ÂKİLLERİ ŞOK EDEN SORU
Abone olBursa’da bir fabrikada işçilere barış sürecini anlatan akil insanlara, "Siz vatan haini misiniz?" diye soruldu. Yücel Saylan, "Ben şimdi ...
Bursa’da bir fabrikada işçilere barış sürecini anlatan akil
insanlara, "Siz vatan haini misiniz?" diye soruldu. Yücel Saylan,
"Ben şimdi vatan hainiyim ama barış olsun, silahlar sussun
istiyorum" dedi.
Akil İnsanlar Marmara Grubu Üyelerinden Hülya Koçyiğit, Yücel
Saylan, Ali Bayramoğlu, Levent Korkut ve Mithat Sancak; Organize
Sanayi Bölgesi’nde Erol Gülmez’e ait E.G. Pres Fabrikası’ndaki
işçilerle bir araya geldi.
Akil insanları dinledikten sonra söz alan bir kişi, “Damat Ferit
döneminde Heyet-i Nasiha diye bir yapı oluşturulmuş. Bugün tarihte
o heyete biraz vatan haini olarak bakılıyor. Şimdi de sizin
heyetiniz bunlara benzetiliyor. Ben size soruyorum, siz vatan haini
misiniz?” dedi.
Bu soru üzerine Yücel Saylan, kendisinin bir bilge olmadığını ifade
ederek, “Ben sizin düşüncenizden farklı söylesem ikna mı
olacaksınız? Bizim sizi ikna etmek gibi bir niyetimiz yok. İlk defa
bu soruları toplu olarak soruyoruz. Buraya geldik, neye karar
vereceğiz? Sahneye indik, seyirci olmaktan çıktık. Biz seyirci
değiliz. Burada karar mekanizması biziz. İstediğimiz şey bu
meselenin çözümüdür. Siz vatan haini olarak görüyorsanız öyle
görün. Evet ya da hayır desem de inanmayacaksınız. Belki de
öyleyimdir, ne bileyim? Damat Ferit örneği verdiniz. Biri bir
yerden gayet enayi bir örnek çıkarıyor. İstanbul’da işgal orduları
mı var? O dönemde, işgali kabul edelim diye o heyeti
gönderiyorlardı. Şimdi Türkiye işgal altında mı? İstanbul işgal
altında mı? Biz de buraya gelip, ’Bakın, fazla ses çıkarmayalım da
insanlar ölmesin.’ Biz öyle mi diyoruz? Bunu söyleyenin kafasına
göre Türkiye işgal altında. Aptal bir örnek. Ben şimdi vatan
hainiyim ama ben barış olsun, silahlar sussun istiyorum” cevabını
verdi.
Ali Bayramoğlu ise, “Bir kere bayrak kalkacak, Türk kelimesi
kalkacak, T.C. kalkacak gibi saçmalıkları kafanızdan lütfen atın.
Böyle bir şeylerin olması söz konusu değil. En fazla, vatandaşlık
tanımının Türk olmayanları da içerecek bir şekilde, demokratik bir
şekilde tanımlanması Anayasa’da söz konusu olacaktır. Türkiye’de şu
anda ne bayrak tartışması var ne T.C. tartışması var ne de Türk
kelimesinin tartışması vardır. Eğer buradan yola çıkarsak karşı
tarafın veya siyasi iktidarın düşünmediği şeyleri onlara
atfedersek, bir anlamda yel değirmenleriyle savaşmaya başlarız.
Kendi öfkemizi başka yere transfer etmeye başlarız. Öfke ile neyi
çözebiliriz? Bir arkadaşınız söyledi, ’Açılım bölünmeyi getirecekse
ben onu istemiyorum.’ Eğer öyleyse ben de istemiyorum ama soruyu
şöyle soralım. ‘Eğer açılım olmazsa, bu bölünmeyi getirirse ne
düşüneceğiz?’ Ben bugün atılan bütün adımların Türkiye’nin
bütünlüğünü korumak için atılan son büyük ciddi adımlar olduğunu
düşünüyorum. Bu bir bölünme değil. Bölünmeyi engelleme adımıdır”
ifadelerini kaydetti.
(İHA)