AKİL İNSANLAR EGE HEYETİ: ÇÖZÜM SÜRECİNDE PAZARLIK YOK”
Abone olAkil İnsanlar Heyeti Ege Grubu’nda yer alan gazeteci Avni Özgürel, çözüm sürecinde PKK ile devletin yaptığı herhangi bir pazarlığın olmadığı...
Akil İnsanlar Heyeti Ege Grubu’nda yer alan gazeteci Avni
Özgürel, çözüm sürecinde PKK ile devletin yaptığı herhangi bir
pazarlığın olmadığını kaydederek, Abdullah Öcalan’ın serbest
bırakılması gibi bir durumun da kesinlikle söz konusu olmadığını
söyledi.
Akil İnsanlar Heyeti Ege Grubu üyelerinden gazeteciler Avni
Özgürel, Fadime Özkan ve Hasan Karakaya’dan oluşan 3 kişilik heyet,
çözüm sürecini anlatmak üzere Afyonkarahisar’a geldi. Korel Termal
Otel’de gerçekleştirilen basın toplantında heyet üyeleri önce basın
mensuplarına sürecin nasıl başladığı, nasıl işleyeceği ve amacı
hakkında bilgiler verdiler. Toplantı öncesinde emniyet güçleri
tarafından heyetin kaldığı otelde geniş güvenlik önlemleri
alınırken, basın toplantısı öncesinde heyeti Afyonkarahisar Valisi
İrfan Balkanlıoğlu ve Afyonkarahisar İl Emniyet Müdürü Mustafa
Uçkan da ziyaret etti.
Ziyaretin ardından gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan
gazeteci Avni Özgürel, çözüm süreci ile birlikte cumhuriyet
tarihinin en önemli dönemeç noktasına girdiğini kaydetti.
Türkiye’de herkesi endişelendiren ve terör meselesi diye
adlandırılan korku tünelinden çıkmak üzere olduğunu anlatan
Özgürel, “Barışın önemsizliği diye bir şey hiç kimse için söz
konusu olamaz. Türkiye’ye bu kadar sıkıntı vermiş, bu kadar acı
yaşatmış olan terör meselesi müzakere sürecine girmiştir. Esas
olarak Türkiye’de sorunun adı, bizim gündemimizi oluşturan mesele
zannedildiği gibi Kürt, terör meselesi filan diye isimlendirilecek
bir şey değil. Türkiye’nin esas temel meselesi demokratikleşme
meselesidir. Demokrasinin içerisinde herkesin sorununa çözümü var.
Çünkü bu ülkede Kürtler var, onların dertleri var, sıkıntıları var.
Kürtlerin çözümü var, Alevilerin çözümü var. Herkesin bir çözümünün
esas çaresi gerçek manada demokrasinin inşasıdır. Çünkü demokrasi
herkese lazım. Bu ülkeyi, bu vatanı, bu bayrağı ve bu devlete gönül
vermiş herkesin temel talebidir demokrasi” diye konuştu.
“YENİ ANAYASA SİVİLLER VE SİYASİLER EL ELE VERİLEREK YAPILACAK”
Çözüm süreci ile birlikte yeni anayasa çalışmalarının da
başladığını belirten Özgürel, yeni anayasanın siviller ve
siyasetçilerin el ele vererek hazırlamaya çalıştığı bir anayasa
olduğunu kaydetti. Bugüne kadar Türkiye’nin hep tepeden inme
anayasa ile yönetildiğini söyleyen Özgürel, konuşmasını şöyle
sürdürdü:
“Bugüne kadar hep tepeden inme anayasalarla idare edildik. İlk defa
Türkiye’de tabandan yukarıya doğru inşa edilecek bir anayasa çabası
var. Sürecin bu şekilde ilerlemesinin olmazsa olmaz koşulu
Türkiye’de hepimizin dediği, hepimizin isteği, şiddetin ve terörün
son bulmasıydı. Bir taraftan kan akarken, öbür taraftan demokrasiyi
inşa edeceğiz iddiası inandırıcılığını kaybeder. O yüzden
Türkiye’de sürecin bir ayağı da terörün, şiddetin son bulması için
yapılan girişimlerdir.”
