Akil İnsanlar: Bizim için ‘Hükümete hizmet ediyordur, makam arıyorlardır’ diyorlar
Abone olAkil İnsanlar Heyeti Marmara Bölge Komisyonu Başkanı Başkanı Deniz Ülke Arıboğan, “Maalesef toplum bir rüşvet karşılığı olmadan, iyi niyetle...
Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölge Komisyonu Başkanı Başkanı
Deniz Ülke Arıboğan, “Maalesef toplum bir rüşvet karşılığı olmadan,
iyi niyetle ve halisane duygularla bir şey yapılacağına olan
inancını kaybetmiş” dedi.
Akil İnsanlar Heyeti Marmara Bölge Komisyonu Üyeleri Deniz Ülke
Arıboğan, Mustafa Arıboğan, Hülya Koçyiğit, Mithat Sancar, Levent
Korkut, Ali Bayraktar, Hayrettin Karaman, Bursa Hilton Otel’de
basın mensuplarıyla bir araya geldi. Toplantının açılış konuşmasını
yapan Deniz Ülke Arıboğan, “Burada incitici olan şey, maalesef, bu
toplumun artık bir rüşvet karşılığı olmadan, gerçekten iyi niyetle,
halisane duygularla bir şey yapılacağına olan inancını kaybetmiş
olmasıdır. Bu bana çok acı geliyor. Mesela bize bakıyorlar, ‘Bu
adamlar para alıyorlardır’ diyorlar. Almıyoruz. ‘Hükümete hizmet
ediyordur, makam arıyorlardır’ diyorlar. Bunu da istemiyoruz.
Siyasete de girmeyeceğiz. Ne yapacağız? İki aydır sırf inandığımız
bir şey için, sırf bu ülkede silahlar sussun, sırf bir gencimiz
daha hayatını kaybetmesin diye, bir sürü protesto ve hakarete
rağmen debeleniyoruz. Görevimiz bitene kadar da uğraşacağız.
Kendimiz için düşündüğümüz hiçbir konu yok. Bir ülke barış
prosesini sadece bir rüşvet karşılığında mı başlatır? İnsanlar
sadece kendileri için bir çıkarı olmadan, sadece ülkesi, vatandaşı
için hiçbir şey yapmaz mı? Ben bu kadar kötü düşünmek istemiyorum.
İnşallah yukarıda da böyle düşünülmüyordur ama böyle bir sürecin
içine bunların karıştırılması son derece yanlış şeyler” dedi.
Başkanlık sisteminin de referanduma gideceğini, bunun referandumsuz
yapılması halinde kıyametin kopacağını ifade eden Arıboğan, “Ben
başkanlık sistemini desteklemiyorum ama halk bunu kabul ederse ne
diyebilirim ki? Farklı düşünceye sahip insanlar var aramızda ve
sürekli insanlara bu duygunun verilmesinin de çok acı olduğunu
düşünüyorum. Siz de işinizi aşkla yapmıyor musunuz? Bir insan bir
şeye inandığı için, bir toplum bir şeye ihtiyaç duyduğu için o şey
gerçekleşemez mi? Bu toplumda barışa yüzde yüz destek var. Sadece
endişe ve kaygılar var ve bunda da çok haklılar. Sırf bu
propagandalar yüzünden, acaba birinin çıkarı için koca bir halkın
çıkarı feda ediliyor mu? Öyle bir şey yapanın da canı okunur nihai
noktada. Böyle bir şeye cüret edilebilir mi? Ben böyle bir
tartışmaların bu konunun içinde yer almasının siyasi
beceriksizlikten kaynaklandığını düşünüyorum. Hem de kimilerinin
çok güzel siyasi becerisinden kaynaklandığını düşünüyorum. Süreci
durdurmak için her şey enjekte ediliyor sürecin içine. Bundan sonra
bizim tek derdimiz bu ülkede artık silah atılmasın” diye
konuştu.
“TÜRKİYE ÇOK SIKIŞMIŞ BİR DÖNEMDEN GEÇİYOR”
Arıboğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her gittiğimiz yerde bambaşka sözler işitmeye başladık.
Heyetimizin rolü başta yapılan propagandalara rağmen yeni
anlaşılmaya başlandı. İlk verileri Başbakana aktardık. Toplumun
kırılma noktalarını belirttik. Siyaset, oy sandığında oldukça
hareketli. Siyaset gözlüğü takılınca tüm sorunlar siyasi oluyor.
Halbuki tüm sorunlar insana dairdir. Hepimizin aynı tarafta
duracağı konularda bile konu siyasete giriyorsa kutuplaşma oluyor.
Bu akiller yanlış bilgilendirildiği için teknik bilgiye vakıf
zannediliyor. İnsanlar konuşmak istiyor. Türkiye çok sıkışmış bir
dönemden geçiyor. Keşte anayasada da böyle bir şey yapılsa.”
“SİYASET ARKAMIZA DÜŞTÜYSE NE MUTLU BİZE”
Aralarında AK Parti’ye çok mesafeli insanların da olduğunu kaydeden
Arıboğan, “Dünyada böyle bir örnek yok. Toplumla siyaset arasında
nasıl moderatörlük yapılır, onu bilmiyoruz açıkçası. Bizler de
görmediğimiz, bilmediğimiz şeyleri duyuyoruz. Bu sadece bu döneme
has değil. İnsanların barışa hasretini de duyuyoruz. Bu topluma
nezaket gerekiyor. Biz AK Parti’ye değil, barışa hizmet ediyoruz.
Siyaset bambaşka noktalarda geziniyor. Siyaset arkamıza düştüyse ne
mutlu bize ama düşmüş gibi gözüküyor. İnşallah böyle devam eder ve
geleceği bu kadar karamsar görmeyen jenerasyon oluşturmuş oluruz.
Bu dönemde olmazsa ileride daha da zordur. Daha iyi bir topluma
yaşamak için gerçek bir barış için silahların susması için
çabalıyoruz. Sesleri duyulmayan insanların sesini duyurmaya
çalışıyoruz” dedi.
Ali Bayraktar ise bir soru üzerine süreçle ilgili gizli bir
pazarlık olmasının söz konusu olmadığını belirterek, “Elbette bizim
bilmediğimiz şeyler de vardır ama bizim de bilgilenme ve
olabildiğince şeffaflık hakkımız vardır. Bize, ‘Türkiye Tahrir gibi
olacak’ gibi bir şey söylenmedi. O gün Başbakan Erdoğan Dolmabahçe
toplantısında basında yanımızdaydı. Ardından Başbakan konuşmadı.
Bize hiçbir çerçeve sunmadığı gibi, perde arkasında bir şey olduğu
şeklinde bir şey konuşulmadı” ifadelerini kullandı.
Basın mensupları, diğer akillere de merak ettiklerini sorarak süreç
dahilindeki görüşmelerle alakalı bilgi aldı.
(İHA)