Akit yazarından Gülen'e 'seviyesiz' yazı
Abone ol'Kusura bakmayın bunları yazmak zorundayım' diyen Akit yazarı Gülen için ağır ifadelerle dolu bir yazı kaleme aldı.
İNTERNET HABER - Yeni
Akit, Cemaat ile AK Parti savaşını üstüne alındı ve topyekün
saldırı başlattı. nin sivri ve ağır yazıları ile tanınan ismi Hasan
Karakaya bugün hem Cemaate hem de Gülen'e çok ağır ifadelerle
vurdu.
Hasan Karakaya, Gülen için "takiyyeci" gibi çok
ağır bir ifade kullandı ve "Peki; "Gerçek Hocaefendi"
hangisi?.. Yoksa, "takiyye" yapa yapa,
"Zikrettiğiniz şeye mi dönüştünüz?" diye
yazdı.
BREH!.. BREH!.. BOŞUNA HOCAEFENDİ
OLUNMUYOR
Karakaya Gülen için, "Breh.. Breh... Breh... Ne "zekâ"
ama, Ne "taktik" ama!.. 40 yıl düşünsem, aklıma gelmezdi... Demek
ki; Boşuna "Hocaefendi" olunmuyor!.." gibi cümlelerle
seviyesiz bir alaycılık sergiledi.
Gülen'in 28 Şubat sürecinde Refah Partisi'nin kapatılması
için askerlere taktik verdiğini savunan Karakaya, Cemaat
medyasına karşı eski defterleri açtı. Karakaya, Gülen'in Refah
Partisinin kapatılması döneminde Milliyet'e verdiği röportajı
sahaya sürdü.
TETİKÇİ GAZETE BAVULU
İşte Karakaya'nın yazısından bölümler;
"Hani; "Yavuz hırsız, ev sahibini bastırırmış" diye bir atasözümüz
var ya, Zaman'ın bazı yazarları da "yavuz hırsız"lığa
soyunmuşlar... Akılları sıra, bizi bastıracaklar!..
Bizim, "müflis bakkal çaresizliği" ile; "Ama siz de şunu yaptınız,
ama siz de bunu söylediniz" zavallılığına(!) sığındığımızı
söylemişler... Dedim ya; Tam bir "yavuz hırsız" taktiği...
Be adamlar; "Siz de bunu yaptınız, siz de şunu yaptınız" diyen biz
değiliz ki... Tam aksine; "eski defterleri" karıştıran ve onlardan
"medet" uman sizlersiniz!..
Söyleyin Allah aşkına; "Gülen'i bitirme kararı 2004'te
MGK'da alındı" başlıklı haber veren "tetikçi gazete"nin "bavul"una
dört elle sarılıp, günlerce "davul" çalan sizler değil
misiniz?..
GERÇEK HOCAFENDİ
HANGİSİ?
Taa 2004'te meydana gelmiş ve üstelik "hiç kimsenin inanmadığı"
belgeler üzerine konuşup; "Benim kolum-kanadım kırıldığı gibi,
dilime de bir kilit vuruldu. (...) Bazı dostlarımız sükut çağrısı
yapıyor... Böyle bir mevzuyu müdafaa etmede susmak, dilsiz
şeytanlıktır" diyerek meydan okuyan biz miyiz, yoksa Hocaefendi
mi?..
O söz takiyye, Bu hareket takiyye!..
Peki; "Gerçek Hocaefendi" hangisi?..
Yoksa, "takiyye" yapa yapa, "Zikrettiğiniz
şeye mi dönüştünüz?"
GÜLEN'İN MİLLİYET'TE ÇIKAN RP'NİN KAPATMA DAVASIYLA İLGİLİ SÖZLERİNİN TAMAMI -"Amerikalı yetkililerin, kanaatleri bana intikal ettiği kadar, Refah'ın kapatılacağı merkezinde düşünceler var. Ben eskilerin ifadesiyle 'bila kaydu şart' o mülahazalara katılmıyorum. Hiç kapamayabilirler. Refah Partisi'nden kurtulmak isteyenler için kapamak bir iştir. Bana yapacakları şey, kendileri açısından bunu yapmak isteyebilirler... Daha makulü, Refah'ı kapatmamak, mahkemeyi devam ettirmek, mahkeme devam ederken seçime girmek. Seçim sathı mailine girilirken mahkemenin devam etmesi, Refah'a olan güveni sarsar. Kapatılacak olan bir parti mühalazası hasıl eder. Oy verilmez ona. Daha demokratik yolla bu oylar Refah'a yakın partilere kayar, büyük ölçüde. Maksat hasıl olur. Belki böyle yapmayı tercih ederler. Böyle yapma da, toplum tarafından birilerini büyük ölçüde töhmet altına itmez... Mahkeme bitmemiştir. Karar verilmemiştir. Kapatılmamıştır. 'Eh, ne yapalım, millet tercihini bu istikamette yaptı' diyebilirler." |
HOCAEFENDİ ERBAKAN İÇİN BUNU DEMEDİ
Mİ?
"2004 MGK'sında alınan karar"lar, madem ki Hocaefendi'nin
"kolunu-kanadını" kırmıştır, o zaman biz de "1997'de
kolu-kanadı kırılan bir kitle"den, evet, "Erbakan Hoca ve
sevenleri"nden söz edelim...
Tarih 31 Ağustos 1997...
Fethullah Hocaefendi ile tedavi görmekte olduğu ABD'nin New Jersey
eyaletindeki evinde görüşen gazeteciler arasında bulunan Milliyet
muhabiri Yasemin Çongar, Hocaefendi ile yaptıkları röportajı "3
bölüm halinde" yayınlamış... 31 Ağustos 1997 tarihinde yayınlanan
"1. bölüm"de; "Hocaefendi'nin askerlere verdiği taktik" yer
alıyor.
Sormuş gazeteciler;
-"RP'nin kapatılması, Türkiye'nin genel dengeleri
açısından ne sonuç verir?"
SANKİ SİYASET
MÜHENDİSİ!
Hocaefendi, bir "Hocaefendi" gibi değil, adeta bir "siyaset
mühendisi" gibi konuşuyor ve 28 Şubat'çılara "akıl"
veriyor, "taktik" veriyor!..
Diyor ki; "RP'yi kapatmayın!" Ya ne
yapsınlar?..
"Kapatma dâvâsını açın, mahkeme devam ederken, seçime
gidin!.. RP'nin nasıl olsa kapatılacağını düşünen insanlar bu
partiye oy vermezler... Oylar, Refah'a yakın partilere gider,
böylece maksat hasıl olur!"
Breh.. Breh... BrehL
Ne "zekâ" ama, Ne "taktik" ama!..
40 yıl düşünsem, aklıma gelmezdi...
Demek ki; Boşuna "Hocaefendi" olunmuyor!..
Demek ki; "İlâhiyat Mühendisi" olmakla iktifa
etmeyecek, "Siyaset Mühendisi" de olacaksın!..
KUSURA BAKMAYIN
HOCAEFENDİ
YAZMAK ZORUNDAYDIM
Ne yalan söyleyeyim; Şu "dershane tartışmaları" başlayıncaya kadar,
tüm bu söylem ve eylemlerin birer "takiyye"
olduğunu düşünüyordum...
Ama ne zaman "Firavun... Karun" demeye başladı,
işte o zaman "kolum-kanadım kırıldı" ama, şükür
ki, "göz"lerim açıldı...
Kusura bakmayın; Bunları yazmak zorundayım...
Hem, Hocaefendi ne diyor; "Susmak, dilsiz
şeytanlıktır!"