor? Herhangi bir aksaklık yok ise, OHAL İşlemleri Komisyonu üzerinden dört ay geçmesine rağmen beklenen kararları neden açıklamıyor? 

Kararlar veriliyor, mağdurlar aklanıyor da bu durum gizli saklı yapılıyorsa, büyük hata... Çünkü kamuoyu mağdurların aklandığını görmek, duymak ve bilmek istiyor. 

Soru şu:

Sevgili OHAL İşlemleri İnceleme Komisyonu üyeleri... Bu gecikmenin nedeni nedir? Kararları neden açıklamıyorsunuz? Kamuoyuna, dosyaları karara bağlayıp açıklama yapacağınız yeni bir tarih verebilir misiniz?