“ÖRGÜTE YAKIN SİYASİ İSİMLER BİLE PAZARLIĞIN SÖZ KONUSU OLMADIĞINI
SÖYLÜYORLAR”
Çözüm sürecinde sürekli olarak dile getirilen ve özellikle
muhalefet tarafından kullanılan ‘Bu süreçte PKK ile pazarlık var
mı?’ sorusu üzerine ise Özgürel, böyle bir şeyin söz konusu
olmadığını söyleyerek, “Bu zaten kelime olarak ta yanlış. Devlet
hayatı, toplum, millet hayatı böyle bir celep pazarlığına
indirgenerek konuşulursa burada yanlış yapılır. Elbette bir takım
görüşmeler gözümüzün önünde yapılıyor. Peki bunlarda acaba gizli
bilmediğimiz sonradan bizi sıkıntıyı sokacak bir şey var mı?
Bilmediğimiz gizli hiçbir madde şuana kadar yok. Aksini iddia etmek
Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanının yalan söylediğini iddia
etmektir. 30 yıldır Türkiye ile kavga eden bir örgüte yakın siyasi
temsilcileri ‘Hiçbir gizli madde, hiçbir pazarlık söz konusu değil’
dedi. Ayın cümleyi belki dağdaki terör örgütünün şuanda yöneticisi
konumundaki insan da söylüyor. 3-5 ay sonra aksi kanıtlanacak bir
şeyi bütün bu insanların Türk toplumunu kandırmak için söylemiş
olacağına inanmak akılla, izanla ve vicdanla bağdaşmaz. Hepimiz
biliyoruz, yani bunca şehidimiz var. Türkiye’de en fazla şehit
veren bölgedeyiz, topraklardayız. O yüzden duyarlılıkların hiç
şüphesiz ki farkındayız. Yürek yarası zihnimizin bir köşesinde var.
Peki unutacak mıyız? Hayır. Biz şehitlerimizi toprağa verirken,
defnederken ‘kanınız yerde kalmayacak’ diye defnettik, onları öyle
toprağa verdik. Bu vatan, bu millet bölünmüş olsaydı o zaman o kan
yerde kalmış olurdu. Çünkü onlar bu vatan bölünmesin diye,
parçalanmasın diye toprağa verdiler canlarını. Bu ülkenin
birliğini, vatanın bütünlüğünü muhafaza eden her büyük proje, her
yapı esasında bizim şehitlerimize olan borcumuzdur. Eğer Türkiye
gerçek bir demokrasi üzerinde inşa edilecekse bu aynı zamanda
şehitlerimizin manevi hatırasının üzerinde yükselecek demektir”
şeklinde konuştu.
“BU PROJE ÖCALIN’I KURTARMA PROJESİ FALAN DEĞİL”
Çözüm süreci sonrasında PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın
serbest bırakılması gibi bir durumun da söz konusu olmadığını
anlatan Avni Özgürel, sözlerine şöyle devam etti:
“Böyle bir şey kesinlikle söz konusu bile değil. Kim aksine ne
söylerse söylesin böyle bir şey söz konusu değil. Bunun böyle bir
teşebbüs bile Türkiye’de şuanda gerçekleştirmeye çalıştığı hedefin
mahiyetini küçültür. Yani bu proje Öcalan’ı kurtarma projesi falan
değil. Bu süreçte böyle bir şey söz konusu değil. Elbette dağda
eline silah tutuşturulmuş insanlar var. Bunların bir kısmı barış
süreci başladığından beri şuanda evlerine döndüler. İkincisi
elbette eli kana bulanmış insanlar var. Bunlara ne yapılacak
onlarda şuanda Türkiye sınırını terk etmekle meşguller. Geri
çekilme için Mayıs 8 denildi, ancak bakmayın o sembolik bir tarih,
belki de o tarihe kadar hepsi Türkiye’yi terk etmiş olacak. Onlara
ne yapılır, ne edilir o insanların cezaları nasıl kesilir onlar
için bir şey söyleyecek durumda değilim. Önemli bir çoğunluğunun,
eylemlere katılmamış olanların Türkiye’ye bir şekilde dönmesinin
sağlanacağını düşünüyoruz. Bu bizim kişisel görüşlerimiz.”
Çözüm süreci konusunda oluşturulan Akil İnsanlar Heyeti hakkında da
bir açıklama yapan Avni Özgürel, şöyle konuştu:
“Bu 63 kişilik akiller olarak isimlendirilen insanlar hepsi belki
günlük hayatlarında veya sosyal hayatlarında siyasi meşrepleri
itibariyle fazla yan yana gelmeyecek insanlar. Bu insanları bu
projeye, Başbakanın davetine ‘evet bizde taşın altına elimizi
koyuyoruz’ derken hiçbirinin beklentisi, çıkarı da söz konusu
olmadı.”
(İHA)