Bu araştırmanın başyazarı psikoloji profesörü Jean M. Twenge. San Diego State Üniversitesi'nden ekibinin araştırmadaki bulgularına göre en mutlu gençler, dijital medyayı günde bir saatten daha az kullananlar oluyorlar. Bu gençler, ekran karşısında vakit geçirmek yerine spor yapmak, gazete okumak (şaşırtıcı olsa da) ve yüz yüze iletişime geçmek gibi başka uğraşlara sahip. Ayrıca gençlerin telefon ekranlarına bağımlı hale dönüşmeleri krizi yakın bir zaman içerisinde kaybolacak gibi de gözükmüyor. İki büyük Apple yatırımcısı, firmanın çocukların telefon bağımlılığı ile mücadele etmesi gerektiğini ve bunun firmanın sorumluluğunun bir parçası olması gerektiğini daha önce yüksek sesle dile getirmişti. Ancak, normal olarak, ebeveynlerin bu sorumluluk için firmaları yeterli bulmaları doğru bir yaklaşım olmayacaktır. Bunun yanı sıra, pek çoğumuzun kendi cihaz bağımlılıklarımızı kontrol etmekte zorlandığımız düşünülürse, bunun oldukça zor olduğu rahatlıkla söylenebilir. Umut verici bir ayrıntı ise, akıllı telefonlarını "akılsız" eski telefonlar ile değiştiren gençlerin garip bir özgürlük hissi ile dolduklarını söylemeleri. Today tarafından yapılan bir deneyde gençlerden akıllı telefonlarını bir hafta boyunca kapaklı telefonlar ile değiştirmeleri istenmişti. Deneye katılan gençler, en başta "çıldırmak üzere" olduklarını söylerken, sonradan kitap okumak ve aileleri ile konuşmak gibi diğer "ilginç" aktiviteler yapmaya başladıkları belirtmekteydiler. Seventeen dergisinde yayımlanan bir başka yazıda ise iPhone'u yere düşerek kırıldıktan sonra 2008 yılından bir Motorola kapaklı telefon kullanmaya başlayan 16 yaşındaki bir genç anlatılmaktaydı ve bu genç, akıllı telefon ile takip etmek "zorunda" olduğu bütün mesajların ve sosyal medya yazılarının telefonundan uzaklaşması ile beraber üstünden bir yükün kalktığını ve artık bu konuda stresli hissetmediğini söylemekteydi. Gencin belirttiği üzere bu değişikliğin bir başka avantajı da arkadaşları ile buluştuğunda konuşacak bir şeylerinin olmasıydı. Geçtiğimiz aylarda New York Times'ın yayınladığı bir yazıda ise "Social Media Wellness: Helping Teens and Tweend Thrive in an Unbalanced Digital World" (Sosyal Medya Sağlığı: Gençlerin Dengesiz bir Dijital Dünya'da Gelişmelerine Yardımcı Olmak) yazarı Ana Homayoun, ebeveynlerin çocuklarına öncelikli olarak akılsız telefon vermeleri gerektiğini ve gençlerin genel olarak sağlıklı alışkanlıklar edindikten sonra akıllı telefona geçmelerinin uygun olduğunu söylüyor. Homayoun, akıllı telefon kullanımını bisiklet ya da araba kullanmayı öğrenmeye benzetiyor ve bu öğrenimlerdeki alıştırma tekerlekleri ve acemi ehliyeti gibi sistemlerin bir benzeri olarak gençlerin akılsız telefonlar kullanabileceğini söylüyor. Tabii ki bu sistem tam anlamıyla geçerli bir çözüm değil ve pek çok genç, bir harfe ulaşmak için aynı tuşa birden fazla kez basmaları gereken eski cihazlar için çok müteşekkir olmayacaklardır. Ancak bu duygunun, akıllı telefon bağımlılığına tercih edilebileceği de söylenebilir...